46. Bölüm

10.6K 433 109
                                    


46. BÖLÜM~
.
.
.
.
.
.
.

Daha fazla burada duramayacağımı anladığımda tam arkamı dönmüş gidiyordum ki Barın'ın kolumu tutmasıyla durmuştum.

Arkamı dönüp ona öfkeyle bağıracağım sırada beni kendisine çekmiş ve dudaklarımı sertçe öpmeye başlamıştı.

Kas kasti kesildiğimde karşılık verememiştim.

Dudaklarını dudaklarımdan ayırdığında donakalmıştım.

Gözleri kıpkırmızıydı.

" Burdan kalbin kırık ayrılmana izin veremem."

Hiçbir şey demediğimde o konuşmaya devam etti.

" Sana her seyi anlatacağım ve sende beni dinleyeceksin. Tamam mı güzelim?"

Ben tepki veremezken o kollarımdan tutup beni yatağa oturtmuş ve ellerimi avuçlarının arasına alıp karşımda yere eğilmişti.

Fazlasıyla dağılmıştı.

Gözlerimin içine baktı ve kuruyan dudaklarını ıslatarak konuşmaya başladı.

" İki gün önce, gece bir çatışmada sırtımdan vuruldum." Demesiyle kalbim ağrımaya başlamıştı.

Vurulmuş muydu?

" Daha yeni kedini kaybettiğin için ruh halin çok kötüydü. Sana vurulduğumu söylersem normalden çok daha fazla korkacak ve endişelenecektin benim için. Daha fazla gözündan yaş akmasını istemedim çünkü seni ağlarken görmek beni mahvediyor güzelim. Dayanamıyorym seni ağlarken görmeye."

Sertçe yutkundum. O vurulmuştu ve bana söylememişti.

" Yine de bana söylemeliydin." Dedim sonunda dudaklarımı aralayarak.

Avuçlarımın içlerine birer öpücük kondurup tekrardan gözlerimin içine baktı.

" Üzülmeni istemedim. Ama hata yapmışım. Ağlamanı istemezken şimdi bu kadar çok ağlamanın tek sebebi benim. Allah belamı versin, çok özür dilerim Pare."

Gözleri dolduğunda burnumu çektim ve çenemi havaya kaldırdım.

" O şırfıntı?" Dedim zar zor konuşarak.

" Biliyorsun doktora gitmeyi sevmiyorum. Mermi çok da derine inmemişti ve riskli bir bölgeye de gelmemişti. O yüzden bir doktor çağırmalarıni istedim. Gelen o kadındı. Narkozdan ve verdiği antibiyotiklerden dolayı gereğinden fazla uyudum. Seninle o yüzden kısa kısa konuşabildim hep."

Derin bir nefes aldığında onu dikkatlica dinliyordum.

" Kötü niyetli biri olduğunu bilmiyordum. Ben uyurken telefonumu almış ve büyük ihtimalle parmağımı kullanarak parmak izini açmış. Sonra da bir fotoğraf çekip sana atmış olmalı."

Kafamı salladım.

" Kapıdaki korumalar?" Dedim aklıma takılan son soruyu sorarken.

"Kapıdaki korumaları biliyorsun zaten, ben vurulduğumda içeri kimsenin girmemesi emrini veriyorum. Senin buraya geleceğini hiç düşünmemiştim o yüzden onları seni içeri almaları konusunda bilgilendirmedim. Ama bundan sonra böyle olmayacak. Hepsiyle konuşacağım, artık onların gözünde ben neysem sen de osun. Kimse sana emir veremez."

İster istemez gülümseyerek kafamı salladım.

Ellerini ellerimden çekip ayağa kalktığında göz yaşlarımı sildi ve burnumun ucune bir öpücük kondurdu.

" Affettin mi beni?"

Dudaklarımı birbirine bastırdım.

" Arkanı dön."

Beyefendi /yarı texting/ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin