1.Bölüm:Oyun ve Başlangıç

157 27 339
                                    

Karakter listemiz, işe yarar diye her bölüm başına koyacağım, iyi okumalar✨💎♥️🩷🩵

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Karakter listemiz, işe yarar diye her bölüm başına koyacağım, iyi okumalar✨💎♥️🩷🩵

Kitabın şarkısı: Melanie Martinez- Ta'g your İt

Lütfen dinleyerek okuyun.🩷

"Hocam nereye gidiyoruz?" Diye sordu pembe saçlı güzel bir kız olan Chaehyun. Siyah saçlı, siyah takım elbise giyinmiş öğretmenleri cevap verdi.

"Süpriz. Ama orada oyun oynattıracağım. Umarım hoşunuza gider."

"Neden sınıfın erkekleri gelmiyor peki?" Diye sordu siyah kısa saçlı, boyu kısa olan Japon kız.

"Akıllı ve çalışkan öğrencileri götürüyorum Hikaru." Dedi adam sorulardan sıkılmamış gibi. Nasılsa bir süre sonra onlardan kurtulacaktı.

"Peki sınıfın akıllı bir erkeği olan Junho'yu neden getirmediniz?" Diye sordu bu sefer Xio Ting. Öğretmen kırmızı saçlı, uzun boylu güzel kıza baktı. Bu kızların sorularından kurtulmak imkânsızdı.

"Bugün hastaydı, gelseydi o da gelirdi Xio Ting." Bu bir yalandı. Ama Xio Ting öğretmeninin mimiklerini görmediği için yalan olduğunun farkına varamadı. Çünkü yanındaki kısa saçlı esmer, onun boylarında bir kız olan Daeyon ile birlikte arkadan geliyordu.

"Hey, onun hiç hasta olduğunu görmemiştim." Dedi bir anda kahverengi uzun saçlı, Hikaru'dan daha kısa olan Japon kız. Oldukça şirin bir yüzü olan güzel kız, hocayı pek sevmediği için çok şüpheci davranıyordu.

"O da bir insan, kızım abartma." Dedi sarışın uzun saçlı, ondan daha uzun yabancı arkadaşı. Yarı Amerikan yarı Almanya'lı olan bu kızın ismi Bahiyyih idi. Genellikle bütün sınıf ile iyi anlaşırdı. Özellikle bu sekiz kız ile.

"Ne bileyim, bir ara korona olmasına rağmen okula gelmişti."

"Korona değil, salak kız seni! Grip olmuştu!"

"Sonra da fenalaşıp hastaneye gitmek zorunda kalmıştı, salak."

"Ben olsaydım yerimden bile kalkmazdım." Dedi Bahiyyih gülerek. Mashiro gözlerini devirdi.

"Bu aralar hiç ders dinlemiyorsun."

"Dinleyesim yok çünkü, dikkatim dağılıyor! Evde çalışıyorum zaten." Dediğinde kısa kız omuz silkti, "Peki." dercesine.

"Youngeun abla neye anırıyorsun Tanrı aşkına." Dediğini duydu kızlar Yeseo'nun. Kahveye çalan turuncu saçlı kız, koyu kahverengi saçlı kahküllü kız ile birlikte telefona bakarak gülüyorlardı.

"Ne oldu kızlar?" Dedi Xio Ting yanlarına giderek. Yujin gülme krizindeyken ona cevap verdi.

"Bu salak eski sevgilisi ile konuştu. Eski sevgilisi onunla barışmak istediğini yazınca 'Ben yenisini buldum aşko ama seni Yujin'e ayarlayabilirim.'  yazdı!" Dedi ve gülmeye devam etti. Xio Ting ise gülerek göz devirdi ve oradan uzaklaşarak tekrar kısa arkadaşının yanına gitti.

Sonunda bir yere geldiler ve ögretmenleri buranın önünde durdu. Öğretmenleri durunca duran kızlar merakla buraya bakmaya başladı.

Burası pembe, üstü kapalı, şirin, güzel ve kutu gibi fakat kutunun aksine büsbüyük bir yerdi. Çok güzel görünüyordu burası. Geriye çekilip bu yerin üstüne bakınca üste doğru mavileştiğini ve beyaz bulutlar olduğu görünüyordu. Çizimi çok güzel görünüyordu. Pamuk şekerler, bulutlar ile birleşmişti. Çok hoş ve tatlı bir yerdi. Ögretmenleri pamuk şekerlere benzeyen hafif pembe pamukların kenarlarına yerleştirilmiş olduğu şirin kapının önünde bir adam ile konuştuktan sonra kızlara döndü.

"Evet kızlar, içeri girebilirsiniz. Biraz oyalanın, sonra geleceğim."

"Tamam hocam." Dedi hepsi ve hep birlikte güle oynaya bu ölüm labirentine girdiler.

Burası da dışından ayrı bir güzeldi. Bembeyaz duvarları ve tabanı, masmavi tavanı vardı buranın. Tavandan, pamuklardan yapılmış bulutlar sarkıyordu fakat kızlara kadar gelmiyordu. Bembeyaz, iç açıcı duvarlara şeker, bulut, ay, yıldız veya çocuk parkı gibi güzel ve şirin çizimler yapılmıştı. Kızlar burayı çok sevdi.

"Hayatımda bu kadar güzel bir labirent görmedim." Dedi Chaehyun. Etrafa büyülenmiş gibi bakıyordu. Ardından Daeyeon konuştu.

"Burası çok şirin ve güzel bir yer! Labirentlerin hep kötü ve sıkıcı yapıtlar olarak düşünürdüm ama önyargım bitti bile." Dedi. Belki de buradan çıkamayacaktı ve ölürken burasının hiç güzel bir yer olmadığını düşünecekti tekrardan.

Youngeun ise telefonunu bırakmış etrafa bakıyordu. "Burası çok güzel. Bayıldım."

Mashiro, Xio Ting ile Hikaru ve Bahiyyih ikilisinin yanında bir şeyler puanlıyordu. Yeseo onların puanlama hastalığına güldü. Her şeye bir yorum yapmalı, her şeyi puanlamalılarmış gibi bunu sürekli yapıyorlardı. Üstelik Mashiro bu takıntıya sahipti ve bu yüzden ondan uzak durmalıydınız yoksa...

"Kimi unuttuk? Hah! Yujin, sence burası nasıl?"

"İyi..."

"Hadi ama, on üzerinden puanlasana!"

"On, Mashiro." Dedi ve göz devirdi kıza. Yeni tanıştıkları kişilere bile kendini puanlattıracak kadar garip ve takıntılı bir insandı ama bir o kadar da güzeldi.

Tam labirentin ortasına gelince bu kare, küçük yerde karşılıklı iki dikdörtgen ve beyaz oturak buldular.

"Hadi biraz oturalım!" Dedi Daeyeon. Hikaru ve Yeseo koşarken Youngeun, Xio Ting, Chaehyun ve Mashiro yürümeyi tercih etti. Diğer Bahiyyih ve Yujin ikilisi gülerek diğerlerinin yanına gittiler.

"Burası çok güzel, hoşuma gitti ama burada ne yapacağız?" Diye sordu Xio Ting ciddi yüzüyle. Geldiklerinden beri bunu düşünüyor, bu soru da aklından çıkmıyordu. Sürekli iç çekerek bu soruyu düşünmüştü.

Bir anda yukarıdan bir ses gelmesi ile herkes şaşkınlıkla oraya baktı.

"Hoş geldiniz, 'Ebe Sensin' oyuncuları! Hemen oyuna ve kurallara geçiyorum!" Dedikten sonra bir süre kadından ses gelmedi. Xio Ting sinir ve şaşkınlık içinde söylendi.

"Hey, bu siktiğimin labirentine neden geldik ve Jin-young hoca nerede?" Dedikten sonra kadın devam etti.

"Oyun dokuz kişiyle oynanır. Bir ebe seçilir ve o ebeye birini yakalaması için beş dakika verilir. O beş dakikada birini yakalayamayan ebe ölür, yani elenir. Onun yerine başka bir ebe seçilir.

Eğer ebe, beş dakika içinde birini ebelerse yeni ebenin de birini yakalamak için beş dakikası vardır. Bu oyunda kazanan tek bir kişi olur. O da herkes öldüğünde son kalan kişi beş dakika içinde bu labirentten çıkabilirse hayatta kalabilir. Labirentten çıkarken "Ebe ben değilim!" diye bağırmak zorunludur. Böylece oyun tamamen biter.

Siz dokuz kişisiniz fakat aranızdan sadece bir kişi kurtulabilir. Bir kişi hayatta kalabilir. Bu oyun için toplam yirmi dört saatiniz var, elinizden geldiğinde oyunu çabuk bitirmeye ve hayatta kalmaya çalışın.

İyi şanslar, kızlar!"







Nasıldı? Güzel miydi? Bölümü nasıl buldunuz?

Kurgu nasıl, kurguyu sevdiniz mi?

Karakterler hakkındaki ilk izleniminiz ne oldu? Sizce kim kazanır?

İlk ölecek, ilk elenebilecek kişi sizce kim? Bir tahmininiz var mı?

Bir dahaki bölümde görüşürüzz 💎🫠🩷🩵

(921 Kelime)

EBE SENSİNWhere stories live. Discover now