23|Küçük bir geçmiş meselesi

1.9K 320 469
                                    

Öncelikle selamun aleykum! Nasılsınız?

Bölüme geçmeden önce uyarımı okuyun lütfen.

SINIR: 300 OYLAMA 350 YORUM.

Sınır sayısı azalmıştır. Şayet bu bile geçilmezse bu fazlasıyla saygısızlık olacaktır. Ortada emek var ama karşılık veren kimse yok (bazıları hariç)

Satır arası sırf sınır geçilsin diye emoji, random veya harf gibi şeyler atmayın. Rica ederim normal bir yorum atın. Emin olun yaptığınız her yorum içimin daha fazla umutla dolmasına, mutlu olmama neden oluyor. Bir de rica ederim başka kitaplardan bahsetmeyin, benzetme yapmayın. Her kitabın kendine özgün evreni, duygusu, acısı, mutluluğu var. Bu evrende başka bir evrenden bahsedilmesi hem bana hem de adı geçen kitabın yazarına saygısızlıktır.

Emeğimi hiçe sayan, uyarımı dikkate almayanlar üzgünüm ama sessize alınacak, hadlerini aşanlar engellenecektir. Nasıl ki ben vaktim yokken bile bir şekilde sizlere olan saygımdan bölüm bitirmeye çalışıyorsam aynı saygıyı görmek isterim☺️

Bu her iki sınır için geçerlidir. Belirsiz okurlar en azından oylayın. Bunu rica ederim yapın!

Uyarımı dikkate alanlara saygım, bana gösterdiği saygı kadar sonsuzdur. Allah için sizleri çok seviyorum❤️‍🩹

Bölümde hatam varsa affola.

Keyifli okumalar!

23|Küçük bir geçmiş meselesi.

Şömineden gelen çatırtı sesleri zihnimi okşuyor, huzuru ruhumun derinliklerinde hissediyordum.

Gözlerimi kapatmış, sırtımı Turan'ın göğsüne yaslamıştım. İki saat önce eve dönerken İnci'mi uyutmuş vakit geçirmek adına oturma odasına gelmiştik. Gariptir ki gözümüze uyku girmiyordu. Belkide günler sonrası huzuru bu denli hissetmek uyumamızı engelliyordu. Kollarımı iki yandan kaldırdığı dizlerine yaslamışken dudakları boynumu öpüyordu.

"Bu gün fazla bir yaramazsın." dedim tebessüm ederken. Bunu söylerken bile gülümsüyordum çünkü halimden gayet memnundum. Ve memnun olduğumu o da biliyordu. Tenimden hiç ayrılmayan dudakları kıvrılırken karnımın üzerindeki parmaklarını haraket ettirdi. İçimde beliren garip bir sızlamayla elimi karnımı saran kemikli parmaklarına bıraktım.

"Evə gecənin bir yarısı gəlib səhər tezdən gedirəm." (Eve gecenin bir yarısı gelip sabah erkenden gidiyorum.)

Omzuna yasladığım başımı yan çevirerek ona baktım. "Ee yani?" Dudak büzerek, "Yanisi odur ki, sənin üçün çox darıxıram. Nə adam ağıllı görə bilirəm nə də qucağlaya bilirəm." dedi iç çekerek. (Yani seni çok özlüyorum. Ne adam akıllı görebiliyorum ne de sarılıyorum.)

Dudaklarını alnımı bastırarak sertçe öptü. O beni öperken alnım ve burnum arasındaki küçücük yeri çenesine yaslamıştım. Gözlerim huzurla kapanırken konuşmaya devam etti. "Elə buna görə ölürəm həsrətindən." (İşte bu yüzden ölüyorum hasretinden.)

Kaşlarım çatılırken, "Ölüm kelimesini ağzını almazsan sevinirim. Bir ölümü daha kaldırmak istemiyorum." dedim canımın acısını hiçe sayarak. Daha annemin ölümüne bile yeni yeni alışabilmişken bir ölümü daha kabullenmek istemiyordum. Elbet bu kelimeyi öylesine söylemişti ama öylesine söylenen kelimelerin bile bir gün gerçek olduğunu görüyorduk.

"Baş üştə gözəlim." (Emredersiniz güzelim.)

"Aferin." dedim ifadem yumuşarken.

YABANCI NEFESजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें