-8-

9.3K 581 107
                                    

Bazı zamanlar Melis'in kafasını duvara vurmak geliyordu içimden. Burnumuz bokdan ayrılmıyordu onun yüzünden. Bütün gün yaptığı ısrarlar sonucu onunla yeni kafenin açılışına gitmeye ikna-zorla- etmişti.

Beni yatağımdan ayrılması yetmezmiş gibi Ömer ve arkadaşlarının arasına atmış ve hazırlanmak için odasına gitmişti. Kalabalık yerleri sevmezdim. Ortam çok kalabalık değildi ama yine de gerilmiştim. Bunun sebebi Ömer'in bir saniye bile üzerimden gözlerini ayırmamsıydı.

Arkadaşları ile önceden tanışıyorumdum ve ben geldiğimde kısa bir selam verip sohbetlerine devam etmişlerdi. Zorunda değiller ama en azından kibarlık olsun diye benimle konuşmalarını beklemiştim. Ama beklediğim olmamıştı. Tek başıma oturduğun yerde sıkıntı ile derin bir nefes aldım.

Ömer elindeki biradan büyük bir yudum alıp arkadaşlarına kısa bir bakış attı ve ayağa kalkıp yanıma adımladı. Arkadaşları ona kısa bur bakış atıp hararetli konuşmalarına geri döndüler. Kendini adeta yanıma firlattığında, şaşkınlıkla ona baktım. Hiç bir şey demeden yanımda oturuyordu. Elinde yeni açtığı birasını yudumluyor, arada bana bakarak etrafı izliyordu. Kafası pek yerinde gibi durmuyordu.

"Nereye gidiyorsunuz?" Kısık bir sesle sorduğunda bir iki saniye bana dediğini anlamadım. "***** kafenin açılışına gidiyoruz abi." Kafasını onaylar bir şekilde sallayıp tekrar sustu.

"Ne zaman döneceksiniz?" "2-3 saate geliriz, abi." Durdu bana dönerek aramızdaki can sıkıcı mesafeyi kapattı. " başka kişiler olucak mı?" Aramızdaki mesafenin azlığından dolayı hafifçe yutkundum. "Semih'e orda olucak bide Melis'in bir iki kız arkadaşı." Kaşları çatıldı. "Semih, kim bu lavuk?" Dediği hitap ile dudaklarım aralandı. Gözleri kısa bir süre dudaklarıma kaydı. Sonra kafasını başka tarafa çevirdi ve ağzının içinden homurdandı.

"Abi niye çocuğa hakaret ediyorsun şimdi. Geçende belki hatırlarsın biriyle buluştum. Semih'ti o kişi." Duydukları ile kaşları daha fazla çatıldı. Tam bir şey demek için dudaklarını aralamıştı ki Sinan abinin araya girmesiyle susmak zorunda kaldı. "Ömer semiha teyzenin kızı Dilara ile görüşmeyi kabul etmişsin. Doğru mu lan?" Gevşek ve hafif muzip bir şekilde sorduğu soruyla başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

Bir gün bu olucaktı ama bu kadar erken beklemiyordum. Oturduğum yerde Ömer'e bakıyordum. O ise beni dikkatle izliyordu. Derin bir nefes aldım. Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde gözlerimi ondan ayırdım ve ayağa kalktım. " Ben, bir Melis'e bakayım." Oldukça kısık çıkan sesimi duydumu bilmiyorum ve pekte umurumda değil.

Hızla adımlarken Melis'in odasını eş geçip yanındaki lavaboya girdim. Derin nefesler alarak kendimi rahatlatmaya çalışıyordum. Sanki etraftaki her şey üzerime geliyormuş gibi hissediyordum. Ne kadar süre geçti bilmiyorum ama beni kendime getiren şey kapının tıkanması oldu. "Barış," duyduğum sesle olduğum yerde dondum. Ömer belkide ilk defa bana ismimle sesleniyordu. Ama buna bile sevinecek halde hissetmiyordum kendimi. "Çıkıyorum bir saniye."

Ayağa kalkarak kapıyı açtım. Yanından geçmek için bir hamle yaptığımda kolumdan tutup kapının yanındaki duvara yasladı. Ne yaparsın Ömer, bir duyan gören olacak. Bana bayık bir şekilde bakmasıyla tam manasıyla sarhoş olduğunu anladım. Büyük ihtimalle dışarı çıkmamız hakkında nutuk çekecekti. Kendimi buna hazırlamaya çalıştım, zaten moralim bozuktu birde uzun uzun azar çekicek halde değildim.

Ben kendimi konuşmaya hazırlarken hiç beklemediğim bur şey oldu ve Ömer kafasını boynuma dayadı. Derin derin soluklar alıp vermesiyle titrediğimi hissettim. Kafasını haraket ettirmesiyle, sakalları boynumu gıdıklamıştı. Tamam, o sarhoş ne yaptığını bilmiyor. Kollarından tutup onu itekledim, olduğu yerden kimildamayan bedenle gözlerimi devirdim. Uyuya kalmamıştır umarım.

Boynuma değen dudaklar ile uyumadığını bana belli etmiş oldu. "Ömer abi" kendine gelmesi için ona seslendiğinde kafasını boynuma daha cok bastırdı. Dilini boynuma koyup gezdirdiğin kısık bir şekilde inledim. Durdu. Sanırım yaptığı şeyin farkına varmıştı. Ben geri çekilmesini beklerken, o dişleriyle boynuma baskı yaptı. Isırığın etkisiyle bu sefer derin bir şekilde inledim. İçeride insanların olduğu aklıma gelince elimi ağzıma kapatarak bir kaç saniye bekledim.

"Ömer abi!"

Sert çıkardığım sesimle kafasını boynumdan ayırdı. "Onunla görüşmüyoruz." Sorgular bir şekilde ona baktığımda "Dilara ile görüşmedim. Onu reddettim ama o insanlara farklı anlatıp duruyo. Sanki aramızda bir iliski varmış gibi. Onunla konuşacağım." Diye açıkladı.

"Bunları bana niye anlatıyorsun, abi?" Bir iki adım geri attı. "Bil diye." Arkasını dönüp ilerlerken tekrar durup bana döndü ve "geç kalmayın. Kimseyle çok konuşmadan, gedin gelin." Semih'e hitaben konuştuğunu anladığımda hafifçe güldüm.

Üzerimde ki gerginlik gitmiş, yerine tatlı bir hissiyat bırakmıştı.


Bölüm sonu

Abi Where stories live. Discover now