-17-

6.5K 456 119
                                    


Nefes nefese uyandım. Kasıklarımda ki acı yüzünden olduğum yerde kıvranmak istiyordum. Rüyamda gördüğüm şeyler beni her ne kadar etkilesede devamı gelmediği için şimdi acı içerisinde kıvranmama sebep oluyordu. Kısa bir süre başımı yasladığım sıcak tenden ayırmayıp bekledim. Kafamı kaldırdığımda gördüğüm yüzle dün aklıma geldi.

Ömer karşında sakin bir şekilde uyuyordu, onu rahatsız etmeden kalkmaya çalışsamda oldukça yakın olan bedenlerimiz yüzünden bunu başaramadım ve kendimi olduğum yere tekrar bıraktım. Uyanmasını beklesem ne diyeceğim? Bekle benim ufaklığı indirip geliyorum mu? Ben bunları düşünürken Ömer bir anda belimden tutarak beni kendine çekti ve sıkıca sarıldı.

Alt bedenlerimizin birbirine değmesiyle sessizce inledim. Eğer uyumadığını bilsem bilerek yapıyor derdim. Aramıza mesafe koymak için kımıldadığımda daha fazla sürtünen aletimle küfrettim. Ömer uyansa nasıl bir açıklama yapacağım belli değildi. Kusura bakma sana kaldırdım mı? İçimden her ne kadar ona sürtünme düşüncesi geçsede bu düşünceyi en derinlere yollayarak derin bir nefes aldım.

Sağlıklı düşünmek adına kendimi geriye olabildiğince çektim. O ise beni kendine daha fazla çekerek vücutlarımızı bütün haline getirdi. " Günaydın." Duyduğum sesle titredim. Eğik olan kafamı daha fazla eğip kendimce kamufle oldum. Eliyle çenemden tutarak kaldırdı. Tamam sanırım gerçekten sıçmıştım. Her ne kadar utansamda aletim onun aletine ufak ufak sürtünüyordu ve o buna karşı bir harakette bulunmuyordu. Bu da ister istemez cesaretlenmemi sağlıyordu.

" Günaydın." Eliyle sırtımı boylu boyunca okşayarak yüzümü inceliyordu. Elleri arasında eridiğini hissettim. Duygularımı en zirvede hissettiğim bir anda bana bu kadar yaklaşmamalıydı. O ise bunun tam tersi bir şekilde bana olabildiğince yakın duruyor ve sürekli temas halinde bulunuyordu.

" Çok güzelsin." Dibinde olmasam kesinlikle durmayacağım bir tonda konuştuğunda sertçe yutkundum. Emin olmaya çalışan bir ifadeyle bana yaklaştığında içimdeki her an kırılmayı bekliyen cesaretle öne doğru atılıp dudaklarına yapıştım. Dudaklarımı haraket ettirmeyip onun verceği tepkiyi bekliyordum. Tam geri çekileceğimde dudaklarıma bu sefer bu atıldı ve alt dudağımı emmeye başladı.

Üzerime çıkarak sertleştirdiği öpücükle, bacaklarımı beline sardım. Ellerimi boynuna dolayarak iyice kendime çektim ve üst dudağını dudaklarımın arasına hapsettim. Kendini bana bastırarak üstümdeki tişörtü sıyırdı ve bedenimi oksamaya başladı. Nefesimin boğazıma tıklandığını hissettim. Yıllardır hayalini kurduğum dudaklara kavuşmanın sevinciyle, onları kana kana içiyordum.

Bir eli kalçamı bulduğunda kendimi ona daha çok bastırdım. Eliyle destek vererek ona sürtünmeme yardımcı olmaya başladı. Dudaklarına bıraktığım inlemelerle daha fazla hırslanıp daha da hızlandı. Dudaklarından ayrılıp izlediğimde o durmayarak boynumu öpmeye başladı. Boynumu ufak ufak emip ısırıyordu. Kafamı diğer tarafa çevirerek ona alan tanıdım. İz kaldığına emin olduğum bir şekilde ısırıklar bırakıyor ve bundan çok zevk alıyor gibi duruyordu.

Bir süre sonra ikimizde gelmeye yaklaştığımızda kafasını boynundan kaldırıp gözlerime baktı. Elini yavaşça eşofmın içine itti ve penisimi avuçlarının içine aldı. Bir kaç çektiğinde ben de bundan cesaret alarak elimi onun eşofmanına soktum. Elimi tutup geri çektiğinde anlamayarak ona baktım.

Kendi penisini tutarak benimkiyle bir birbirlerine yasladı ve ikimizde derince inledik. Bir süre ikimizi de çekti. Kısa süre sonra ikimizde yavaşça boşaldık. Titrememi durdurmaya çalışarak gözlerimi kapattım. Ömer önce benim sonra kendinin üzerini temizleyip, düzelti ve kendini hemen yanımda ki boşluğa bıraktı. Gözlerimi açarak merakla ona baktım.
Şimdi ne olacaktı?

Ömer bakışlarımı fark etmis olacak ki bana döndü. Tam ağzını aralayıp bir şey diyecekti ki, Melis baskın yaparcasına içeri girdi. " Günaydın, aşkparelerim." Yüzünüze büyük bir mutlulukla bakıyordu. Ama benim buna karşılık verecek enerjim bile yoktu. " Melis,"  Ömer'in sesiyle ikimiz de ona döndük.
" Çık dışarı." Sert bir şekilde söylediği şeyle Melis Kaşlarını çattı Tam itiraz etmek için konuşacakken Ömer'in tatlı bakışlarını görüp vaz geçti ve dudak bükerek odadan ayrıldı.

" Niye kızdın ki kıza? Üzüldü."  Melis benim hassas noktam olmuştur. O yüzden hafif bir sinir hissettim. Ömer yüzümü inceledi uzunca bir süre, " Bir daha olmaz." Diyip beni kendine çekti. Şaşkınlıkla bir şey diyemedim o an.

" Biraz daha uyuyalım mı yoksa kahvaltı etmek mi istersin?" Alttan ona baktım.
" Saat kaç?" Yanında ki telefona baktı ve " Sekiz buçuk." Diye mırıldandı. " Bir saat sonra dersim var benim kalkmam lazım." Ayağa kalktığımda o da benimle birlikte kaltı ilerlemeye başladı. " Senin uykun varsa yat, ben kalkıyorum diye kalkma."

" Seni ben bırakırım sen hazırlan ben kıyafet ayarlayayım sana." Yüzüm kızarmaya başlamıştı. " Peki, ben hazırlanayım o zaman."

Ömer elinden geldiğince bana yardımcı oldu. Ne kadar hoşuma gittiğini bilmeden. Benim aklımı ise bir soru kaplamıştı. Şimdi ne olacak?


Bölüm sonu

Dünyanın en kötü günüydü herkes çok sinirliydi ve ben nasibimi fazlasıyla aldım.

Abi Where stories live. Discover now