-22-

4.9K 385 70
                                    

Barış'ın ağzından...

Elimdeki poşeti daha sıkı tutarak karşımdaki kapıya taktıkladım. Ömer 'gel' diyen sesini duyunca büyük bir gülümsemeyle içeriye daldım. Sabah uyanır uyanmaz aklıma gelen Ömer'le onu ziyaret etmeye karar vermiştim. Her ne kadar mutfakla aram olmasada onun için bir ilk yapıp tatlı yapmayı denemiştim. Elimdeki -büyük ihtimalle tadı kötü olan- tatlıyı düşmesin diye daha sıkı tutup içeriye girdim.

İçeriye girdiğimde ağlamamak için kendimi zor tuttum. Ömer ve mahalledeki diğer abiler toplanmış adeta bütün dikkatlerinize bana bakıyorlardı. Aralarından Melih abi büyük bir gülümsemeyle " Oo Barış hoş geldin aslanım."  Melih abi ile her zaman iyi anlaştığımız için ister istemez gülümsedim. O gerçekten çok anlayışlı birisiydi.

" Hoş buldum abi, siz oturun ben başka zaman gelirim." Ömer tekli kanepeler birinde oturuyordu,  yanındaki kişiyle biraz kenara kayarak bana oturmam için alam tanıdı. " Oğlum bizden mi çekiniyorsun gel otur sohbet edelim." Gerginliğimi bir kenara bırakarak, Ömer'in bana bıraktığı kısma oturdum. Kırk yılın başı yaptığım sürpriz götüme kaçınca ister istemez keyfim de kaçmıştı.

Ömer bana doğru yaslanarak beni koltukla arasına aldı. Kolunu kanepenin üstüne koydu ve beklemedim bir hamle yaprak eliyle yüzüme okşamaya başladı. İstemsizce gerildim her ne kadar benim için sorun teşkil etmese bile insanların tepkileri yüzünden benden uzaklaşsın istemezdim. Uzaklaşmak adına biraz ileri kaldığımda buna izin vermeyerek beni eski konumuma geri getirdi.

" Bir dahakine tekken gel." Ömer'in kulağıma eğilerek konuşmasıyla kalbim çıkmak ister gibi attı. " Ben o yüzden gelmiştim zaten, bu kadar kalabalık olduğunu bilseydim gelmezdim." Ömer hoşnutsuz bir şekilde bana baktı. " her zaman gel ha onlar ha yok ne fark eder. Sen gel yeter." Kısaca etrafa göz atıp bize bakmadıklarından emin olduktan sonra yanağına bir öpücük kondurdum. Kısa süren öpücük dudaklarımda hissiyatını korurken, Ömer ifadesizce durdu. Bundan hoşlanmadığını düşünerek kendimi kötü hissetmeye başladım. Aramızda belli başlı bir ilişki yoktu. Belki sadece bana karşı bir cansel çekim hissediyordu. Bunun saçma bir düşünce olduğunu düşünmek dışında bana bir şey kalmıyordu.

" Beni öldürüyorsun." Ne demeye çalıştığını anladığım için dik dik ona baktım. " O kadar tatlısın ki seni yemek istiyorum." Cümleyi sanki bana kızıyormuş gibi kurduğu için ilk anlamasamda sonradan anladım. Ona bir şey demek için döneceğim sırada Sinan abinin o güzel Sesini duydum.

" Bizi de alsanıza sohbetinize. Öyle iki kişi sıkılmayın." Sinan abi beni çok yoruyorsun. Allah için bırak bizi, demek istesemde sadece hafifçe tebessüm ederek durdum. Ama Ömer durmadı.
" Sinan güzel anlarımın katilisin." Sinan abi onun dediklerini umursamadan elimde ki poşete uzandı ve aldı. " Tatlı mı lan bu? Annen mi yaptı? Çok güzel yapıyor. Dükkân açsa her gün giderim."

" Yok abi ben yaptım. Yani ilk denemen ama olduğu kadar." Ömer için yaptığım tatlıyı onun yemesi beni uzsede belli etmedim. Ayıp olurmuş gibi geliyordu. Sinan abi kabın içinden çıkardığı kekten büyük bir ısırık aldı. Sonra yüzündeki gülümseme yavaşça soldu ve ağzındaki lokmayı zorlukla yuttu. " Olmamış mı?" Sinan abi bir bana bir de Ömer'e baktı ve " Yok, yok çok güzel olmuş." Yalan söylediği çok bariz ortada olduğu için olmayan moralim daha da bozuldu. Ama olsun en azından Ömer yemedi.

Sinan abinin önündeki kabı alarak poşete geri koydum. " Oğlum harbi kötü değil ben çok seçiciyim bilmiyor musun, sanki." Evet Sinan abi her yemeği yemez beğenmediğini de olduğu gibi söylerdi. Ama ne olursa olsun yalan söylediği çok bariz ortadaydı. Büyük ihtimalle kırılmıyayım diye öyle diyordu. Ya da Ömer'in tepkisi onu kırmasın diye, bilemiyorum.

" Ben de yiycem." Ömer'in konuşmasıyla hızla ona döndüm. " Hayır." " Ne demek hayır bana yapmadın mı? Ben de yiycem." Kabı ondan kaçırarak " Olmaz diyorum. Olmamış işte ben sana sonra yaparım." Ömer üzerime çullanarak
" Ben belki beğenicem." Bütün saklama çabalarımız hiçe sayarak elimdeki poşeti aldı ve kabın içindeki keklerden bir tane alıp tek lokmada ağzına attı. Her hangi bir tepki vermeden hepsini yuttu ve " Gayet güzel olmuş." O kadar net bir sesle söylemişti ki " O zaman ben de tadayım." Elimi uzattığımda almama izin vermeden " Olmaz kendine başka yap bunlar benim."

Yüzümü buruşturarak ona baktım.
" Evde var zaten yerim, sana kalmadık." Tripli bir şekilde konuştuğumda dudağının kenarı kıvrıldı. Kulağıma eğilerek " Başka bir şey yemek istediğinde bana kalmada." Dediği şeyle kulaklarıma kadar kızardım, o ise devam etti. " Yemek ısmarliycamya o manada." Benimle dalga geçmesi hoşuma gitmemişti.

" Eğer çok yemek istersem başkasını bulurum." Sonra ekledim.
" Ismarliycak." Bana delici bakışlar atmasını görmezden gelerek önüme döndüm. Uzun süre sohbet ettikten sonra saatin geç olduğunu fark ederek ayaklandım. " Sohbetinize doyum olmaz ama ben artık gideyim annem bekler." Ömer elindeki boş kabı poşete koyup bana uzattı. Elindeki poşeti aldığımda ayağa kalkarak benimle birlikte ilerledi.

Kapıdan dışarı çıktığımızda ellerini belime dolayarak beni kendine çekti ve sıkıca sarıldı. " Sonra görüşürüz." Kollarından ayrılmak hiç içimden gelmesede zoraki bir şekilde ayrıldım. Yanağına öpücük kondurduğumda bu sefer o da beni öptü. " Seni bırakayım mı?" " Gerek yok ben giderim." İtiraz etmesine izin vermeden el sallayarak dışarıya doğru adımladım.


Bölüm sonu
Aklımda güzel bir kurgu var bunun finalinden sonra onu yayınlamayı planlıyorum

Zaten yakın zamanda buna da finali yazarım

Öptüm bb💋

Abi Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ