Derin nefesler alarak cesaretlemmeye çalıştım. İlk defa Ömer tarafından davet edilerek gireceğim için içimde ekstra bir heyecan vardı. Kendimi överek gaza getirdim ve kapıyı tık tıkladım. Kısa süre sonra açılan kapıyla Melis'in gülen yüzünü gördüm. " Hoş geldinnnn." Kelimenin sonunu uzatarak söyleyip sıkıca sarıldı. Yavaşça benden ayrılıp kısaca beni süzdü " Çok yakışıklı olmuşsun." İmalı bir şekilde kurduğu cümleden sonra ona göz kırpıp içeriye doğru adımladık.
İçeride beklediğim kalabalığın aksine gayet sakin bir ortam vardı. Ömer'in bir kaç arkadaşı ve Dilara vardı. Ciddi bir şekilde sohbet ediyorlardı. Ne tatlı bir ortam. Geldiğimi belli etmek için
" Merhaba." Dedim. Bir anda bana dönen gözlerle daha fazla gerilemeye adına hızla boş bir koltuğa ilerledim. Kısaca onlarda his geldin diyip konuya geri döndüler.
Gözlerimle Ömer'i aradığımda göremediğim suretle yüzüm asıldı. Beni buraya davet edip ortalarda yokmuydu. Dakikalar sonra gelmemesiyle telefonumla oynamaya başladım. Kısa süre sonra yanımda hissettiğim hareketlilikle oraya döndüm. Ömer elindeki içeceklerden birini önüme koymuş ve büyük bir rahatlıkla yanıma yayılmıştı.
Yakınımda oturduğu için kokusunu çok net bir şekilde alabiliyordum. Ona uzun süre bakmış olmalıyım ki -ya da kalbimin sesinden rahatsız oldu- bana döndü. Sanki yakın değilmişiz gibi üzerime eğilerek " Bir şey mi oldu?" Diye fısıldadı. Sıcak nefesi boynumu yalayıp geçti. " Hayır! Yani yok abi dalmışım öyle." Uzunca bana bakıp çokta ikna olamamış bir ifadeyle beni onayladı ve sohbete geri döndü.
Ona bakmamak için önümdeki içeceğe odaklandım ve onu uzunca incelemeye başladım. " Çok beğendiysen al evlen oğlum." İrkilerek sesin geldiği tarafa döndüm. Sinan abinin yaptığı espriye kendisi ve yanındaki bir kaç kişi adeta güldüğünde olduğum yere sinerek bekledim. Böyle olaylar beni oldum olası germiştir. Benden hem yaş hem kalıp olarak büyük olan insanlar beni çok ürkütüyordu. Ömer bunun içine girmesede arkadaşları kesinlikle giriyordu.
Onlar kendi aralarında gülerken Ömer omzuma kolunu dolayıp sırtımı göğsüne yasladı. " Sinan saçma sapan şeyler söyleyip sinirlerimi bozma koçum. Sinirliyim zaten sana." Sona doğru dediğini büyük ihtimalle bir tek ben duymuştum.
" Aman sende iki takılıyoruz, ne büyüttün." Ömer abi sanki AŞIRI yakın değilmişiz gibi beni kendine biraz daha çekerek elini belime yerleştirdi. Tamam nefes almalıyım.
" Git yanındakilere takıl." Net çıkan sesiyle kısa bir süre kimse konuşmadı. En sonunda başka bir konu açıldı ve kendi aralarında konuşmaya başladılar.
Ben her ne kadar konulara dahil olmak istesemde genel olarak iş konuşulduğu için sap gibi kalmıştım. Gözlerim Melis'i aradığında köşede Dilara ile sohbet ettiklerini gördüm. Hain üzerime gül koklarsın he!
Diken üstünde oturmaktan rahatsız olup kendime rahat bir konum aradım. " Sabit dursana" Ömer'in dediği şeyi takmayarak biraz daha haraket ettim ve en sonunda rahat bir konum bulmanın rahatlığıyla olduğum yere yayıldım.
" Çok rahat herhalde." Kafamı ona çevirdiğimde neredeyse kucağına çıktığımı fark ettim. " Yani idare eder." Anlık olarak saçmaladığımda bana bakarak sırıttı. Kalkmak için haraketlendiğimde beni omuzlarımdan tutarak geri yatırdı. " Rahatımı bozma."
Büyük ihtimalle çok rahatsız edici bir pozisyondu onun için ama yinede bozuntuya vermeyerek eski konumuma geri döndüm.
...
Saatler sonra Ömer'in arkadaşları ve Dilara geç olduğunu söyleyerek evlerine gitmişlerdi. Ömer'le ara ara ettiğimiz sohbetler dışı çok konuşmamış ve Ömer'e yaşlı bir şekilde sohbeti dinlemiştim. En son evde benim kalmamla ben de ayaklandım. " Geç oldu ben gideyim artık." Melis telefondan kafasını kaldırarak bana bir öpücük yolladı. Tam gidecekken duyduğum sesle durmak zorunda kaldım.
" Geç oldu annenler uyumuştur, şimdi gidip uyandırma bizde kal bu gece." Ömer'in dedikleriyle duramsadim. Ne yani evlenelim mi istiyordu? " Yok abi ben daha fazla zahmet vermeyeyim." Melis araya girdi bu sefer "Barış bizde kal birlikte dizi izleyelim." Melis'in inanılmaz cazip teklifiyle kabul etmek zorunda kaldım. " Olur o zaman, kalayım." Melis kısa bir sevinç nidası atıp elimden tuttu. " Hadi gidelim."
" Nereye?" Ömer kısaca ellerimize bakıp tekrar Çatık kanlarıyla bize döndü.
" Odama." " Olmaz öyle şey biz Barış'la birlikte yatarız." Ayağa kalkarak bize konuşma fırsatı bile vermeden omuzlarımdan tuttu ve beni adeta sürüklemeye başladı. Odaya girdiğimizde aşina olduğum odayı tekrar kısaca süzdüm. Ne yapmam gerektiğini bilmediğim için onu izlemeye başladım. Dolaba gidip eşofman ve tişört çıkardı. Bana uzattığında ona bakmaya devam ettim.
" Kot pantolonla uyumak istiyorsan sorun değil." Sonunda idrak edip elindekileri aldım ve odadaki banyoya gittim. Ömer'le uyuma fikri o kadar heyecanlandırmıştıki etrafta ne olduğunu idrak etmekte zorlanıyordum.
Üzerimi değiştirip içeri girdim. Ömer yatakta uzanmış kenarda bana yatmam için bir bir alan bırakmıştı. Üzerindeki tişörtü çıkardığını fark ettiğimde derince yutkundum. Buna gerek varmıyor gerçekten. " Eğer rahatsız hissedersen gidebilirim." " Yok! Gerek yok abi sen nasıl rahat edeceksen öyle uyu. İstersen üstün giyinik olsun ister olmasın fark etmez hatta komple çıplak yata da bilir-" saçmaladığımı fark ederek sustum. " Peki bir ara denerim."
Benimle dalga geçtiğini anladığında yabamlarım kızarmaya başladı.
Daha fazla ayakta dikilmemek için bana ayırdığı vis yere yattım. Put gibi dümdüz yatıyordum, sanki kımıldarsam bütün büyü bozulacak gibiydi. Düz bir şekilde uyuyamadığım için ufak bir ricada bulunmak adına Ömer'e döndüm. " Sana sarıla bilir miyim?" Ömer sanki çok garip bir şey sormuşum gibi bana bakıyordu. Madem beni buraya sürüklemişti o zaman biraz yardımcı olmalıydı.
" Sarılmadan uyumakta zorlanıyorum, eğer sorum olmayacaksa sana sarıla bilir miyim?" Her hangi bir cevap vermeyip bana bakmaya devam ettiği için " Yastıkta olur fazlad-" cümlemi bitirmeme izin vermeyip beni göğsüne çekti. " Sorun olmaz." Kısaca beni onayladığında kafamı rahat bir konuma getirip beline sıkıca sarıldım. O da aynı şekilde bana sarıldığında hissettiğim huzurla dudaklarımda tebessüm oluştu.
Kısa süre sonra kendimi uykunun kollarına bıraktım.
☆
Bölüm sonu
