-11-

9.5K 627 139
                                    

Ömer'in ağzından...

Barış'ın sinirle terk ettiği odada öylece duruyordum. En son Dilara'nın konuşmasıyla kendime geldim. " Niye peşinden gitmiyorsun." Kendimi tekli koltuklardan birine bıraktım. Tam düzeliyor derken daha ne kadar boka sorabilirdi ki? " Ne yapmamı bekliyorsun?" Dilara bıkmış bir edayla göz devirdi.

" Ömer acaba sen gerçekten gerizekalı olabilir misin? Çocuk geldi yanlış anladı ve sen çocuğa bir açıklama yapmak yerine 'kek yer misin' diyorsun?" Bu sefer göz deviren bendim. "Asıl senin yaptığın şey neydi? Yok selam yok mu yok bırak eşyaları alsın gitsin 'Ömer'cim' falan."

" Ben sana hep öyle hatta herkese öyle hitap ediyorum. Ve diğerine gelicek olucaksan ortamı yumuşatmaya çalıştım. Çocuk ağlayacak gibiydi. İnsan bir peşinden gider. Öküz." Ciddi olup olmadığını anlamaya çalışırcasına baktım. Ciddiydi. " Saol Dilara yumuşacık oldu ortam sayende." 'Hah' diye bir ses çıkardı.

" Bu da benim suçum dimi. Çocuğa kaba davran sonra ne olsa benim suçum. Bir kere beni dinleseydin evlenmiştiniz şimdiye." Derin bir nefes aldı, " Ben o Sinan itine sormaz mıyım. Neymiş sana aşık mışım daha neler. Benim Melis'im varken seni ne yapayım be ben." Konuşmanın sonlarına doğru iyice çirkefleştiğinde kulaklarımı kapadım iki elimle.

" Sana demedim mi kardeşime yavşama diye?" Sinirle konuştuğumda elindeki keki kenara bırakarak bacak bacak üstüne attı. " Ömer'cim sence konu bu mu cidden? Hem ben de isterdim direkt ona yaşayayım ama GERİZEKALI SİNAN YÜZÜNDEN ONUN GÖZÜNDE ERKEK AVCISI KONUMUNDAYIM."

Elimdeki yastığı ona attım. "Bağırma artık kulağımı siktin." Kafasına attığım yastığı arkasına alarak rahat bir pozisyona girdi. "Barış konusunda ne yapmayı planlıyorsun?" Aklıma gelen suretle yutkundum. "Bak Ömer anlıyorum seni tamam mı? Senden küçük olabil-" "benden sekiz yaş küçük, benden belki kızlardan hoşlanıyor. Hem erkeklerden hoşlansa bile neden gidip otuz yaşına merdiven dayamış birine aşık olsun ki."

İnsanları saçma bulduğu hatta bahane ediyorsun dediği bir şeydi. Ama kimse beni anlamak için çaba vermedi. Onu ilk gördüğümde 17 yaşındaydı, küçüktü ve ben ona karşı hissettiğim duygular yüzünden kendimi suçlu hissediyordum. Her ne kadar 20 yaşına gelse bile ben de yaş almıştım. Kardeşimin yaşında ki birine duygular beslemek bana gire bir şey değildi.

Benden hoşlansa bile ne kadar doğru bir ilişki olurdu? Gençliğini benimle harcasın istemezdim. Onunla konuşmaktan kaçırmamın sebebide buydu, eğer bir kere alışırsam bir daha bırakmak istemezdim. Onunla zaman geçirme düşüncesi bile içinde bir şeylerin haraketlenmesine sebep oluyordu.

Tam ona biraz yaklaşma cesareti bulmuşken, başıma Semih çıkmıştı.
" Sana bir tavsiye vereyim mi?" Tek kaşımı kaldırarak ona baktım. Dilara genel anlamda cıvık biriydi. Ciddileşiyorsa ya sinirlidir yada önemli bir konu vardır. " Eğer böyle yok bizden olmaz falan diye düşünmeye devam edersen, anca düğününe gidersin çocuğun. Kendine gel ve artık adım at."

Ayağa kalktım, bana mal gibi baktığı için kısaca açıklamaya başladım. "Dedin ya adım at diye, atıyorum işte." Gözlerinin içi parladığında o da hızla ayağa kalktı. "Tamam o zaman. Ben de Melis'in yanına gideyim. Bileği ağrıyor ya yardım ederim." Gözlerimi kısarak ona baktım. " Fırsatçı. Keklerin de bok gibi olmuştu bu arada." Yüzünde büyük bir gülümseme oluştu. "Biliyorum, evdekiler yemediği için sana getirdim. Ve senin gibi triplere girip zaman kaybedemem ben." Diyip önden hızlıca ilerledi.

Derin bir nefes alarak ilerledim. Bundan sonra geri adım atmamak üzere ilerledim.


Bölüm sonu

İlk (ve büyük ihtimalle son) kez Ömer'in ağzından yazmak istedim. Umarım olmuştur.

Abi Where stories live. Discover now