-5- Blonde

435 31 34
                                    

-

Kütüphanenin neredeyse bomboş olduğunu görünce gözlerimi kapatıp yukarıya baktım ve gülümsedim, teşekkürler.

Diğerlerine uzak duvar köşesi bir yere geçtim, masanın üzerine başımı koyup gözlerimi kapattım. Anneleri hastalandığı için Luciana ve Lucius evlerine gitmişlerdi, Oliver sürekli yanıma gelip benimle dolanıyordu.

En başlarda iyi hatta sevimli gelmişti gözüme ama çok yılışık biriydi. Diğer insanlara karşı soğuk hatta umursamazken benim yanımdayken sürekli saçlarıma ya da elime temas etmeye çalışıyordu. Çoğu kız bana ne kadar şanslı olduğumdan bahsedip durduğundan sinir kat sayım iyice sınırı zorluyordu.

Oliver'dan kaçmaya o kadar uğraşıyordum ki Andy'i yalnızca geceleri düşünebiliyordum. Belki Lucius burada olsaydı hep onun yanında dolanırdım ve Oliver bu kadar yapışamazdı ama yoktu işte.

"Ah Cissy! Buradaymışsın." diye neşeli Oliver'ın sesini işittiğimde gözlerimi sıkıca kapattım, en azından bir saatçik kafamı dinleseydim!

"Bu okulda en sevdiğin yer kütüphane mi?" diye sorunca yalandan başımı olumlu anlamda salladım. En sevdiğim yer kimse olmadığındaki haliyle astronomi kulesiydi.

"O zaman tam yerindeyiz." deyince kaşlarımı çattım, birden cübbesinin cebinden bir kutu çıkartıp önümde dizlerinin üzerine çökünce gözlerim yuvalarından çıkacak kadar açıldı. Hayır, hayır!

"Benim kız arkadaşım olur musun Sarışın?" diye sorunca gözlerimi sıkıca kapattım. Artık iğrenç ve kalpsiz bir Black gibi davranmamın zamanı geldi sanırım.

"Sanırım kusacağım." dedim ve ayağa kalktım "Bir daha karşıma çıkma yapışıkus!" diye tısladım ve yanında geçip gittim. Kütüphaneden çıktıktan sonra yüzümde ki maskemi indirdim ve başımı iki yana salladım "İlk kez birinin kalbini kırdın Cissy." diye fısıldadım kendi kendime. İlk kez beni seven bir insanın kalbini bile isteye kırdım.

Andy ile kütüphaneden sonra olduğu gibi kalbimin üzerine bir ağırlık çöktü. "İğrenç bir insansın Cissy." diye yine fısıldadım ve Slytherin zindanlarına doğru ilerlemeye başladım.

Ortak salondaki birkaç kız dışında kimse yoktu, herkes uyudu demek. Yatakhaneye girip pijamalarımı giydim ve yatağa girdim, lütfen güzelce uyuyabileyim.

Gözlerimi kapattım, açmam birkaç saniye sürmüştü.

Sonuçta daha genciz, elbet ona göre bir kız çıkar, değil mi?

Yatakta sağ tarafa doğru döndüm, aptal çocuk bana tam balodan bir gün önce bunu sormak zorunda mıydı sanki? Eşsiz kaldım işte!

Panik yaptığım konuya yüzümü buruşturdum, gitmem olur biter. Derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapattım, bu seferde aklıma Andromeda geldi.

Yaklaşık bir haftadır onu göremiyordum resmen, hepsi Oliver yüzünden! Evet vicdan azabım kısa sürüyor ne yapayım?

Aklıma Bella, Andy ve benim birlikte evin içinde saklambaç oynadığımız anlar gelince gülümsedim. Tek başıma onları ararken Bella bir anda çıkıp beni kokuturdu, Andy ise tek kalmaktan korktuğumu bildiği için bilerek ilk yakalanan olurdu.

Daha sonra aklıma Regulus ve Sirius geldi, bizden küçüklerdi ve Bella onları korkutacak hikayeler anlattıktan sonra Andy ile onları yatıştırmaya çalışırdık.

Gözlerim dolmaya başladığı için yüzümü yastığa gömdüm, öğrenirlerse ne yapacaklarını bir türlü düşünemiyorum. Başka bir yere mi gönderirler, eve mi kapatırlar ya da aileden mi silerler? Çok fazla seçenek var ve ailemiz bunları veya bunlardan beterini yapacak kadar... kötüler.

Blonde BlackWhere stories live. Discover now