34 - Yaramaz şey

49.8K 1.9K 386
                                    

"Mediada Hazan Bannister var.. Hazan'a bolca kalp istiyorummmm"

Okul çıkışı deniz kenarına gelmiştim. Hem biraz rahatlamak hemde kendimle başbaşa kalmak için sahile inmiş ve bir süre denizi seyredip, gelen dalgaların içimdeki sıkıntıyı alıp götürmesini bekledim ama sadece bekledim. Çünkü hiç bir ise yaramadı. Denizin insanları neden sakinleştirdiğini hep merak etmişimdir aslında bu kadar hareketli bu kadar dalgalı birşeyi insana neden huzur verir ki?

Sahil kenarındaki banka oturdum. Dirseklerimi dizlerime dayayıp başımı avuçlarıma yasladım ve biraz olsun Ateş'in sesini unutmaya çalıştım ama yok. Sesi beynime işlemiş sanki. Hele o bakışları ah kafayı yemem an meselesiydi. ..

Hayat çoğu zaman ciddiye alınacak veya kafaya takacak birşey değildi ne de olsa yalan bir dünya..

En ufak bir olayı kafamıza takarsak veya ne bileyim işte ufacık şeylerin hayatımıza müdahale etmesine izin verirsek dünya bizim için bir hayli zorlaşır ve yaşanılmaz hale gelir.

Şu kısacık dünya hayatında birini kırıp, üzdüğümüzde bundan kazanabileceğimiz hiç birşey olmadığı gibi kendi hayatında da mutsuzluklara yol açabilirdi. Önemli olan, bu kısacık zaman diliminde insanlarla iyi geçinebilmek, seni üzen kişileri umurmamamak en güzeli işte.

Bunu yaşamış be hayatın acımasız yüzüyle tanışıp zorlukları erken yaşta gören biri olarak dile getiriyorum.

Sen ne kadar çabalasan da önüne konulan taşlar senin bir adım öteye gitmeni engelemekle birlikte yaşama hevesini de kırıyor. Ve birinin yaşama hevesinin kalmadığı zamanlarda ondan geriye sadece kocaman bir boşluk kalırdı ve benimde o boşluğa girmeme ramak kala kuvvetli eller beni kurtarmıştı. Evet o kişi Ateş Hancı'ydı o beni o koskoca karanlık boşluktan çıkarmış ve içimdeki karanlık boşluğa ışık olmuştu.

Herşeye rağmen partide beni yine koruyup kolamak istemişti ama ben ne yaptım onu yanlış anladım o yetmezmiş gibi üstüne üstlük herkesin arasında ona tokat atmıştım.

Ateş, parti gecesinden sonra beni artık yok saymaya başlamıştı böyle beni görmezden gelmeler ben yokmuşum gibi davranmalar bir haler bir tavırlar. Okula geldiğim günden bendi her günümü zehir etmek için canla başla uğraşan Ateş şimdi ise hiç beni takmıyordu.

Ama kendimi ona affetirmem lazımdı onun gibi değerli birini kaybetmek istemiyordum.

Bu konuda kızların yardımına ihtiyacım vardı. Telefonumu çıkarıp önce Didem'i, sonra da Ezgi'yi aradım. Onlara yarım saat sonra dexter cafede buluşacağımızın haberini verdim.

Ben dexter cafeye vardığımda Ezgi ile Didem dışardaki masalardan bir tanesine oturmuş, harıl harıl konuştuklarını gördüm. Bu halerine tebessüm edip yanlarına yaklaştım.

"Oo, bensiz ne kaynatıyorsunuz bakalım, " diyerek onlara sataştım. Onlar da beni fark edip bana sarılmaya başladılar.

Ezgi, "asıl sana sormalı küçük hanım ne diye diktin bizi buraya," diye konuşmaya başladı sabırsız bir şekilde.

Didem, Hazancığım bir sorun yok umarım," deyip merakla gözlerimin içine baktı.

Onları rahatlatmak adına başımı iki yana salayarak "bir sorun yok," diye karşılık verdim.

"Madem bir sorun yok ne diye bizi buraya diktin?" Konuşan Ezgi'ydi.

"Aslında bir konu hakkında sizlerden yardım isteyecektim" diye konuştum utana sıkıla ikisine bakarak.

"Ne?" diye atıldı hemen Ezgi. Didem ise Ezgi'yi onaylar tarzda başını saladı. "Konu ne?"

"Ateş"

ACIMASIZ  [ TAMAMLANDI ]Where stories live. Discover now