61 - Yıkılmışlık

25.7K 874 287
                                    

BİR HAFTA SONRA

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


BİR HAFTA SONRA

Beden olarak vardım belki de ama aslında ben bom boştum. Zihnim tamamen uyuşmuş, kalbim herkese sitem ederek kapılarını açmamak üzere kapatmıştı. Etrafımda yaşanan hiçbir şeyi umursamıyordum. Benim gök mavimin üzerinde fırtınalar kopuyordu. Kalbim sızlıyor, onu özlemekle bana ihanet ediyordu. Kalbim Ateş'in yokluğunda bana saldırıyordu insafsızca burnum sızladı bir kez daha, onun kokusunu özlüyordu.

Gözlerim etrafı taradı ansızca, onu görmek istiyordu...
Berbat bir haldeydim, kendime bile acır hale gelmiştim. Uyku saatlerimin düzeni bozulmuş, geceler bana korku filmi gibi gelmeye başlamıştı. İçimde fırtınalar kopuyordu, masmavi deniz renginden isyan edercesine kayalara çarpıyordu. Bir kez daha Ateş'in nerede olduğunu düşündüm, onu düşünürken ensemde bir ürperti gezindi. Çıkmaz bir sokakta gibiydim, çaresizliğin siyah kolları beni sarıp sarmalamak, içine hapsedip yok olmamı istiyordu. Peki yaşayan bir ölü gibiyken ben bu isteğe göz ardı edebilir miydim? İşte o gücü kendimde bulamıyordum.

"Ne düşünüyorsun öyle" dedi abim beni, kafamın sıyıracağı düşüncelerden kurtarırken.

"Hiç," diye yanıtladım onu.

Ters bir bakış attı. "Yani gözlerinin dolmasına sebep olan 'hiç' mi Sadece?"

Ona burukça bakarken omuz silktim "sadece hiç!"

Anlayışla kafasını salarken "hmmm" diye hamurdandı. Beni daha çok kendine çekti. Abimin kolu altında elimdeki soğumaya yüz tutmuş çikolatalı sütle bakışırken, diğer elimde pipetini çeviriyordum akşam yemeğinden sonra salonda sıcak şöminenin başında oturuyorduk.

Gözlerim şöminenin üzerindeki objeye takıldı... kar kürem...

Doğum günlerimde babamın bana alabileceği en son hediyem...
Belki bir tanesini de bu doğum günümde alacaktım ama ben yine bir şeyleri batıran taraftım. Abim ise benim doğum günümün olduğu gece gelmiş ve bana süpriz yapmak istemişti, ama asıl süpriz ona olmuştu. Beni, doğum günüm için hazırlanan mekânda olmamı beklerken, bir anda hastane odasında ve hemen telaşla hastaneye gelmişti. Hastanede gözümü açtığımdaysa ilk gördüğüm yüz abimin yüzü olmuştu. Sonra herkes oradaydı, biri hariç...

Aslında orada olması gereken ama orada olmayan, güvendiğim dağlara kar yağdıran HANCI...

Peki bu kar yağan dağa güneşi de getirebilecek miydi yoksa kalbimi bir karanlığa mı lüzum bırakacaktı. Oysa uyandığımda ilk onu görmek, elimi tutup 'bak sevgilim buradayım, iyi olacaksın!' Demeliydi. Ama bunların hiç biri olmamıştı en son onu doğum günümde görmüş sonrası ise kabus olmuştu.

Bugün hastaneden çıkalı tam bir hafta olmuştu, gelip beni sormak bir yana dursun! Telefonlarıma dahi çıkmamıştı.
Ezgi'nin bana bir ara abimle Ateş'in hastane koridorunda tartıştıklarını ve abimin Ateş'e birkaç yumruk attığını, Ateş'in ise ona karşılık vermeyip sadece seyirci kaldığını söylediğini hatırlıyorum. Sonrasında Ateş'i görevliler zoruyla hastaneden çıkarmaya çalıştığını, Ateş'in olay çıkarttığını, sonrasında ise abimin ona 'Hazan'ın iyiliği için' dedikten sonra Ateş'in çıktığını söylemişti. Ateş ise gitmeyip, bütün gece dışarda sağanak yağışın altında beklemişti. O günden sonra kimse ne onu görmüş, ne de bir haber almıştı. Bir haftadır ortalıkta yoktu.

ACIMASIZ  [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin