8.Bölüm (İtiraf)

697 108 30
                                    

LUCY

Başımda büyük bir ağrı hissettim ve yere çöktüm. Neydi bu şey...

Law "Neyin var?" diyerek yanıma geldiğinde, "Bilmiyorum ama çok garip, eski anılarımdan birinde Natsu'yu gördüm sanki. Ama bu imkansız, o zaman onunla daha tanışmamıştım bile!" diyerek açıklama yapmaya çalıştım.

Law anlıyormuş gibi baktıktan sonra, "Bunu nasıl yapabildi?" diye sessizce mırıldandı.

"Neyi?"

"Normalde o merak kapısı seni bir kişinin geçmişinde hayalet yapar, sadece bir gözlemci olursun, müdahale edemezsin. Ama o sana bir şekilde sesini duyurmuş olmalı."

Bu beni ürkütmüştü. Natsu'ya bir şey olma ihtimali kalbimde büyük bir acıya sebep olmuştu. Üstelik bana söylediği şeyler yüzümün kızarmasıyla doğrudan ilgiliydi. Natsu o sözleri gerçekten söylemiş miydi?

Hangi anlamda? Kıskanıyor muydu yani? Aman Tanrım! Juvia'ya dönüşmek dedi... Yoksa... Yoksa... Natsu mu? Bu çok garip! Ama sanki bir itiraf gibiydi. Burası çok sıcak olmaya başladı. Üstelik kalbimde çok hızlı atıyor. Yüzümün yine yavaş yavaş kızardığını hissediyordum. İstediğin bu muydu, Natsu? Mutlu musun şimdi?!

Ben kendi içimde cebelleşirken Law'ın bana anlamaya çalışarak baktığını gördüm ve daha da kızardım. Natsu'nun söylediği tüm o şeyler aklımda yankılanıp duruyordu ve keşke bunları yüzüme de söyleseydi diye düşünmeden edemiyordum.

 Natsu'nun söylediği tüm o şeyler aklımda yankılanıp duruyordu ve keşke bunları yüzüme de söyleseydi diye düşünmeden edemiyordum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Law "Aman Tanrım." dediğinde korktum ve "Ne oldu?!" diye sordum.

Bana gülümseyerek "Ondan hoşlanıyorsun, öyle değil mi? Şu ateş çocuktan?" dediğindeyse ne diyeceğimi bilemedim.

"Ben, şey, yani, ney, bir dakika. Soru neydi?"

Kocaman bir kahkaha attı ve "Tamam, cevap vermene gerek yok. ikiniz de kocaman birer aptalsınız." dedikten sonra hafif ukala bir tavırla "Şu takım arkadaşı zırvalığınız, duygularınızın üstünü örtme çabanızdan başka bir şey değil." eklemesini yaptı.

"Lucy, bazı şeyler için hayatın bazen ne kadar kısa olduğunu en iyi sen bilirsin."

Ace'in ve Sabo'nun ölümünü hatırlayıp kafamı önüme eğdim.

"Ace, o gün Marineford'da ölmeseydi, belki de şu an bambaşka duygular içinde olacaktın. Ama o gitti, hemde hayatının en güzel çağında, şimdi sende hayatının en güzel çağındasın ve önündeki fırsatı görmezden gelmeye devam ediyorsun."

Aklım tekrar Marineford'a o kanlı savaş alanına ve başroldeki Ace'e gitmişti.

Aklım tekrar Marineford'a o kanlı savaş alanına ve başroldeki Ace'e gitmişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Strong Enough (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now