47. Bölüm "ELFİDA"

27.9K 1.1K 476
                                    


Selaaam! Bayram hediyenizi yetiştirdim❤️ Sizi çok özledim veee yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum. İyi okumalar 💥

~

Zaman, her şey gibi kendi değerinin de zamanla anlaşılacağı, hem her kapının anahtarı, hem her kapının kilidi, tarifi mümkün olmayan bir sistemdir. Yeri geldiğinde ilaç olabilen zaman, yeri geldiğinde zehir olur. Keşkelerin de, belkilerin de etrafını parmaklıklarla sarabilecek tek güç zamandır. Önemsiz bir belki kelimesiyle başlayan, sadece küçük bir ihtimal barındıran cümleler gün gelir gerçek olur. Aslında o cümle zamanında umutla kurulmuştur, belki de hayaldir. Ancak gerçek olduğunda, aslında bir hayalle uzaktan yakından alakasının olmadığı, hayaller kadar ne pembe ne de sevimli olmadığı çark eder. Bu defa; o olaya binaen belkiyle kurulmuş olan cümle, artık yerini keşkeyle başlayan, pişmanlık dolu kapkara kelime yığınına bırakır. Bazen bazı şeyler uzaktan göründüğü kadar hoş, kusursuz olmayabilir. Bazen, bazı şeylerin iç yüzüyle dış yüzü ölümüne düşman olabilir.

Hevesle kurulan hayallerin temelleri çürük, içi boş olabilir. Aslında, kurulan hayalin bile mutlak kötü bir yanı, az da olsa vardır. Veyahut sadece zihinde kusursuz olabilmesi mümkündür, gerçeğe geçiş yapıldığında kurduğunuz hayalin toz pembe olabilme ihtimali kalmaz.

Bazen hayalini kurduğunuz şeylere dahi lanet edecek hale gelebilirsiniz. Kurduğunuz hayale gerçek hayatta giden yollar sizin zaafınız olmuştur. Zaaflarınızdan yararlanıldığı yetmezmiş gibi, ağza çalınan bir damla bal gibi ancak kurduğunuz hayalin müsveddesini yaşamanıza izin verirler.

Aslında en başta, bir hayalin hayal olarak kalmaması, kendini gerçek hayata atmak istemesi insanı işkillendirmeli, bir terslik olduğunu sezmeli ve sadece bu nedenle dahi oyuna gelmemelidir. Çünkü eğer bir hayal gerçek olacaksa, insan bunu tırnaklarıyla kazıyarak yapar. Kimse sizin hayalinizi kolayca önünüze sunmaz. Bu ancak... ancak rüyada olabilir.

Bunların hepsini çekip çeviren şey zamandır. Yeri gelir hayal kurdurur, gerçek olmasını istetir. Yeri gelir gerçek olduğunda bunun yalnızca hayal olarak kurulduğu zamana dönmeyi, yalvartacak kadar muhtaç ettirir. Zaman hep bir şeyler istetir, insan bulunduğu zaman diliminden asla memnun olmaz. Oysa, ilerde ona tekrar dönmeyi deli gibi isteyecektir.

Zaman bizimle oyunlar oynar. Bu çok sinir bozucu bir durumdur. Geri getirememek, ileriye saramamak, anlık gelişen durumlarda kendimizden beklediğimiz performansı gösterememek, hepsi ardında yüzlerce zaman kipli cümle kurmamıza sebep olur. Keşke deriz, belki deriz, hepsi bir düzmecedir.

İnsanın belli bir çizgisi olmalı ve ne zaman, ne kader, ne düzen, ne sistem ne de başka bir şey onu çizgisinden dışa itememelidir. Ancak, kurulan hayalin bile kötü bir yanı mutlaka varsa, zamanın da, zamanın getirdiği en kötü anın da mutlaka iyi bir yanı mevcuttur. Hiçbir şey olmasa tecrübe olacaktır.

Bulunduğum zamana şükür mü yoksa şikayet mi etmeli bilemiyordum. Günlerden perşembeydi, Hakan'ı en son evimizin bahçe yolunda görmüştüm ve abimin ayağa kalkması hayatımı tam da tahmin ettiğim gibi etkiliyor, hayatım bana hiçbir sürprizde bulunmuyordu. Hakan'ı günlerdir görememiştim. Ona en yakın olduğum zamanlar o ve abim telefonda konuşurken görüşmelerine kulak kabartmamdı. Bir kere bana selam söylemişti. Onun dışında abim sürekli olarak dışarıdaydı, evden bıktığını söyleyip duruyordu ve haliyle dışarda, Çıkmaz'da görüşüyorlardı. Ne yapacağımı bilemiyordum, artık bende de bahaneler tükenmişti. Aklıma hiçbir şey gelmiyordu, gelenleri de abim anlar diye dile getiremiyordum. Beni artık görmenin, konuşmanın bile kesmediği raddedeyken tekrar görüşemez ve konuşamaz hale gelmek dengelerimi altüst etmişti. Zaman zaman onu düşünürken farkında olmadan gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Kaşını, kirpiğini, bakışlarını çok... özlemiştim. Kısılan gözlerini çevreleyen kıvrık, uzun kirpikleri, kirpiklerinin uzandığı koyu renkli, biçimli -tıpkı bir kalemle çizilmiş gibi- kaşları aklımdan çıkmıyordu. Arzudan dört köşe olduğumu, bir an önce göremezsem göğsüm sıkışıp öleceğimi zannediyordum. Fazlasıyla. Özlemiştim.

TAKINTIWhere stories live. Discover now