8 一 ❝Görmezden gelemiyorum.❞

104K 6.8K 21.8K
                                    

[the weeknd - the hills]

❝ilişkimizi gizli tutalım, diyorsun
ben ise yalnızca çabalıyorum ki
arkadaşlık sınırlarından çıkarayım seni❞

❝ilişkimizi gizli tutalım, diyorsunben ise yalnızca çabalıyorum kiarkadaşlık sınırlarından çıkarayım seni❞

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Rüzgâr saçlarıma dolarken elimdeki soğuk, limonlu sodadan minik yudumlar alıyor, manzarayı izliyordum. Deniz cıvıl cıvıldı. Odamın balkonu tam olarak sahile bakıyordu ve Taehyung'a bunun için teşekkür edecektim çünkü en güzel odayı bana ayırttırmıştı.

Cidden, bunu ona nasıl geri ödeyeceğimi düşünüp duruyordum. Ve güzel fikirlerim olduğu söylenebilirdi.

Uzun saçlarım hafifçe uçuşup yüzümü gıdıklandırırken, odama gireli yarım saat kadar oluyordu neredeyse. Çabucak yerleşmiş ve arabada geçirdiğimiz üç saatlik yolculuğun hissini üzerimden atmak için üzerimi değiştirmiştim. Şimdi üzerimde sarı bir gömlek, altımda ise bahsettiğim kot şortlarımdan biri vardı. Gömleğimi dizlerimin üzerinde biten şortun içine özenle sokuşturmuş, bir de bolca gümüş küpelerimden takmıştım kulaklarıma. Saçlarım dalga dalgaydı, limonlu soda midemi yakıyordu aç karnına içtiğim için fakat yine de güzeldi.

Yan odamda kalan Taehyung ve Jimin'in yerleşmesini beklerken yapabileceğim tek şey bir soda içmekti. Taehyung'un neler yapacağını şimdiden tahmin edip sindirmem lazımdı.

Ve çok iyi fark ettiğim bir şey daha vardı ki, bu tatil ne Taehyung'un ailemizle kaynaşması içindi, ne de Jimin'le düzelmek için.

Demek istediğim, tatil dönemindeydik işte. Taehyung da tabii ki herkes gibi evden uzaklaşmak isteyecekti. Ancak biz yeni kaynaşan bir çift(?) sayılıyorduk ve Taehyung basit bir şekilde iki ihtiyacını, beni ve tatilini, bir araya getirmişti. Çok zekiceydi. Bu ikimiz için de iki hafta boyunca kaçamak temaslar, gizli kesişmeler ve başbaşa her an yiyişmek demekti. Hatta, Taehyung indiğimizde ısrarla bavulumu kendi taşımak istediğini söylediğinde ve odama gelip bavulumu yerleştirmeme bile yardım ettiğinde emin olmuştum bundan.

"Öğleden sonraya dek bekle." demişti bana. "Saat beş olduğunda, kendimi tutmama gerek kalmayacak."

***

Yaşamak hakkında sevdiğim pek az şey vardı.

Bunlardan ilki, hayat ne kadar boktan ve sıkıcı olsa da iyi kısmı her daim henüz gelmemiş oluyordu. İkincisi, en iyi kısmı beklemek için zaman gerekse de bu boktan evrende vakit çok çabuk geçiyordu ve ben daha sabahın bilmem kaçında soda içip düşüncelere dalalı saniyeler olmuş gibi geliyorken, hava çoktan tembelleşmişti bile.

Babamlarla kahvaltı etmiştik ilk iş. Taehyung her birimiz için masayı donatırken büyük bir naziklikle hem Bayan Park'ın hem de babamın sorularını yanıtlamıştı. Bu kadar parayı popüler yerlerde gitar çalarak biriktirdiğini ve babasından hâlâ almakta olduğu yüklü bir miktar harçlık olduğunu falan söylemişti. Sonra da Jimin ile nasıl tanıştıklarını anlatmıştı pişkin pişkin. Zaten ondan sonra sohbeti dinlememiştim ben de.

ꜱᴀʏ ᴍʏ ɴᴀᴍᴇWhere stories live. Discover now