❝ve bebeğim, ben ateşle dövüşüyorum sadece sana yaklaşabilmek için bir şeyleri yakabilir miyiz?❞
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Ryujin." Bunu deyişimle telefon ekranımdaki surat hevesle sırıttı. "Bunun doğru olduğuna emin misin?"
Ellerini çırparak "Evet, tabii ki!" diye haykırdığında kulaklık takmayı akıl ettiğim için tanrıya şükrediyordum.
Nerede miydim? Etrafımdaki renkli aletlere, tüylü kelepçelere ve aromalı kayganlaştırıcılara bakarken bunu söylemek utanç verici olmaktan çıkmıştı. Seks mağazalarından birindeydim ve Ryujin'in gazıyla buraya geldiğime hâlâ inanamıyordum. O yalnızca görüntülü konuşmayla bana katılırken bunun utanç verici olacağını düşünmemiştim çünkü elimdeki çilekli kayganlaştırıcıyı ekrana tutup Ryujin'in fikrini alırken, arkadaşlığımızın korkunç olduğu fikri daha baskındı.
"Yani bunu mu alayım?" diye fısıldadım çaresizce. "Kesin karar verdik, değil mi?"
Ryujin bunu üçüncü kez sormam yüzünden gözlerini devirmişti.
"En iyisi arkadaki dildoyu da al ve odana gidince benim adıma götüne sok. Daha kaç kere evet diyeceğim?"
En yakın arkadaşımın ekrandaki el hareketine göz devirirken kasaya ilerlemek içimden gelmiyordu. Cinsellikten utanmazdım, sadece böyle yerlere gelen birisi değildim. Seksüel hediyeler bana Ryujin tarafından arkadaşlık yıldönümümüzü kutladığımız günlerde şaka amaçlı gelirdi. Pek bilgi sahibi değildim ne almam gerektiği hakkında. Yine de neyi nerede kullanacağımı çabuk öğrenirdim.
Tıpkı parmaklarım arasında sıkıca tuttuğum çilekli kayganlaştırıcıyla ne yapmam gerektiğini bildiğim gibi.
Bunun fikri beni öldürüyordu. Sahiden, kasada ödemeyi yapıp Ryujin'e sırıtırken bile bunun fikri beni öldürüyordu çünkü ben intikam almaktan deli zevk duyan bir bünyeye sahiptim. Siyah bir poşetle dükkandan çıkmak, yürüme mesafesiyle on dakika uzakta kalan otele bakmak hevesimi körüklüyordu. Ödetecektim. Ryujin'i aradığımda, ona söylediğim gibi Kim Taehyung'un burnundan getirecektim.
Buraya gelişimizin birinci haftası dolmuşken ilk iki günün ardından ilgisini üzerimden uzak tutmaya çalışmasını fena ödetecektim ona.
***
Aynadaki yansımama bakıp dudaklarımı dişlediğimde tüylerim diken dikendi. Altımda yalnızca gece mavisi iç çamaşırımla dikiliyordum. Tenim, kas çizgilerim ve boynumdan göğsüme dek uzanan ince, ucunda küçük bir haç işareti olan zincir kolye parlıyordu. Saçlarım her zamankinden farksız, yalnızca biraz daha kıvırcıktı. Hazır hissediyor olmanın verdiği öz güvenle oldukça hafif parlatıcı sürdüğüm dudaklarımı birbirine bastırıp arkamda kalan telefonun açısını düzeltmiş, siyah çarşaflara bırakmıştım kendimi.
