UMUT IŞIĞI

2.2K 112 18
                                    

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

17.Bölüm

Ceyhun
Yaklaşık bir saat kadar önce uyanmış,Özgür'ün sarı,kıvırcık saçlarını okşuyordum.Öyle yumuşaktı ki,ipek gibiydi.Parmaklarımın arasından akıp gidiyordu.Artık ona dokunmaktan,onu sevmekten korkmuyordum.Çünkü biliyordum ki biz elele olursak bütün dünyaya karşı durabilirdik.Içimden gelen öpme isteğine karşı gelemeyip,iyice yaklaşıp şakağından öptüm hafifçe.Mis gibi kokuyordu.Tamamen bağımlısı olmuşum da haberim yokmuş.

Dün gece yaşadığımız o harika anlardan sonra artık duvarlarımızı karşılıklı olarak yıkmıştık.Ona dokunurken korkmayacaktım.Daha sevgili olmamıştık.Yani teklif etmemiştim henüz.O da etmemişti.Ama benim etmem daha iyi olur diye düşünüyordum çünkü Özgür benim yüzümden çok acı çekmişti.Artık onu mutlu etmem gerekiyordu.

Hâlâ ellerim saçlarında gezerken yavaşça yeşil gözleri aralandı.Beni görünce anında tebessüm etti."Günaydın."dedi dudakları yukarı kıvrılırken.Bende aynı şekilde gülümseyerek karşılık verdim."Günaydın."dedim. Yeni uyanmış haliyle bile harika görünüyordu.Sarı saçlarını geriye doğru attım.Bir süre bakıştıktan sonra dudaklarını kısaca öptüm.Aslında bitmesini hiç istemediğim bir andı ama kahvaltıya inmeliydik.

"Hadi güzelim kahvaltıya inelim.Sonra yürüyüşe çıkarız bizimkilerle."

"Senin grubunla mı?"

"Evet,bizimkiler seni sevmişler bence.Sabah grupta konuşmalarınıza baktım da.Benimle ilgili kötü planların varmış."dedim tek kaşımı kaldırarak.Dediğimi anlayınca güldü.Öyle güzel güldü ki,o güldü ben öldüm.Içimden ılık ılık biseyler aktı.Ben ona öylece bakıp kalmıştım ve sanırım o utanmıştı.Gülüşü tebessüme döndü yanakları kızarırken ve mırıldanarak konuştu.

"Hadi kahvaltıya gidelim."dedi ve ayağa kalktı.Bende anında kalktım."Sanırım önce giyinsek iyi olur."dedim ve gülüp çantalarımızdan kıyafet çıkardık.

Kahvaltıya indiğimizde direkt olarak bizim grubun yanına geçtik.Keyfimiz yerindeydi neşeli bir selamlaşmadan sonra kahvaltı etmeye başladık.Sohbet eşliğinde geçen kahvaltı sonrasında hoca bizi serbest bırakmış,uzaklaşmamak şartıyla ormanda yürüyüşe bile müsade etmişti.En önden Tarık'la Kerim,onların ardından Özgürle ben ve bizim arkamızdan Kağan'la Yağız geliyordu.Zaten Kağanla Yağız hiç ayrılmıyorlardı.Hep birlikte görüyordum onları.Kısa sürede iyi kaynaşmışlardı.Özgürle sessizce yürürken geçen günkü meseleyi sorup sormamayı düşünüyordum.Ama sormaya karar verdim.

"Sana bisey soracağım."dememle Özgür bakışlarını bana çevirdi."Şu Cüneyt denen çocuk.Neyin oluyor?"diye sordum.

"Arkadaşım sadece."diye net bir cevap verdi.Aklında bisey vardı belliydi.

"Hadi söyle Özgür."dedim ve anlamamış gözlerle bana bakıyordu."Aklını kurcalayan bisey var.Görebiliyorum."dedim yürümeye devam ederken.Yaprakların sesleri bize eşlik ediyordu adım attıkça.

"Aslında..."dedi ve bana biraz daha yaklaştı ve ses tonunu düşürerek konuşmaya başladı."Ben kendimi biraz suçlu hissediyorum."dedi.Anlamadığım için kaşlarımı çattım ve sordum.

"Neden?"

"Dün akşam kendime hakim olamadım.Sana olan duygularım o kadar fazlaydı ki dışa vurmaya ihtiyacım vardı.İnan şu an bile zor tutuyorum kendimi.Ama Asu..."dediği sırada kafama dank etti.Hemen müdahale ettim.

"Sakın Özgür!Sakın kendini suçlu hissetme.Bu hikâyede en masum kişi sensin.Hem zaten artık Asu hayatımda değil.Ayrıldım ondan."dedim ve yeşil gözlerine baktım."Senle en son yüzyüze geldiğimiz gün ayrıldık biz."diye devam ettim.

"Ceyhun,şu an o kadar rahatladım ki."dedi elini kalbine koyarak.Bu hâline gülümsedim.O da aynı şekilde gülümsedi ve yürümeye devam ettik.Yürürken Kağan'ın seslenmesiyle ona döndük ama diyeceği şeyden vazgeçmiş,odada konuşmaya karar verdiğini söylemişti.Bi süre daha ormanda yürüdükten sonra geri döndük.Biraz cips ve kola eşliğinde sohbet ediyorduk.Sonra ben Kağana konuşacağı şeyi hatırlattım.O kadar gerilmişti ki ben bile gerildim onun bu hâlini görünce.Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"Bakın beyler.Beni biliyorsunuz bugüne kadar hiç sevgilim olmadı.Aramızda muhabbeti çok geçti bu konunun.Kızlara karşı hiçbişey hissetmiyordum.Kendimden o kadar umudu kesmiştim ki,kimseyi sevmem,aşık olmam diyordum.Ta ki o karşıma çıkana kadar."dedi ve Yağız'ın elini tuttu.Ellerini birbirine kenetlediler ve görebileceğimiz şekilde kaldırdılar."Ben eşcinselim ve Yağız'a aşığım.Yağız da biseksüel ve biz sevgiliyiz."dedi.Tarık'la Kerim şok olmuş şekilde bakıyordu.Özgür gayet normal duruyordu.Açıkçası bende şok olmuştum.Hiç beklemiyordum.Gerçekten sürpriz olmuştu.Yani ne diyeceğimi ne tepki vereceğimi şaşırmış öylece kalmıştım ama bir yandan da içimde filizlenen umut tohumlarına engel olamıyordum ve biliyordum ki içimdeki umudun ışıkları gözlerime yansıyordu ve ben bunun anlaşılmasından zerre korkmuyordum.

Evet arkadaşlar birkaç şey söyleyeceğim.Diğer kitap,yani eski adıyla 'GÜNLÜK',yeni adıyla 'MUCIZEM' bu kitapla bağlantılı.Yani bölümler birbiriyle bağlantılı olduğu için,bu kitap da ayrıntıya giriyorsam onda üstün körü anlatıyorum.Onda ayrıntıya giriyorsam bunda üstün körü anlatıyorum.Çünkü aynı konuşmaları iki kitapta da yazarsam sıkılırsınız diye düşünüyorum.

Diyeceklerim bu kadar.

Bu arada,'GÖRÜCÜ USULÜ' ve 'KÜÇÜK SEVGİLİM' yayımda.Desteklerseniz çok sevinirim.

Umarım beğenirsiniz 🙏

Sizleri seviyorum ❤

İyi okumalar 💙

TUTSAK (B×B) MUCİZEM SERİSİ 2. KİTAPOnde as histórias ganham vida. Descobre agora