SIRLAR

2.6K 71 13
                                    

Ne kadar geç yazdığımı dün farkettim ve bölümü sadece birkaç saatte yazdım. Zaman çok yavaş geçiyormuş gibi geliyordu oysa bir önceki bölümün üstünden 1aydan fazla geçmiş. Hepinizden özür dilerim.

Bundan sonra multi'ye sevdiğim şarkılardan ekleyeceğim her bölümde. Hem şarkı önerisi gibi olur size.

Multi William Turner(okul müdürü). Iyi okumalar.

--------------------

"Bakın ben, gerçekten gelmek istemiyorum. Hem ne yapacaksınız ki beni? Bensiz daha fazla eğlenirsiniz." diyip yatakta biraz daha yayıldım.

"Kes sesini turuncu. Geliyorsun dediysem geliyorsun. Eğer gelmezsen yemin ederim ki seninle bir daha konuşmam."

Benimle konuşacağını biliyordum. Kendisine yalvarmamı bekliyorsa daha çok beklerdi.

"Hem daha yeni iyileştim. Orada daha kötü olursam ne olur? Peki ya ölürsem? Vicdan azabı çekersiniz. O yüzden gelmiyorum."

Mouse yatağın diğer ucundan sürünerek yanıma geldi ve bacağıma vurdu. Eli gerçekten sertti.

"Sırf Luke da geliyor diye gelmediğini hepimiz biliyoruz Chloe. Ama sana söyledik, onunla yalnız kalacağın tek bir an bile olmayacak."

Luke mu? Haha. Kim takar onu!? Onun yüzünden falan değildi. Ben sadece kampa gitmek istemiyordum. Üstelik Ocak ayında kamp mı olurmuş? Bu soğukta donarak ölürdük.

Gözlerimi devirip Stan'in saçlarımı karıştıran elini ittirdim.

"Luke'la alakası yok. O gelmese de gelmezdim. Hem bu soğukta kamp da nereden çıktı!?"

Mouse elimi tutup alt dudağını sarkıttı. Şimdi hangi bakışı atacağını çok iyi biliyordum. O da bu bakışa dayanamayacağımı çok iyi biliyordu. Yavru köpek bakışı falan değil, tamamen ona özgü bir bakıştı.

"Pekala! Tamam. Geleceğim."

Herkes mutlu olduğunu belirten sesler çıkarmıştı. 

"Chloe de geldiğine göre kalan tek şey bay William'dan izin almak. Babası olduğu için o işi Luke'a bırakmıştık değil mi?"

Micheal sevimli aksanıyla bir şeyler söylerken kelimeler dudakları arasından garip bir şekilde çıktı. Nedense bende gülme isteği uyandırdı ama kendimi tuttum.

"Evet! Biz gidiyoruz. Bay William'ın izin verip vermediğini söylemeyi unutmayın. Görüşürüz." diye cırladı Courtney. Ardından Harry'nin eline yapışıp onunla birlikte odamdan çıktı. Sevgili mi olmuşlardı!? Bu gerçekten inanılmazdı. Harry esmerdi ve asla uzatmadığı saçları ile oldukça çekici biriydi. Courtney ise benim eski gözlüklerimden de büyük bir gözlük takıyordu. Koyu sarı saçlarını omuzlarında kestirmişti. Uzun zamandır sınıftan kopuk olduğum için ne zaman kestirdiğini bilmiyordum. Diş tellerini de çıkartmıştı.

Harry ile arasındaki ilişki benimle Luke arasındaki gibiydi. Harry onunla dalga geçer bir de üstüne sınavlarda kopya isterdi. Tabi çekmesi de oldukça kolay olurdu çünkü öğretmenler gözetmenlik yapmaları gereken sırada dışarıya çıkıp sohbet ederlerdi.

Luke ise asla bir şey istemezdi. Sadece dalga geçer, küçük düşürürdü. Zaten ilk doğru düzgün iletişimimiz eşleştirildikten sonra olmuştu. Ona da ne kadar iletişim denirse tabi.

"Ben de eve gidiyorum. Haber verirsiniz. O zamana kadar uyuyacağım."

Michael alnına düşen açık kahve saçlarını eliyle geriye atıp kapıya yöneldi. Ancak son anda bir şey unutmuş gibi tekrar bana döndü.

Ufaklık ve PlayboyOù les histoires vivent. Découvrez maintenant