DÖVÜŞ

2.7K 103 6
                                    

Simdilik söyleyeceğim tek şey Mouse'un ağzından olan kısmı cascada-truly madly deeply okursanız güzel oluyor.

CHLOE'DEN

Luke'a teşekkür edip mouse'la birlikte kahvaltı masalarına ilerledik. Ağaçların arasına kurulan küçük tezgahta tepsilerimiz hazırdı. Birer tepsi alıp en soldaki boş masaya geçtik.

Arabada bir sürü şey konuşmuştuk ve konuşacak bir şeyimiz kalmamıştı. Bu yüzden sadece önümüzdeki kahvaltı tepsilerini odaklandık. Arabada konuştuklarımızdan beni en çok mutlu eden Jackson ve Mouse'un barışması oldu. Hastanede aramış ve gece boyunca konuşmuşlar. Jackson özür dileyip çok büyük bir aptallık yaptığını söylemiş Mouse da birkaç tripten sonra affettiğini söylemiş ve bütün gece önce sen kapat muhabbeti yapmışlar. Bana ne kadar itici gelse de nasıl bir şey olduğunu merak etmiyor değilim.

İkinci mutlu olduğum şey ise Claire ile Mouse'un yaptığı anlaşmaydı. Dün onları konuşurken gördüğümde yine fazla şüpheci davranmıştım. Oysa mükemmel bir anlaşma yapıyorlarmış.

Dünkünün aksine bu kez kahvaltımı güzelce yapıp tepsimi yerine bıraktım. Mouse her zamanki gibi yavaş yiyerek sona kaldı.

Dün sabah ayağımda spor ayakkabılarımla bayıldığım için ayakkabılarım hala ayağımdaydı. Öğretmenin düdüğüyle Mouse'u zorla masadan kaldırıp sıraya getirdim. Boy sırasında o önlere giderken ben de kendi yerimi aldım.

"Chloe, sen koşmuyorsun. Sıradan çıkabilirsin. İster arkadaşını bekle istersen eve git. Senin iznin var."

Al işte! Yine dışlanmıştım. Lanet olası hastalığım yüzünden yine herkesten uzaktım. Oysa bugün kahvaltımı güzel yapmıştım, koşabilirdim. Ama öğretmen çoktan dikkatini başka yöne vermişti.

Derin bir nefes alıp masaların olduğu yere döndüm. Canım oturmak istemiyordu. Hatta deli gibi koşarak öğretmene ne kadar iyi olduğumu göstermek istiyordum. Ama yanımda kimse olmadan böyle bir şeye kalkışmam. Yoksa garip bakışları üzerime çekerim ve bu en nefret ettiğim şeydir.

2. turlarını tamamlamış olan erkekleri izlemeyi bırakıp gözlerimi daha ayakkabılarını bile çıkaramamış olan kızlara çevirdim. Claire kraliçe gibi davranıp herkesin önüne geçti. Shane'le dün yatmamış mıydı bu kız? Hiçbir acı çekmiyordu sanki. Oysa okuduğum nerdeyse bütün kitaplarda seksten sonra kızın hareket edemeyecek kadar acısı olurdu. Olmaz mıydı? Belki de hepsi yalandı. Sadece kitaba heyecan katmak için yazıyorlardı böyle şeyleri. Daha ilk seksimi yaşamadığım için bu tür şeylerle ilgili bilgim yoktu. İlkimin çok özel olmasını istiyorum. Benimle gerçekten ilgilenen, beni gerçekten seven biriyle mükemmel bir gece olmasını istiyorum.

Böyle şeyler düşündüğümü farkettiğimde kendimden iğrenerek yüzümü buruşturdum. Nasıl gelmiştim bu konuya?

Oturmaktan sıkılıp ağaçlık alana doğru yavaş adımlarla yürümeye başladım. Fazlasıyla huzurlu bir yerdi. Ağaçlar sanki "Kulaklığını tak, en sevdiğin şarkıyı açıp tekrara al, benim gölgeme yat ve sonsuza kadar uyu" der gibiydi.

Ağaçları düşünürken biraz fazla ileri gitmiştim sanırım. Arkama dönüp geldiğim yeri bulmaya çalıştım ancak bütün ağaçlar aynıydı.

Birini görme umuduyla birazcık daha ilerledim. Birini göremesem de bağırışmalar vardı.

"Seni geberteceğim piç! Bana verdiğin sözü unuttun mu ha? Nasıl böyle bir şey yaparsın?"

Ses fazla tanıdıktı. Sesin geldiği yöne doğru yürüyüp ağaçların arasından kim olduğunu görmeye çalıştım. Birinin yumruk yiyerek yere yapıştığını görebiliyordum ama yumruk atanın kim olduğu arkası dönük olduğundan belli olmuyordu. Kafasını yerden kaldıran çocuk tanıdık gibiydi ancak yüzü kanlı olduğu için tam ayırt edemiyordum.

Ufaklık ve PlayboyWhere stories live. Discover now