YENİ YIL

4.5K 82 9
                                    

Multi hikayede geçen kıyafetler kanaryalarım. Aslında bunu yılbaşında bitirip yayınlayacaktım ancak yetiştiremedim. Sonra da sürekli sınavlarım oldu. O yüzden bugün yayınlayabiliyorum. İyi okumalar...

-------------

Yeni yıl.

Yeni başlangıçlar, umutlar, istekler,hediyeler, partiler...

31 Aralık gecesi girilen yeni yıldan herkesin beklentileri vardır. Herkesin kafasında hayalî bir liste. Heyecanla beklenen yepyeni yılın getireceğine inanılan istekler. Yılbaşında yapılan partiler. İçkiler. Kısacık elbiseler. Ve daha birçok şey. Herkes bunlar için yeni yılı heyecanla bekler. Etrafımdaki herkes.

Bence mi? Yeni yılın kutlamaya değecek bir tarafı yoktu. Çam ağacı süslemek veya birbirine hediye vermek gibi yılbaşının olmazsa olmazları olarak adlandırılan davranışlar tamamen saçmalıktan ibaretti.

31 Aralık gecesi partiye gidip konfeti patlamanın veya deli gibi içip dans etmenin de bir manası yoktu.

Yeni yılda ne kadar dileğin olursa olsun asla gerçekleşmezdi. Sadece boş umutlar. Eski monoton hayatına devam etmek kaçınılmazdı. Bu düşüncelerime rağmen şu an çantama cüzdanımı atmış dışarı, hediye almaya gidiyordum. Ne ironi ama!

Telefonumu da cebime koyup odadan çıktım. Luke aşağıda, kapının yanında bekliyordu. Çizmelerimi ve montumu giyerken o kapıyı açıp dışarı çıktı. Sanki ülkenin bütün soğuğu eve dolmuştu. Hızla montumun fermuarını çekip ellerimi cebime soktum. Luke arkamdan kapıyı kapatıp kilitlerken ben de koşarak site kapısının önünde duran arabaya bindim.

Arabanın içi sıcak olduğu için içimden Luke'a teşekkür ederken o da arabanın arkasından dolaşıp kendi yerine geçti. Aslında mouse ve Shane de bizimle gelecekti ama Mouse Stanley ile gitmek istediğini söyleyince Shane de gelemedi.

Onlarla sabahladığımız gece hepimiz koltukta uyuyakalmıştık. Uyandığınızda saat 15.20'ydi ve Shane'le mouse direkt kendi evlerine gitmişlerdi. Biz de kahvaltı yaptıktan sonra odalarımıza geçmiştik. Luke arada bir evden çıkıp Shane'le görüşmüştü ama mouse ve sadece bir kez telefonla görüşmüştük. Evler aynı sitede dahi olsa ikimiz de yataktan çıkmak istemiyorduk.

El freninin sesini duyunca geldiğimizi anladım. Bu önceden geldiğimiz alışveriş merkezi değildi, daha uzaktı ama daha büyüktü.

Kapıyı açıp soğuğun önce bacaklarıma  sonra da bütün vücuduma yayılmasına izin verdim. Pekala Aralık'ın son günlerini yaşıyorduk kış çoktan gelmişti ama bu kadar soğuk alışık olduğum bir şey değildi.

Luke AVM kapısına yaklaşmıştı. Adımlarımı hızlandırıp soğuğa aldırmamaya çalışarak Luke'a yetiştim. Dönen kapıdan içeri girdiğimizde yüzüme vuran sıcak beni rahatsız etse de soğuktan çok daha iyiydi.

Hoşgeldiniz diyen kadına hafifçe gülümsedikten sonra montumu elime alıp mağazaların vitrinlerine sırayla göz gezdirdim. Aslında sadece hediye almak için değil, kendime elbise bakmak için de gelmiştim. Elbise giymek istemesem de mouse telefonda çok ısrar ettiği için itiraz edememiştim. Ama asıl sorun kendime elbise almak değil, Luke'a hediye almaktı.

Bir erkeğe ne alınabilirdi ki!? Klasik olarak bir parfüm veya bir saat. Aslında onun parfüm sıktığını bile sanmıyordum. Üzerinde sürekli sigara ile karışmış doğal bir koku vardı. Bileğinde de çok sık saat gördüğümü söyleyemezdim.

"Onların erkek tişörtü olduğunun farkındasın değil mi?"

Gözlerimi diktiğim vitrinde Luke'un yansımasını görünce ona döndüm. Bu vitrine ne zamandan beri baktığımı bile bilmiyordum. Ona cevap vermeyip başka mağazaların vitrinlerine bakmaya başladım. Kendim için.

Ufaklık ve PlayboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin