8. bölüm

541 33 0
                                    

Efe yataktan inmeme yardım etti. Nedense ayakta durmakta hala zorlanıyordum. Bu hastane havasını hiç sevmemiştim. Tam o sırada annem içeri girdi.

“aman allahım kızım nasılsın?” yüzümü okşamaya başladı ve bana sımsıkı sarıldı. Canımı acıttığından haberi yoktu. Kalbim acıyordu.

“ben iyiyim anne” annem Efe’nin yüzüne imalı bir şekilde baktı. Başını salladı ve ona teşekkür etti. Efe’de ona başını salladı.

“gel kızım evimize gidelim” efe’yi ardımda öylece bırakmak istemiyordum. son bir kez ona döndüm. Ne kadar çekinsem de mantığımı dinleyerek ona sarıldım ve teşekkür ettim. Zorda olsa gülümsemeyi başardım. O da bana gülümsedi. Sessizce;

“her şey yolunda merak etme” dedi. Efe gerçekten bana güven veriyordu. Onun varlığı bana yetiyordu.

Güneş gözümü aldı. Bugün okula gitmek istemiyordum. bu sefer durum farklıydı. Kendimi gerçekten yorgun hissediyordum ve okul stresini çekecek halde değildim. Bir süre daha uyudum. Uyandığımda 1 saat geçmişti. Annemde beni uyandırmadığına göre o da uyumam tarafındaydı. Bu sefer daha huzurlu bir şekilde gözlerimi kapadım ve uykuma teslim oldum.

Rüyamda Efe boş gözlerle bana bakıyordu. Gülümsedi ve gözünden bir yaş aktı. Ona sarıldım. Sımsıkı sarıldım. Rüyamda o sadece Efe değildi. O benim meleğimdi ve ben bunu hissediyordum. O benimdi. Bu rüya sayesinde ona karşı çok farklı duygular beslemeye başladım. Buna karşı çıkamıyordum ve hoşuma da gidiyordu. Hayatımda ilk defa bir erkek bana bu kadar önem veriyordu ve ben kendimi onun yanında rahat hissediyordum. Onu kaybetmek istemiyordum. bunu düşünmek bile istemiyordum.

“okula gitmemen evden çıkmayacağın anlamına gelmez biliyorsun değil mi? Böyle bayılarak benden kurtulabileceğini sanıyorsan yanılıyorsun” ilk defa efe’nin mesajını aldıktan sonra heyecanlanmadım. Aksine rahatladım ve mutlu oldum. Dışarı çıkmaktan korkmuyordum tabi ki ama birini bulmak benim için zordu. Ve Efe ile rahat bir şekilde eğlenebileceğimi düşünüyordum. En azından bir kez daha deneyecektim. Başarana kadar pes etmek yok.

“senden kurtulmaya çalıştığımı kim söyledi” yazdım cevap olarak. Sinsi sinsi gülüyordum. Bu oyun hoşuma gitmişti.

“böyle düşünmene sevindim. Neyse bugün biraz dinlen. Daha sonra görüşürüz..” yazdı. Omuz silktim. Konuşma burada bitse de olurdu. Bugün tembellik yapmak istiyordum. Hiç bir şey keyfimi bozamazdı.

“yine de iyi olmana sevindim Nur. Kendini bu kadar yıpratmana değmez biliyorsun. Lütfen kendini bu kadar zorlama” elife her şeyi anlatmıştım. Beni dikkatle dinlemişti. İyi ki yanımdaydı ve bana en azından bir tane yakın arkadaşım olduğunu hissettirmesi hoşuma gidiyordu. Onu seviyordum.

“eğer kendimi zorlamasam hep bu şekilde kalacağımdan korkuyorum. Bir şeylerden kaçmak istemiyorum artık. Çünkü bu hayat bana acılarımın ve korkumun üstüne gitmemi emrediyor ve eğer bunu yapmasam kaybolup gideceğimden korkuyorum. Bunu istemiyorum.” Gözümden yaşın akmasına izin verdim. Artık ağlamamı da saklamak istemiyordum.

“ağla” dedi elif içtenlikle. Sımsıkı sarıldım ona. Sarılmak ne güzel şeymiş diye düşündüm. Bu hayatta yalnız kalmakta bir yere kadarmış.

Başımı cama yasladım. Kızlar benden önce çıkmışlardı. Onlar servisle gidiyordu. Beraber gülüşmelerini ve birbirlerini ittirmelerini izledim. Ben hiçbir zaman bu kadar sevecen ve sıcak olamamıştım onlara karşı. Bu beni çok üzüyor ve yıpratıyordu. Artık değişmek istiyordum ve değişecektim de. Okul çıkışında onu gördüm.  Göz göze geldik ve çok heyecanlandım. Efe beni almaya gelmişti. Bana doğru yaklaştı. Başımı okşadı ve sarıldı. Bende ona sarıldım. Ali bey’i çoktan unutmuştum. Onu bana tanrı göndermişti. O benim kaderimdi. Ve ona sonuna kadar sahip çıkacaktım. Bana yaptığı iyiliğin karşılığını mutlaka alacaktı. Ama bunu ne şekilde yapacağımdan emin değildim. Bunu da zaman gösterecekti.

Hayat ArkadaşımWhere stories live. Discover now