2. Bölüm: Okulun İlk Günü

1.7K 195 195
                                    

Medyada bizimkilerin temsili halleri var ✨ Herkese iyi okumalaaar^^

~

"Selin Abla. Hadi uyan."

Gözlerim Rüya'nın sesi ile yavaş yavaş açılırken göz ucuyla Rüya'ya baktım. O sırada Rüya üstümdeki yorganı çekiştirip devam etti. "Hadi hadi kalk okula gideceksin bugün."

Yatakta doğrulup Rüya'ya baktım. Ve yataktan çıkıp aynadan kendime baktım ve Rüya'ya döndüm. "Saat kaç?"

"Saat altı buçuk. Dün galiba servis ayarlamadığınız için bugün taksiyle gitmen gerekebilir. Babam dükkana gitti. Bir saate gelir. Annem bize kahvaltı hazırlıyor ve sen gelmeden benim yemeklere dokunmama da izin vermiyor."

Tam cevap verecekken hapşurduğumsa Rüya kaşlarını kaldırdı. Ben ise saçımı geriye atıp konuşmaya başladım. "Tamam sen in ben hazırlanıp geliyorum."

Rüya ellerini beline koydu. "Dün çıktın tabii yağmurda ıslandın hasta oldun. Gördün mü? Allah'tan dört beyaz arabalı prens geldi de hastanelik olmadın valla." dedi ve sesli bir şekilde gülmeye başladı.

Kaşlarımı çattım. "Rüya sen kaç yaşındasın ablacığım?"

"Yedi yaşındayım Selinciğim."

Gülümsedim. "Peki yedi yaşında bir kız için hiç oluyor mu böyle laflar?"

"Akıl yaşta değil baştadır Selin Abla. Hiç duymadın mı bu lafı?" dedikten sonra benim bir şey dememi beklemeden odadan çıkmıştı. Havalı çıkış yapmıştı resmen. Başımı sağa sola sallayarak gülümsedim ve gözlerimi tekrar aynaya çevirdim. Öyle bir dayının nasıl bu kadar şirin bir kızı olabilmişti? Allah'tan yengeme çekmiş. Yoksa bu ev Rüya olmadan çekilmezdi.

Dün aldığım duştan sonra açık kahverengi olan saçlarım dünki hali ile kıyaslandığında resmen evrim geçirmişti. Bavulumu açıp kıyafetlere baktım ve uygun bulduğum kıyafetleri hızlı hızlı üzerime geçirdim.

Saçlarımı tarayıp açık bıraktım. Sırt çantamı elime alıp içerisine bir defterimi, okumak için bir kitabımı ve kalem kutumu yerleştirdim. Bir süre kolyeme baktıktan sonra öpüp elbisemin arkasına koydum. Okulda kolyeye kızabilirlerdi. Bu yüzden görmemeleri daha iyi olurdu. Benden almalarını istemezdim. Buruk bir biçimde gülümsedim. Senin istediğin gibi güçlü bir kız olmak istiyorum anne. Ama senin yokluğunda bu çok zor oluyor...

Çantamı sırtıma alıp odamdan çıkarken bir kez daha hapşurdum. Dünkü olaydan sonra hasta olmuştum tabii. Hiç derdim yoktu çünkü sen de gel hastalık sen de gel.

Merdivenlerden aşağı inerken yemek kokuları burnuma dolmuştu. Mutfağa girdiğimde yengem beni görüp içtenlikle gülümsedi. "Günaydın kızım, gel otur aç açına gitme okula."

Tam konuşacakken hapşurduğumda yengem koşar adım yanıma gelip elini alnıma koydu. Elini geri çekerken konuşmaya başladı. "Ay yanıyorsun güzelim bugün okula gitmesen mi?"

Başımı sağa sola salladım. Dayım olacak biyolojik ayının yanında kalmaktansa okula giderdim daha iyi. "İyiyim yenge yok bir şeyim. İlk günden okula gitmemezlik yapmayayım değil mi?"

Yengem gitmemi istemediğini belirten gözlerle bana bakarken ben masaya geçmiştim. Yengem de karşımdaki sandalyeye geçerken devam etti. "Ama hiç içime sinmez böyle hasta hasta gidilir mi okula?"

Gülümsedim. Yengem gerçekten çok iyi biriydi. "Merak etme yenge kendimi iyi hissetmezsem gelirim."

"Sen bilirsin kuzum. Nasıl kendini iyi hissediyorsan öyle yap. Beni haberdar et bir şey olursa tamam mı?"

KARANLIK ÖĞRENCİWhere stories live. Discover now