Medya: Çınar ve Selin Temsili...✨
~Çünkü insan en çok sevdiğini kıskanır...
~
"Selin bak vallahi geliyor sürahi!"
Gözlerimi yavaşça açtım. Deniz'in yatağımın kenarına oturmuş beni sallayarak uyandırmaya çalıştığını fark ettiğimde Deniz devam etti.
"Sana sürahi demesek uyandığın yok be kızım. Hadi hadi bugün büyük gün maç var. Kalk kalk çok heyecanlı olacak."
Yavaşça yatakta doğruldum ve esnedim. "Ne araya buraya geldim ya ben? Korku filmi izlemiyor muyduk?"
Deniz güldü. "Korku filmi izlerken uyuyakalmayan da ne bileyim yani değil mi?"
Kaşlarımı kaldırdım. "Aa evet korku filmi izliyorduk. Ne oldu onun sonunda?"
Deniz alt dudağını uzattı. "Hepsi bir kadının rüyasıymış aslında. Sonunu görünce poh olup kaldık. O kadar saat bir rüyayı izlemişiz resmen."
Yüzümü buruşturdum. "Hadi bee. Allah'tan çok izlememişim."
Deniz güldü. "Hadi kalk kalk geç uyuduk diye geç uyandık zaten. Okula yetişmemiz lazım ilk dersten gelecek öğrenciler. Temkinli olalım."
Yataktan çıktım. "Doğru tamam. Sen in kahvaltıya hazırlanıp geliyorum ben de."
Deniz gülümseyip ayağa kalktı. "İşte seni böyle görmek istiyoruz be deniz kızı. Hadi aşağıdayım ben."
Deniz odamdan çıkıp kapıyı arkasından kapatırken yüzümdeki buruk gülümsemeyle kıyafetlerime yöneldim. İçlerinden seçtiklerimi elimi yüzümü yıkadıktan sonra hızlıca üzerime geçirdim.
Saçlarımı salaş bırakıp şekillendirdikten sonra sırt çantamı da koluma alıp odadan çıktım. Odadan çıktığımda Çınar'ın da odasından yeni çıkmış bana doğru geldiğini görünce duraksadım. Çınar beni gördüğünde bakışları değişmişti. Bir süre durup bana baktıktan sonra yanıma doğru geldi.
Karşımda durup gözlerime bakarken ben ne olduğuna anlam vermeye çalışıyordum. Bir süre ona baktım ama o sessiz kalmaya devam etti. Garip bir hava oluştuğunu hissettiğimde sessizliği bozmaya karar verdim. Gülümsedim. "Günaydın?"
Çınar gömleğimin açık düğmelerinden birini hızlı bir hamleyle tutup dikkatlice gözlerime bakarak kapattığında ben şaşkınca ona bakıyordum. Düğmelerden birini kapattıktan sonra gülümsedi. "Sana da günaydın."
Çınar merdivenleri inmeye başladığında şaşkınca kapattığı düğmeye dokunup arkasından ben de indim. Neden kapatmıştı ki şimdi düğmeyi?
Birlikte mutfağa gittiğimizde Çınar çantasını kapının yanına bırakıp masaya doğru ilerlemişti. Ben de çantamı onun çantasının yanına bıraktım ve karşısındaki sandalyeye oturdum. Yengem mutfağa girdi. "Günaydın çocuklar. Geç kaldınız yeyin yeyin. Yanınıza da alın biraz aç kalmayın okul yemekleri güzel değil. Bir ara bir tost yedim orada sucuklu. O kadar ketçap koymuşlar ki yiyene kadar sucuğu aradım. Sucuklu tost demeye bin şahit ister valla. Yemeyin sakın onları. Burdan götürün. Zehirlenirsiniz falan Allah korusun."
YOU ARE READING
KARANLIK ÖĞRENCİ
Teen Fiction"Ben, senin bu ışık saçan gülümsemene karşın fazla karanlığım deniz kızı." "Ben de gülmeyiveririm? Böylece hiç bir sorun kalmaz." "Hayır. Sen hep gül. Yoksa benim bu kötü dünyaya tutunacak başka bir dalım kalmaz. Sen hep gül." ~ Beklemek... Bir anı...