ten; "it feels like you don't care"

12.3K 1.2K 814
                                    

"on; beni avlayana kadar peşimdeydin. bir kurt, bir yırtıcı hayvan gibi. kendimi aşkın ışığı altındaki bir ceylan gibi hissettim. bana aşık oldun... ve zamanda dondum kaldım."

"Yani uyandığında onun evindeydin, öyle mi? Tanrım seni yedikten sonra seninle birlikte uyumalıydı."

"Belki de uyumuştur." Kısık sesli mırıldanmam arkadaşıma ulaştığında sert bir nefes verdiğini duydum. "Bak, inan ne yapmak istediğini anlamıyorum. Uzak durmamız gerektiğini söylüyor fakat bir şekilde, hep dibimde bitiyor ve biz sürekli temas halinde oluyoruz. Karşı koyamıyorum bile. Varlığını hissettiğimde kalbim patlayacak gibi hissediyorum. Ona çekiliyorum ve bunu yanlış olup olmamasını umursamıyorum Jimin. Ne boktan bir şey bu böyle." Jimin sözlerime karşı alaycı bir gülüş bıraktı ahizeye.

"Ruh eşi saçmalığına inanmamakta ısrarcı mısın canım? Çünkü anlattıklarına göre sahiden siki tutmuş gibi görünüyorsun." Sıkıntıyla inledim.

"Saçmalıktan başka bir şey değil. Ruh eşi kuramına göre onu gördüğüm andan itibaren herhangi bir yerimde dövmemin oluşması gerekmez miydi? Yok işte, kıçıma kadar baktım ama yok."

"Dövme olayı biraz efsanevi kaçıyor Jeongguk. Senin için araştıracağım detaylarını. Şimdilik sakin ol ve kendini dizginlemek adına onunla aynı ortamlara girmemeye çalış."

"Siktir Jimin. Beni kendi evine getirdi dedim ya. Tamam, evleri tek katlı bir sarayı andırıyor olabilir ama ne kadar uzaklaşabilirim ki? Bir şekilde hissediyorum varlığını. Beni buraya getirdiği yetmezmiş gibi evin içinde o dövmeleri ve piercingleriyle yarı çıplak gezmekten hiç gocunmuyor ve-ve Tanrım, inanamayacaksın ama kokusu her yerde."

"Bir yarı tanrıyla aynı evde olmanın nasıl hissettirdiğini bilmiyorum dostum üzgünüm." Neşeli sesi sinirlerimi hiç yatıştırmadı. Gözlerim bana geçiçi olarak verdikleri bu odanın camından yarı çıplak haliyle arkadaşlarıyla şakalaşan Taehyung'u gördüğü sürece sakinleşebileceğimi de düşünmüyordum.

"Aptalın teki işte."

"Dizlerinin üstüne çökmeni istediğinde yapman iki saniyeni almaz Jeongguk, adamı lekeleyip durma." İsyankar tonlaması dediklerini hayal ettirmiş olacak ki cümlesinin sonlarına doğru büyüyen gülüşünü dinledim.

"Gülmeyi kes chim! Kimin tarafında olduğunu asla anlamayacağım. Birinin sana benim arkadaşım olduğunu hatırlatması gerek."

"Ben sadece ve sadece aşkın yanındayım." Hülyalı çıkarmaya çalıştığı sesine güldüm. Aptaldı.

"Defol, Jimin"

"Hay hay bir tanem. Şu an ne yapıyorsun? Taehyung'un ailesiyle tanışabildin mi?" Tanışmamıştım çünkü evde birkaç hizmetçi ve Kim Taehyung'dan başka kimse yoktu. Hoş, kendisi de evde değildi. Evin bahçesinin ormana yakın olan kısmında Jung Hoseok, Min Yoongi ve tanımadığım birkaç kişiyle gülüşüp eşek şakaları yapmaktan başka bir şey yaptığı da yoktu. Beni bu aptal odanın içerisine tıkıp gitmişti.

"Evde değiller sanırım. Ki olsalar bile tanışmak istediğim söylenemez. Ah, ömrümün sonuna kadar bu odada otursam daha iyi olacakmışım gibi bir his var içimde. Onu dinlemem gerekiyormuş gibi hissediyorum." Arkadaşımı umutsuz söylemlerimle sıkmamak adına kıkırdadım ve devam ettim. "Yoongi sana hala aşık aşık bakıyor mu?"

"Başlatma şimdi Yoongi'ye. Konumuz o değil." Sinirli sesi gülüşümü durdurmadı. Konuşma boyunca tek ben sinirlenecek değildim ya. "İyi olacaksın Googie. Emin olduğum bir şey var ki, Kim sürüsü seni babandan daha iyi koruyacak. Aksine inansam onların seni almasına izin vermezdim ve canım pahasına korurdum seni. Anladın mı? Canını sıkma artık ve iyi düşünmeye bak. Her şey yoluna girecek." Gülümsedim. Bu sözleri uzaktayken bile bana iyi hissettirebilmişti. Jimin'e minnettardım.

who dat jk? | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin