seven; "waiting up for you upstairs"

11.4K 1.5K 1.2K
                                    

"yedi; içinin derinliklerinde gizlediğin, hafifçe saçtığın o tatlı kokun dağılıp ortaya çıkıyor"

"Bu yaptığın delilik!" Jimin'in bağırmasına aldırmadan okulun çıkış kapısına hızlı adımlarla ilerledim.

"Söylediğime pişman ediyorsun." Sinirli bağırışının aksine sakin çıkan ses tonum onu daha da delirtmiş olmalıydı ki adımlarımı takip ederken minik yumruklarını sıkıp kaşlarını çattı.

Bu hale gelişimizin sebebi belliydi. Taehyung'un sırrımızı yakın arkadaşlarından herhangi birine söyleme ihtimalini varsayarak Jimin'e etrafta olmadığım bir vakitte zarar gelebileceği düşüncesiyle, tüm konuşulanlardan bahsetme gereği duymuştum. Özellikle gün içerisinde bize çokça bakışını yakaladığım Min Yoongi, bu konuda beni oldukça huzursuz hissettirmişti. Kahve gözlerinde tarifini çözemediğim duygularla arkadaşımı ve beni izlemiş, tüm okul gününü diken üzerinde geçirmeme neden olmuştu. Derdinin ne olduğunu daha sonra öğrenecektim fakat şimdi gitmem gereken bir yer vardı.

"Tabi ki söyleyecektin! Tanrı aşkına, tehlikenin farkına var Jeongguk. Uzak durmamız gerek diyerek saatlerce nutuk çektiğim adamın elini kolunu sallayarak evimize girmesi nasıl mümkün oldu?"

"İnan bana, bir fikrim yok. Kulaklarımın ne kadar hassas olduğunu biliyorsun ama eve girdiğini fark etmemişim. Hatta eve girmesini geç, konuşana kadar orada olduğunu anlamadım bile. Normal mi bu?"

"Bilmiyorum ama araştıracağım." Duraksadı. "Sormamız gereken soru bu değil Jeongguk."

"Omega olduğumuzu bildiği halde neden bizi öldürmedi?"

"Evet, sikeyim evet! Ya gerçekten bizi öldürmeyi planlıyorsa?" Çığlık atıp yerinde tepindiği abartılı rolüne gözlerimi devirdim ve çıkış kapısına ulaşınca durdum.

"Amacını öğrenmek için evine gitmeliyim." Bakışlarımı okulda gezdirip aradığım sulieti bulamayınca tekrar Jimin'e çevirdim. Hızlı adımlarım onun benimkine göre küçük olan bacaklarına fazla büyük gelmiş olmalıydı ki arkamdan koşar adım gelişi onu nefes nefes bırakmıştı. Komik duruyordu.

"Bir de bunu konuşmak için evine gideceksin öyle mi? Siktir Jeongguk. Baban bizi öldürür."

"Taehyung ağzını tutamayıp bizi ifşaladığında bu kadar sene saklanmamızın cezası olarak, bize yardım eden herkes dahil, öldürüleceğiz zaten. Bunu istemeyiz, değil mi? O yüzden hala zamanım varken bazı şeyleri yoluna koymam gerekiyor." Kararsız bakışları yumuşayıp omuzları düştü.

"Sana zarar verebilir."

"Vermeyecek."

"Nereden bilebilirsin?" Gülümseyip saçlarını karıştırdığımda oflayıp elimi itti. "Ben omegayım tatlım, hissederim." Dudaklarından bir 'peh' sesi çıktı. "Ne boktan bir cevap ama." Sesli bir şekilde güldüm beni yadırgayışına. Onu çok seviyordum. Hayatımın her anında yanımda olan biriydi ve bu zamana kadar birbirimizi asla kırmamış, her sorunumuzu konuşarak halletmiştik. Birbirimizin ağlamasına asla dayanamazdık. Kendimi mutsuz hissettiğim her an beni neşelendirmek için türlü hareketler, taklitler yapardı. Bunlara gerek olmadığını, sarıldığında bile iyi hissettiğimi söylediğimde yüzünde oluşan mutluluğu hala hatırlıyordum. Sanki ona dünyaları vermişim gibi sevinmişti.

Eh, inkar edilemez bir gerçek vardı ki, Park Jimin dünyanın en mükemmel arkadaşıydı.

"Kapa çeneni ve eve giderken olabildiğince hızlı hareket et. Gittiğinde de kapıları kitle, camları kapat."

"Tamam anne." Jimin'e son kez gülümseyip arkamı dönmüştüm ki adımı seslenmesiyle tekrar baktım ona.

"Seni seviyorum, dikkatli ol lütfen." En nefret ettiği parmak kalbinden yapıp öpücük yolladım karşılığında. Tam da tahmin ettiğim gibi, sinirlenip yumruğunu bana doğru kaldırdığında sinirliyken bile tatlı oluşuna kıkırdayıp önüme döndüm. Otobüs durağına ilerlerken, otobüse binerken ve telefonumdaki konuma yakın bir konumda inerken bile yüzümdeki hafif tebessümü silemedim. Sanırım bu, kendimi her şey yolunda diyerek kandırmamın bir sonucuydu. Çünkü otobüsün gıcırdayan kapıları açılıp da aşağı indiğimde kalbim öyle bir çarpıyordu ki, kendi nefesimde boğulacak noktadaydım.

who dat jk? | taekookWhere stories live. Discover now