Bölüm 12

261 7 4
                                    

Multimedya Ceyda.
Bölüm şarkısı var bakabilirsiniz.

Ağzımla gözlerim aynı anda açılırken hâlâ ifadesiz bakıyordum. Bana sevgilisinden mi bahsediyordu gerçekten? Ben hala yüzüne aval aval bakarken tekrar konuşmaya başladı.

"Seni oteldeki yangından kurtardığım gün, onun yanına gelmiştim. Sana rastlamam tamamen tesadüftü." Bende salak gibi benim için geldiğini düşünmüştüm. Tam bir saftım. Ama bunu bana neden daha önce söylememişti.

"Sana daha önce söylemem gerekirdi, her neyse." dedi ve omzunu silkti. Gözyaşlarımı geri yollarken eteğimi düzeltip ayağa kalktım. Merdivenlere doğru yürürken gözümden akan sıcak sıvıyı hissetmiştim.

İlk defa bir erkeğe bu kadar güvenip ona sevgi beslemiştim. Hatta daha ileriye gidip ona aşık olmuştum. Aşık mı olmuştum gerçekten?

Odanın kapısını açıp direk banyoya ilerlerdim. Kapıyı sertçe açıp içeriye girdim. Klozete oturup başımı ellerimin arasına aldım ve düşünmeye çalıştım. Nasıl kandırıldığımı düşünmeye çalıştım. Aklım almıyordu.

Oysa benim hayallerim bambaşkaydı. Tekrar o yumuşak dudaklarını dudaklarımda hissetmek ve mühürlemek istiyordum.

Klozetten kalkıp lavoboya ilerledim ve aynada dağılmış yüzüme baktım. Gerçekten kötü gözüküyordum. Banyoya girmeye üşenip yüzümü temizledim. Ve bol köpükle yıkadım. Üzerimdekileri sepete atıp tekrar odaya geçtim.

Ben bu kadar hasar almışken o omuzunu silkip geçebiliyor muydu gerçekten? O da benim hissettiklerimi hissetmemiş miydi? Kafamdaki sorularla başa çıkamayacağımı anlayıp pijamalarımı üzerime geçirdim ve yatağa uzandım. Tavana bakarken hala düşünüyordum.

Benden güzel miydi Ceyda dediği kız? Ben tatlı kız kategorisine girerken o seksi kız mı olmuştu. Erkekler seksi kızları severlerdi. Tatlı olanları değil!

Gözkapaklarım ağırlaşırken yatakta döndüm ve rahat bir pozisyon aldım. Yarın ne olacağını düşünmeden uyumaya çalıştım.

Rihannanın o muhteşem sesiyle gözlerimi açtığımda saat yediydi. Dün geç yatmama rağmen erken kalktığıma şaşırırken aklıma dünü getirmeden edemedim. Hayal kırıklığının ne demek olduğunu bilmeden ölemeyecek miydim?

Yataktan kalkıp yüzümü yıkadım ve dolabın karşısına geçtim. Dar paça kotumu çıkardım ve kalçalarımdan yukarı çıkartıp düğmesini ilikledim. Lacivert ve kırmızı gömleğin de düğmelerini hallettikten sonra üzerine siyah deri ceketimi geçirdim.

Aşağı inerken herkes kahvaltı masasında yemek yiyordu. Merve'yle göz göze gelince kaş göz işareti yaparak 'çıkıyorum' gibisinden bişey söyledim.

Ayakkabılarımı da giyip hazırladığım çantamı koluma taktım. İçeride Semih sorularını sıralarken ben çoktan evden çıkmış durağa yürüyordum.

Beklediğim otobüs on dakika içinde geldiğinde kartımı basıp boş bir yere oturdum. Kafamı cama yaslayıp düşünmemeye çalıştım. Sabah yüzüne bile bakmamıştım. Daha da bakmak istemiyordum!!

Otobüsten inip okula girdim. Bahçe her zaman ki gibi boştu. Adımlarımı hızlandırıp kantine yürüdüm. Küçük bir tost alıp masaya oturdum. Sabah erken saatte yemek yemekten hoşlanmasam da gerekli olduğunu düşünüp zor da olsa tıkıyordum mideme.

Annemden kalmıştı bu alışkanlık. Beni ortaokulda okula o getirip götürürdü. Her sabah bir poğaça ya da tost yemeden beni bırkamazdı. Bende onu kırmamak için yerdim. Ama şimdi kırmaktan korkacağım kimse yoktu etrafımda.

Karışımdaki sandalye gürültüyle ters çevrildi ve birisi oturdu. Gözlerimi devirerek 'bu sefer kim' dercesine baygın baygın baktım. Ah! Yine!

Tabiki Buğra

"Selam," dedi kocaman gülümseyerek. Yılışık olmasa biraz sempatik bulabilirdim. Hatta yakışıklı bile olabilirdi. Fazla yılışık.

"Sanada ondan," dedim gayet soğuk bi tavırla. Gülecek halim yoktu. Ona bile üşeniyordum. Yaşama sevincim içimden çekinip alınmıştı sanki.

Sanki..eksiktim.

"Hey, neyin var senin böyle. Şu suratının haline bak." dedi yüzünü buruşturarak. Evden çıkarken kapatıcı bile sürmemiştim.

"Şey ben..ben sınıfa gitsem iyi olacak. Görüşürüz Buğra." dedim ve ayaklandım. Konuşacak gücü bile kendimde bulamıyordum.

Sınıfa girdiğimde hala Merveler gelmemişti. Yerime oturup beklemeye başladım. Şükürler olsun ki Buğra peşimden gelmemişti. Sanırım gün içinde aldığım en güzel haber buydu.

Merve sınıf kapısından içeriye girerken Semih veya Bulut yoktu. Tabiki ona nerede olduklarını sormayacaktım.

Sırt çantamdan fizik defterimi çıkartıp not aldım. Dersin sonunda Bulut karizmatik gülüşüyle sınıfa girdi. Gülüşüyle. Gülüyordu. Ah! Düşünme! Düşünme!

Yanımdan geçip arka sıraya oturdu ve etrafımı o büyülendiğim parfümü kuşattı.

Merve'yle dersin yarısını konuşarak kaynatmıştık. O espriler yaparak beni güldürmeye çalışıyordu. Ama ben gülmemekte gayet ısrarcı ve kararlıydım.

Son dersin teneffüsünde Merve tuvalete gitmişti. Bende müzik dinliyordum. Kulaklığımın tekinin çekilmesiyle başımı sıradan kaldırdım. Ama karşımda bulutu görmeyi tabiki beklemiyordum.

"Neyin var senin?" dedi -hastası olduğum- saçlarını karıştırarak. Gerçekten bunu sormuş muydu?

"Hah! Sen şaka mı yapıyorsun?" dedim ve yüzümü tiksinircesine buruşturdum.

"Ne olduğunu bilmek ister misin?" dedim ve sırada arkama yaslandım. İşte tam zamanıydı. Anlat kızım!

"Sen dün acı gerçekleri anlatırken omuz silkip geçtin. Ama benim için inan o kadar kolay olmadı Bulut. Ben ilk defa bir erkeğe karşı böyle duygular besleyip sana güvenirken sende beni şaşırtmadın. Sende güvenimi boşa çıkartıp beni yüzüstü bırkatın! Her zamanki gibi." dedim ve sırayı iterek kalktım. Fazla bağırmış olabilirdim ama yüzüne bakarken bunlar kolay olmamıştı.

Gözümden ardı ardına yaşlar akarken tuvalete girip kızları kibarca dışarı çıkmaları için ikna etmiştim. Bu çaresiz halimi görünce de hayır diyememişlerdi tabii!

Birisinin beni böyle görme ihtimaline karşı kabinlerden birisine girdim ve klozete oturdum. Tahmin ettiğim gibi kapı açılmıştı. İki kız içeriye girmişti.

"Senin için bunu yaptığına inanamıyorum." dedi sakız çiğneyen. Ardından diğer kız konuştu. "Sen daha dur, bunlar başlangıç." dedi ve tiz bir kahkaha attı. Diğeri de ona katılırken o cümle donup kalmama yetmişti.

"Vallaha senden korkulur Ceyda." dedi ve birlikte tuvaletten çıkıp gittiler. İki günde bu kadar üzücü haber yeterdi. Gözyaşlarımın boşalmasına izin verdikten sonra kalkıp yüzümü tekrar yıkadım. Hala teneffüste olmamıza aldırmadan çantamı alıp sınıftan çıktım.

O Ceyda benim bildiğim Ceyda mıydı? Hani seksi olan. En azından kafamda öyle canlanıyordu. Okuldan çıkarken herkes bana bakıyordu. Her zamanki gibi umursamadan çıktım.

Kısa kestiğimin farkındayım ama votelerinizi eksik etmeyin lütfen yorumlarda aynı şekilde. Teşekkürler :)))

TESADÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin