6. Bölüm - Alev alev yanan umut!

7.3K 544 8.1K
                                    

Eve girdiğimde çok sinirli bir anne ve baba beklerken aksine telaşla beni kollarına alan ailemle karşılaşmak içimi rahatlattı. Annem ve babam benim için öyle kaygılanmışlardı ki küçük yolculuk kaçamağımı unutuvermişlerdi resmen. Ardı ardına güvenliğimle ve sağlığımla ilgili sordukları soruları cevapladıktan sonra ikisi de beni tekrar kucaklamış, sıkıca sarılmışlardı ve bir daha onları bu şekilde korkutmamam için bana söz verdirmişlerdi. Bir kez daha böyle mükemmel ebeveynlere sahip olduğum için kendimi çok şanslı hissettim.

Tabii son anda babamın "Daha sonra cezan hakkında konuşacağız küçük hanım," demesini ve annemin de iğneleyici bir şekilde, "Bu defa geniş çaplı bir ceza seni bekliyor, örneğin ömür boyu ev hapsi gibi," diye eklemesini saymazsak hiç de korktuğum gibi bir karşılama olmamıştı.

Ertesi gün Antalya'ya gelme sebebim olan en yakın arkadaşım Buket ile buluşmuştum. Onu ilk gördüğüm anda o kadar mutlu olmuştum ki yerimde duramıyordum! Ta ki... Yanındaki yeni en yakın arkadaşı olan kızı görmeme kadar.

Adının Cansu olduğunu öğrendiğim kıza karşı başlangıçta çok garip, adını koyamadığım duygular hissettim. Bir yanım ona yakınlık duyarken diğer yanım kıskançlıktan kudurmuştu, hem de öyle böyle değil! Kızı fena kıskanmıştım. Çünkü bir nevi benim yerimi aldığını düşünmüştüm ve bu durum beni hem üzmüş hem de kızdırmıştı.

Eh onun da düşmanlık gösterme konusunda benden aşağı kalır yoktu doğrusu, bunu biraz da ben körüklemiştim lakin neticede bir anda birbirini öldürmek isteyen iki kavgacı kıza dönüşmüştük.

Fakat sonra... Cansu ile aramızdakiler değişmeye başlamıştı, birbirimize şans vermeye karar vermiştik ve şu an en yakın arkadaşlarımdan biri haline dönüşmüştü.

Cansu'yu tanıdıkça ne kadar çok ortak yanımız olduğunu fark ediyordum ve onu her an daha çok seviyordum. İtiraf etmeliyim ki yeni yakın arkadaşım Cansu'ya bayılmıştım ve onunla vakit geçirmek harikaydı!

Şimdi ise... Buket ve Cansu ile akşam yemeği yemek için dışarı çıkmıştık. Babam, arkadaşlarından birinin restoranından bize yer ayırtmıştı ve burada bizimle ilgilenen Kemal Bey Amca sayesinde prensesler gibi ağırlanıyorduk.

Derken onu gördüm... Kalbimi hızlandıran ve hala aklımın bir köşesinde varlığını koruyan kişiyi. Hakan'ı!

Hakan'ın Buket ve Cansu ile aynı okuldan olması hatta Buket'in sevgilisi Kağan ile yakın arkadaş olması şok ediciydi. Hakan'ın daha önce bana bahsettiği tatil için buluşacağı arkadaşlarının ortak arkadaşlarımız çıkması büyük tesadüftü.

Fakat Hakan'ın beni burada kızlarla birlikte yemekte görmemesi gerekiyordu, çünkü ona Antalya'ya patronumun isteğiyle geldiğimi ve işe ihtiyacım olduğunu söylemiştim, hatta çalışmaya muhtaç, durumu kötü olan bir kız imajı çizmiştim.

Kahretsin!

Bir gün yalanlarımın ayağıma dolanacağı kesindi zaten ama bunun şimdi olmasına izin veremezdim. O an aklıma gelen yeni bir fikirle kızlarla sessizce vedalaşıp gizlice restoranın mutfak tarafına doğru yöneldim. Burada çalışıyormuş gibi davranacaktım, bu sayede hem Hakan ile tekrar konuşma fırsatı yakalayacaktım hem de yalanım ortaya çıkmamış olacaktı.

Tabii planımın küçük bir kusuru vardı, o da Kağan'ın beni Buket'in arkadaşı olarak tanıyor olmasıydı lakin o konu ile sonra ilgilenecektim, şimdi tüm performansımı az önce planladığım yeni oyuna vermeliydim.

Pekala, başlıyoruz!

Mutfaktan bar tarafına doğru geçen genç bir garsonu görünce onu durdurdum. Elinde önlüğü vardı ve tam da beline bağlamak üzereydi. "Önlüğüne ihtiyacım var," dedim telaşlı bir fısıltıyla.

EN ACI AŞKWhere stories live. Discover now