19. Bölüm - Beklenmedik İtiraf!

6K 753 830
                                    

Oy vermeyi unutmayın lütfen,
sayfadaki yıldıza dokunmanız yeterli.

Hakan tıpkı benim de hissettiğim şokla karışık hayretle bana bakıyordu, beni burada görmeyi beklemiyordu, benim de onu burada görmeyi beklemediğim gibi. Oysa daha birkaç dakika öncesine kadar Baran'ın tam da beni bu gibi durumlar için uyardığı düşünülürse karma zalim bir oyun oynuyordu adeta. Zira gördüklerim, tanık olduğum acımasızlık beni ruhuma kadar sarsmıştı. Bir göz kırpma, bir kalp atışı ve bildiğim her şey değişmişti.

Hakan'ın sert yüz ifadesi hoşnutsuzlukla gölgelenirken silahı indirdi, ardından soğuk bir sessizlik içinde kaşlarını çatarak ezici bakışlarını üzerime kilitledi. Göz yaşlarım yanağımdan yavaşça süzülürken sorgulayıcı bakışlarından anlamlandıramadığım bir dizi yakıcı duygu geçti.

Üzgün bir şekilde bakışlarına karşılık verirken "Neden yaptın bunu?" sorusunu sormayı çok istesem de dile getiremedim, konuşamadım. Kelimeler adeta boğazıma düğümlenmişti sanki. Karşımdaki bu çocuğu tanıyamadım, o âşık olduğum Hakan değildi, daha önce hiç görmediğim bir yabancıydı.

Güray Amca yerde korkuyla bağırınca bakışlarımı Hakan'dan çekip ona çevirdim. "Sakın kıza dokunmayın, bırakın gitsin. Sizin sorununuz benimle, ona zarar vermeyin."

"Güray Amca," diye hıçkırarak yanına koştum, onu ayağa kaldırmaya çalıştım ancak başarısız oldum çünkü sol bacağından çok kötü vurmuştu, ayağının dibinde pantolonunun paçasından akan büyük bir kan gölü oluşmuştu.

Hakan sinirle bir küfür savurdu.

Takım elbiseli adam beni incelercesine aheste aheste etrafımda yürüdü. Bu oydu, Hakan'ın Güray Amca'yı vurmasını o istemişti. Adam katıksız bir canavardı!

"Kimsin sen, burada olmamalısın," dedi ağır ağır, üstünlük kokan bir sesle.

Güray Amca daha ben cevap veremeden araya girdi. "O bir aile dostumun kızı. İzin ver gitsin Kenan, onun bu işle bir ilgisi yok. Daha önce aramızda geçenleri unutalım. Ne istiyorsanız yapacağım, söz veriyorum. Sadece gitmesine izin verin."

Adam sabırsız bir şekilde nefes verdi. "Kapa çeneni Güray. Hala konuşmana izin verdiğim için bile şanslısın. Ne kadar ciddi olduğumu fark etmen hoşuma gitmiş olsa da işlerin bu noktaya gelmesinin tek sorumlusu sensin." İki adamını yanına çağırdı. "Onu bir hastanenin aciline bırakın," diye talimat verip yeniden konuşmaya başladı. "Bundan sonra sana dediklerimi ciddiye alacaksın Güray, en ufak bir hata yaparsan bugünkü gibi affedici olmayacağımı bilmeni istiyorum."

Onlar yaka paça Güray Amca'yı yerden kaldırırken telaşla peşlerinden gitmeye çalıştım ancak başarılı olamadım çünkü Kenan denilen adam yolumu kesti, karşıma geçip gaddar bakışlarını üzerime dikti.  "Adın ne senin?"       

Boğazımda bir panik çığlığı yükselirken bunu boğmak zorunda kaldım. Geriye doğru birkaç adım atıp aramıza güvenli bir mesafe koyarken 'benimle tanışmayı hak etmiyorsunuz,' diyebilmeyi diledim ancak bunun yerine usulca beklediği cevabı verdim. "Gazel."

Küçümsercesine dudağını büktü. O kadar korkuyordum ki adamın küçümseyici tavrı umurumda bile değildi. Çünkü ne olursa olsun gitmeme asla izin vermeyeceğine dair korkunç bir his vardı içimde.

"Merak kediyi öldürür lafını hiç duydun mu?" diye sordu yavaşça.

Güçlükle yutkundum. "Neden soruyorsunuz?"

Anlamlı bir şekilde tek kaşını kaldırdı. "Görmemen gereken şeyler gördüğünü düşünüyorum."

Tanrım! Sırf bunun için beni öldürecek miydi? Belki de Hakan'dan bir de beni vurmasını isteyecekti, bu gerçek aklıma gelince bakışlarım yavaşça Hakan'a kaydı. Bir an nefes almayı unuttum. Hakan'a bakmak dışında her şeyi unuttum. Sonum böyle mi olacaktı, Hakan'ın elinden?

EN ACI AŞKWhere stories live. Discover now