9. Bölüm - Ankara yıkılacak bebeğim!

7.4K 631 11K
                                    

Başım parçalara ayrılıyormuşçasına ağrıyordu. Beyin hücrelerimin her biri sanki bana işkence etmek için küçük birer bıçağa dönüşmüş de kafamı iğneliyorlarmış gibi acı içindeydim. Uyku ile uyanıklık arasındaki o ince çizgiyi aşıp gözlerimi hafifçe açtığımda annemin odamda dolaştığını fark ettim.

"Günaydın uykucu," diyen annem perdeleri sonuna kadar açınca odamın içi iyice aydınlandı.

"Anne...." Güneş ışınlarının gözlerimi kamaştırmasıyla şikayet ederek inledim.

"Hadi kalk bakalım, öğlen oldu," derken kıkırdadı. "Dışarı çıkıp güzel bir yemek yiyelim seninle. Dün gittiğin partinin nasıl geçtiğini çok merak ediyorum, kızımın neler yaptığına dair detaylara ihtiyacım var."

Yatağımda doğrularak oturur pozisyona geçtim. "İnan ki anlatacak hiç ilginç bir şey olmadı anne," dedim ağrıyan şakaklarımı ovarak.

Annem onaylamaz bir şekilde bana bakarken kaşlarını çattı, inceleyici gözlerle beni ağır ağır süzdü. "Peki dünkü halin neydi öyle Gazel?"

Sorusuna bir anlam veremeyerek gözlerimi kırpıştırdım. "Neyim vardı ki?"

"Asıl soru neyin yoktu ki olmalı, çünkü o kadar sarhoştun ki dış kapıyı açıp seni içeri aldığımda ayakta zar zor duruyordun kızım. Açıkçası beni çok korkuttun, daha önce hiç bu şekilde eve geldiğin olmamıştı."

Annemin anlattıklarını garipseyerek, "Çok mu şarhoştum?" diye sordum, çünkü inanması cidden zordu. Bu yaşıma kadar sarhoş olacak kadar hiç içmemiştim hatta alkol kullandığım anlar bile nadirdi.

"Evet. Seni güçlükle odana taşıdım, bilincin gidip gelse de hiç kendindeymiş gibi değildin. Baban senin o halini görmediği için gerçekten şanslısın, biliyorsun alkolden hiç hoşlanmıyor."

Şaşkınlıkla dudaklarım aralandı. "O kadar dağıtmış mıydım?" diye kendi kendime mırıldanırken dün yaşadıklarımı düşündüm.

Akşamın görüntüleri bir bir zihnime akın ederken ellerimi yüzüme kapayıp acınası bir şekilde inledim. Günün bütün ayrıntılarını, çok net hatırlıyordum ancak her şey içki içmeye başladığım yere kadardı, içki kadehlerini teker teker mideme boşalttıktan sonrası karanlıktı, o anlardan sonrasına dair kafamda hiçbir görüntü yoktu.

Annem anlayışla yatağımın kenarına oturdu. "Ne oldu, ne düşünüyorsun?"

Ellerimi yüzümden çekip saçlarımın arasından geçirerek saçlarımı sağ omzumda topladım. Dalgın dalgın yerdeki bir noktaya bakarken, "Hiçbir şey hatırlamıyorum, içtikten sonraki anlarım kayıp," dedim gittikçe büyüyen bir rahatsızlık hissederek.

Annem derince iç çekti. "Bir taksi bıraktı seni eve, sen içeri girerken arabanın garaj yolundan çıktığını gördüm."

Yavaşça yutkundum, boğazım susuzluktan kupkuruydu. "Peki kaçta eve geldim anne, çok geç miydi vakit?" Neler olduğunu hatırlayamamak berbat bir şeydi.

"Hayır bir tanem, erken geldin. Parti için çıkışının üstünden 2 saat bile geçmemişti ki evdeydin. İyi ki de erken geldin, o haldeyken geç saatlere kadar dışarda olabileceğini düşünmek bile içimi ürpertiyor."

Yavaşça başımı öne doğru salladım. "O zaman... Sanırım içtikten sonra hemen dışarı çıkıp taksi buldum ve eve geldim."

Annem üstelemedi. "Öyle olmalı bebeğim, fakat şimdi bunları düşünüp de suçluluk hissetmeni istemiyorum. Sarhoş olunca böyle kayıp anlar yaşaman doğal. Şükürler olsun ki kendini taksiye atmayı başarmışsın," deyip ardından daha da ciddileşti. "Bir daha bu kadar çok içmeyeceğine dair söz ver bana olur mu?"

EN ACI AŞKΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα