#4

1K 85 134
                                    


"Beni cidden zorladı...Oyun mu istiyorsun? Babacığın sana güzel bir gösteri hazırlayacak" diyip sırıttım ve bottan çıktım tekrardan bilgisayarına eriştim.

Bu sefer bu kadarıyla sınırlı kalmayacaktım.Telefonuna,akıllı saattine,tabletine ona ait olan her şeyi saniyeler içinde ele geçirdim,Kamerasını tekrardan erişip yüzünü ekranımdan gördüğümde sırıttım.

Oldukça şaşkın ve biraz da korkmuş duruyordu,Parmaklarım istemsizce ekrana gitti ve yüzüne dokundum.

"Şimdilik bu kadar tatlım..." diye mırıldanıp bilgisayarı kapattım ve kafamı klavyeye yasladım,Hayatını bana kendi elleriyle teslim etmişti ve bunun sonu onun için ölümden de korkunç olacaktı.

                                 ***

"Hey s/a uyan!" Öğretmenimizin bağırtısıyla sıçrayarak uyandım ve etrafa göz gezdirdim herkes bana merakla bakıyordu.

Gözlerim tahtanın önünde duran öğretmenimizle hafifçe büyüdü hayatımın en büyük hatasını yaparak matematik dersinde uyumuştum.

Matematik öğretmenimiz dersinde uyunmasından nefret ederdi ve bunun cezasını ağır soruları çözmekle ödetirdi,Çözemezsek bir sözleşme yerdik.

"Siktir..." diye geçirip derin bir nefes aldım,Matematik hocamız eliyle tahtadaki soruyu işaret etti çözmemi istediği açıktı.

"Hocam ben şey bilmiyorum-" Sözüm kulağımda hissettiğim korkunç acıyla kesildi bir anda sıraya kapaklandım gözümü dahi açamıyordum.

Sınıftan gelen uğultular ve adım sesleri beni daha da endişelendiriyordu acıyla doğrulmaya çalışsam da olmuyordu.

"S/A iyi misin?" Öğretmenimizin sesiyle başımı zar zor kaldırıp ona gülümsediğimde yüzü oldukça endişeli ve şaşkın duruyordu,Yüzümü işaret etti.

"Burnun kanıyor..." O zaman burnumdan sıcak bir sıvı aktığını hissettim aynı zamanda da kulağımdaki acının azaldığını hissettim.

Sıcak kan önce dudaklarıma sonra da beyaz okul tişörtüme damlamaya başladı.

Aceleyle burnumu tutup sınıftan koşarak çıktım ve kızlar tuvaletine girip aynadan kendime baktım burnum deli gibi kanıyordu.

"Lanet olsun,lanet olsun ne oluyor böyle?" Diye mırıldanıp musluğu açtım ve burnumu yıkamaya başladım asla durmuyordu korkum katlanırken bildirim sesiyle telefonumu cebimden çıkardım.

Bilinmeyen Numara:Seni dersten kurtardım

Bilinmeyen Numara:Canın yanması o kadar tatlıyd ki...Bunu bir daha yapmak istiyorum

Korkuyla telefonun ekranına bakarken kaşlarımı olabildiğince çattım kimdi bu ve ne saçmalıyordu?

-Kimsiniz?

Bilinmeyen Numara:Babacığın :)

Ekrana düşen kanı parmaklarımla silip ekrana dik dik bakmaya başladım.

Bilinmeyen Numara:Kan sana çok yakışıyor,Kırmızı bir insanda bu kadar seksi durmamalı.

-Siktir,Burnumun kanadığını nereden biliyorsun?

Bilinmeyen Numara:Bunu durdurabilirim.

İstemsizce akan kalı kolumla sildiğimde koluma iğrentiyle baktım ve hızlıca telefonu bir kenara bırakıp hem kolumu hem de burnumu yıkadım,Art arda gelen bildirimler beni daha da geriyordu.

Bilinmeyen Numara:Bence evet de çünkü çok fazla kan kaybı seni öldürebilir.

Bilinmeyen Numara:Ölmek istiyor musun?

Başımı olumsuz anlamda salladım hayır ölmek istemiyordum ekrana düşen kan ellerimin titremesine neden oldu,bu kadar kanaması normal değildi.

Bilinmeyen Numara:Cevap ver.

-Hayır istemiyorum.

Bilinmeyen Numara:Peki o zaman ama bir şartım var...

-Ne?

Bilinmeyen Numara:Bana özel bir fotoğrafını gösterebilirsin :)

-Ne?

-Bak kimsin bilmiyorum ama seninle uğraşamayacağım

Elim aceleyle engelle tuşuna gittiğinde "Hata bu kullanıcı engellenilemez" yazısıyla karşılaşmamla kaşlarım havalandı,bu olamazdı ekrana bir bildirim düştü.

Bilinmeyen Numara:Boşuna uğraşıyorsun.

Bilinmeyen Numara:Kanın artık zemini boyamaya başladı,kararını hızlı ver :)

-Siktir bunu nereden biliyorsun beni mi gözetliyorsun?

Bilinmeyen Numara:Sanırım...

Bilinmeyen Numara:Cevap ver!

-Lanet olsun başımdan defol git beni nereden buldun?

Bilinmeyen Numara:Beni bulan sendin

-Kim olduğunu bile dahi bilmiyorum nasıl seni bulmuş olabilirim ki?

Bilinmeyen Numara:Bunu uzun uzun konuşuruz güzel şey,Sen bana cevabımı ver.

-Hayır asla ölmeyi yeğlerim!

Mesajımı gördü ama cevap yazmadı saniyeler sonra ise kan akışım hızlandı etrafımın karardığını hissettim sanki bedenimdeki tüm kan burnumdan akıp gidiyordu,Oldukça rahatsız edici ve acı vericiydi.

Saniyeler sonra yalpalayarak yere düştüm gözlerim istemsizce kapandığında bana doğru yaklaşan ayak seslerini duyabiliyordum.

                                ***

"Huh neredeyim ben?" Diye mırıldanarak gözlerimi araladığımda başımda duran ege ile gözlerim fal taşı gibi aralandı.

"Beni çok korkuttun.." diye bağırarak bana sarıldığında kaskıtı kesilmiştim neredeyse tüm kemiklerimi kıracaktı hafifçe öksürünce kendini geri çekti.

"Özür dilerim,İyi misin kuzen? Sana bir şey olacak diye ödüm koptu."

"Ben iyiyim endişelenme...Bana ne oldu?"

"Tuvallette seni yerde baygın bulmuş biri,Hemen hastaneye götürdük çok fazla radyasyona maruz kalmışsın burnun aşırı kanadığı için kan kaybı bayılmana neden olmuş..." Kafamı onaylarcasına sallıyordum ama onu hiç dinlemiyordum bile.

"Bu kadar radyasyona nasıl bir anda maruz kalabildin?" Kafamı olumsuz anlamda salladım,bilmiyordum en ufak fikrim dahi yoktu.

Bir müddet sessizce beni izledikten sonra beni yatağıma geri yatırıp üzerimi örttü ve hafifçe gülümsedi.

"Dinlen fıstık,Babana haber verip geleceğim" diyip göz kırptıktan sonra odamdan çıktı.

Aklıma yavaş yavaş yüklenenen anılar beni endişelendiriyordu,Bilinmeyen Numara ve o deli gibi burnumun kanaması sanki beni nefessiz bırakıyordu.

Derin nefesler almaya çalıştım sakin olmalıydım gözüm komidinin üstünde duran telefonuma kaydı aceleyle telefonumu elime aldığımda bildirimle titredi.

Korkarak şifremi girdim midem kötü bir şeyin olacağını biliyormuşcasına kasılıyordu yüzümü ekşitmekten kendimi alamadım,Bildirimi açtım.

Bilinmeyen Numara:Ölmeni isteseydim çoktan ölürdün ama senin için çok eğlenceli planlarım var :)

Siber | Ben DrownedWhere stories live. Discover now