17. bölüm

2K 135 29
                                    

Seçmelerin hemen ardından, seçilen -seçtiğim- çocuk daha besmele çekemeden derse girmek zorunda kalmıştı. Kaybedecek zamanımız yoktu gerçi, daha öğrenmesi gereken çok şey vardı. O dersin öğretmeni, ikimizin birbirini tanıması adına dersten sonra ona okulu gezdirmemi söylemişti.

Adının Derin olduğu harici hiçbir şey bilmiyordum hakkında, bu yüzden benim için de bu iyi bir fırsat olacaktı. Hem, okuldaki saçma sapan olayları bilmeyen yeni biri olması beni rahatlatıyordu, böylece Rüya onu kendi tarafına çekemeden ben ve Selin ile takılabilecekti.

Ders bittiğinde, eşyalarını toplayan Derin'e yaklaştım. Gözlerindeki ifadede kesinlikle 'yeni çocuk korkusu' vardı.

"Hey," diye seslendim biraz ötesinde. "Sanırım sana okulu gezdirmem gerekiyor."

Derin, çantasını omzuna takarken bana döndü. "Ha, selam. Olur tabi, ben kaybolurum burda zaten, kocaman."

Onun gülümsemesine karşılık verdim ve kapıya yöneldik. O sırada aklıma Selin gelince arlamı dönüp onu sınıfta aradım ama yoktu, çoktan çıkmıştı herhalde. Omuz silkerek Derin ile yürümeye devam ettim.

"Beni seçtiğin için teşekkürler, bir an benim yerime yanımdaki dallamayı alacaklar sandım." dedi Derin iç çekerek.

"Bana teşekkür etme, yani, sonuçta kendi başarınla buradasın." diye mırıldandım. "Hem, senin için öğretmenlerin notlarına bir göz attım. Dönüşlerini zayıf buldular ama onun dışında iyiymişsin."

Derin ofladı. "Hayatım boyunca çok kötüydüm dönüşlerde, solağım ben. Öğretmenler hep bunu sağlaklara göre yaptırıyor koreografilerde, tersime geliyor ne yapayım?"

Bu masum sitemi karşısında kıkırdadım. Sonra, aklıma Ahsen'in bana verdiği taktik geldi. "Hey, istersen seni çalıştırabilirim. Ben de pek iyi değildim, ama sonra... Bir şekilde küçük tiyolar öğrendim. Sana da veririm istersen."

Derin gözlerini büyütünce, sorgular şekilde ona baktım. "Üst üste bu kadar iyilik fazla, kesin bir çıkarın var." diye açıkladı.

"Yalnızca yardımcı olmaya çalışıyorum, hem partnerimin iyi dans etmesi beni de iyi gösterir." diye takıldım. "Boşver şimdi, gel sana yurtları göstereyim de eşyalarını yerleştir."

***

Öğlen yemeği için bize ayrılan 1 saatlik boşlukta, öğretmenler odasına giderek Ahsen orada mı diye baktım. Genelde okul saatleri içinde, ders harici Ahsen ile muhattap olmazdım ama ne yalan söyleyeyim, çok özlemiştim. Benim bu beş dakikada özlemelerim yüzünden acaba benden bıkar mı diye korkmuyor değildim, ama elimde değildi.

Öğretmenler odasının kapısı aralık olduğundan, hafifçe kafamı uzatarak yerinde mi diye baktım. Orada değildi. Bu saatlerde hep ofisinde olurdu, nereye kaybolmuştu ki?

"Pardon," diye çekinerek sordum bir hocaya. "Ahsen hoca nerede biliyor musunuz?"

"Rüya çağırdı onu canım, kostümüyle alakalı bir şey soracakmış."

Kaşlarımı çattım. Kostümler daha yapılmamıştı bile, Rüya'nın bahanesi kesinlikle yalandı. Şimdi merakım iyice artmıştı, neredeydi bunlar? Hocaya yarım ağız teşekkür ederek hızla bütün sınıflara bakmaya başladım. Rüya kesinlikle bir dolap çeviriyordu, o kızı azıcık tanıyorsam Ahsen'e ya da herhangi bir hocaya soru sormazdı her şeyi biliyor numarası yapmak için. İyi de o zaman o çiyanın benim sevgilimle işi neydi?

Tanrım, bu durumda kıskanılacak hiçbir şey olmamasına rağmen -henüz- ben yine de deliriyordum. Onları baktığım hiçbir yerde bulamamak ise daha da çoğaltıyordu bu içimdeki ateşi.

siyah kuğu (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin