5. Bölüm

8.1K 673 227
                                    

Odadan çıktığımda, Melek ve Emir'de koridordaydı.

"Neler oluyor?" Diye soran Melek'e kısa bir an baktım.

"Hemen kamuflajlarınızı giyinin, ateşli silah almayın ve mutfaktan yedek bıçak alıp bahçeye inin. Baskın var" dediğimde ikisi de hızla odalarına geri dönmüştü. Koridorda hızla ilerleyip Alana'nın odasına resmen daldım. Alana, çoktan yatmış uyuyordu.

"Alana uyan canım hemen" diye seslendim. Gözlerini açan Alana, karşısında karanlıkta beni görüp bir an çığlık attı.

"Benim Tuğra korkma. Hemen kalk kaleye baskın yapıldı" dediğimde Alana çoktan ayağa firlamıştı bile.

"Ne, baskın mı?"

"Kalede ne kadar kadın çocuk varsa hepsini güvenli bir yere koymamız gerekli beni anlıyorsun değil mi? Elimizi çabuk tutmalıyız vaktimiz yok" dediğimde kenardaki şallardan birini aldım ve omuzuna sarıp kapıya itekledim. Odanın kapısını açıp koridora göz attım ve baskın yapan kişilerin henüz ana kalenin içine girmediklerini fark ettim. Buraya gelmeleri birkaç dakika sürerdi.

Alana'yla birlikte alt kata inince gördüğümüz her kadın ve çocuğu peşimize taktık. Mutfağa girdiğimizde burada korkuyla bekleyen kızları görüp onları da yanımıza aldık. Kaşıkların ve bıçakların olduğu çekmece açılmış ve dağılmıştı. Sanırım Emir ve Melek çoktan buraya uğramışlardı bile. Geride kalan 4 tane küçük bıçağı alıp hızla belime koydum ve hep birlikte mutfaktan çıktık. Ben en önde temkinli adımlarla, kadınlar, çocuklar ve Alana'da hemen arkamda ilerliyordu. Ana kapının açılmasıyla içeriye dalan iki siyahlı adamla, kadınlar büyük bir çığlık attı. Hızla bıçaklarımdan birini savurdum ve sağdaki adamı tam boğazından vurdum. Diğeri de elinde büyük kılıçla bana hamle yapınca, kılıç darbesinden kaçarak ayağına bastım ve suratına zıplayıp dizimi geçirdim. Hafif eğilen adamın arkasına geçerek kafasını tuttum ve boynunu kırarak yere bıraktım. Bana korku dolu bakan kadınları Alana sakinleştirince, Alana'nın tarif ettiği odaya doğru ilerledik. Soğukkanlı dursa da Alana'da oldukça korkmuş gözüküyordu.

Alana'nın tarif ettiği odaya girince, Alana ilerideki saman yığınlarını çekmeye başladı. Ona yardım edince samanların arkasında bir kapı ortaya çıktı. Kapıyı açıp kadın ve çocukların hızla içeriye girmesini bekledim. En son Alana'da girdiğinde arkamı kontrol ederek ona baktım tekrar.

"Abinler birazdan gelir. Korkmayın ve sakın ses çıkartmayın. Kale ele geçirilse  bile ses çıkarmazsınız sizi burada bulamazlar ve abinler gelene kadar zaman kazanırsınız beni anlıyor musun?" Dedim.

"Tuğra sen de buraya gel lütfen çok tehlikeli dışarısı"

"Beni merak etme, dediklerimi yapın Alana vaktimiz yok kapıyı kilitliyorum. Bizden birinin sesini duymadan sakın açmayın" diyerek kapıyı suratına kapattım ve saman yığınlarını tekrar kapının önüne yığdım. İşim bitince hızla odadan çıktığımda, yemek yenilen ana salondan çıkan yine siyahlar giymiş bir adamla yüz yüze geldim. Adam beni görüp sarı dişleriyle sırıtınca, yüzümü buruşturarak adama uçan tekme attım. Afallayan adamın kendini toparlamasına fırsat vermeden bıçağı 3 kere karnına sapladım ve kanlı bıçağı üstünde temizleyip elimde tutmaya devam ettim. Ana binanın dış kapısına geldiğimde, az önce bıçak fırlattığım ve boynunu kırdığım adam yerde yatıyordu. Bıçağı adamın boğazından çıkartıp onu da diğer elime alarak kendimi bahçeye attım.

Burası mahşer yeri gibiydi. Yerde kanlar içinde Mclenan savaşçıları vardı ve onların yarısı kadar da baskın yapan adamların cesetleri. Üstünlük bu adamlardaydı. Hayatta olup mücadele eden sadece 50'ye yakın savaşçı ve ileride gördüğüm Ewan vardı. Bizimkiler ise yeşil kilti olmayan her adama saldırıyordu. Kısa bir an onları inceledim. Keyifleri yerinde gözüküyordu ve kılıç karşısında çok zorlanmıyor, ustaca alt edebiliyorlardı. Ewan, karşısındaki adamla mücadele ederken, ona arkadan yaklaşan düşmanı görüp bıçağımı arkadan yaklaşan adama fırlattım. Ewan karşısındaki rakibini yenerek arkasındaki sese döndü ve önce yere düşen adama, ardından bana baktı. Göz göze geldiğimizde bana kafasını sallayıp kendince teşekkür etti ve başka birine daha saldırdı.

TUĞRA [İNVERNESS 1]Where stories live. Discover now