38. Bölüm

3K 442 86
                                    

Keyifli okumalar dilerim 🙏

"Demek sizdiniz?" Bütün bedenime yayılan titremeyi bastırmaya çalışsam da ne denli başarılı oluyordum bilmiyordum. Bu zamana kadar Lord Jack'ten şüphelenmekte büyük aptallık ettim. Şehzade, kendini öyle güzel gizlemişti ki, Lord Jack'in bile tüm bunlardan habersiz olduğuna inanamıyordum. Onun sağ kolu Zack bile, şehzadenin adamıydı. Dahası da olduğuna emindim. Resmen Galler'i içten ele geçirmişti.

Aslında, Şehzade Ali'nin mağaradaki beklenmedik varlığı, karanlık entrikaların içinde daha da derin bir çıkmaza sürüklenmemi sağladı. Onu bu karmaşada görmek, hem hayrete düşürücü hem de korkutucuydu.

Şehzade yani Alex tam karşıma gelip az önce Zack'in oturduğu yere gelince, Zack ellerini önünde kavuşturup ayağa kalkmıştı. Alex, kısa şekilde arkamda kalan Ewan, Melek ve Arthur'da bakışlarını gezdirip sertleşmiş bakışlarla sorgular ve açıklama bekler gibi Zack'e döndü.

"Karşı koydular efendim. Yaralamak istememiştik ancak zapt edemedik" Sesinde hafif titreme yakaladığım Zack başını öne eğerek konuşmuştu. Alex Zack'ten bakışlarını çekmeden "yarasıyla ilgilenin" diyerek bana döndü.

"Tebaanıza zarar vermek değildi niyetim kraliçem. Bunun için üzgünüm. "

"Eğer onlara bir şey olursa hepinizi gebertirim" Emir'in bağırışıyla bile Alex gözlerini benden ayırmamıştı. Sert bir şekilde ona karşılık veriyordum bende.

"Onların gitmesine izin verirseniz samimiyetinize inanabilirim" dedim. Alex şaşırtıcı bir şekilde söylediğimi düşünüyormuş gibi bakışlarını tekrar Ewan'a çevirdi. "Sadece o," diyerek Ewan'ı işaret ederken, Melek'in rahatlar gibi nefes verdiğini duymuştum.

"O ve diğer baygın olan. Yanlarında leydi de olacak" Alex'in bakışları Melek'e dönerken alaycı bir tebessüm sunmuştu.

"2 senedir sizi izliyoruz. Onun bir leydi olmadığını biliyorum. O da sizin gibi bir savaşçı. Onu bıraktığımız an burayı başımıza yıkar" Alex'in sözleriyle kafamı itiraz edercesine iki yana salladım.

"Kraliçem, benimle pazarlık yapacak konumda değilsiniz. İyi niyetimi göstermek için o ikisini yollayacağım. McLean sınırındaki nöbetçilerinize yakın bir yere kadar askerlerim onları götürüp bırakacak. Sınırda şu an nöbetçiler var" Mclenan ile ilgili her şeyi bu kadar ayrıntılı bilmesi beni korkutsa da şaşırtmamıştı. Niyetini tam anlamıyla öğrenmek için kabullenerek kafamı aşağı yukarı sallarken, Alex adamlarından birine el işareti yapmıştı. Adamlar ayaklanıp Ewan'a ve Arthur'a yaklaşırken onları kollarından tutarak ayağa kaldırmışlardı ancak ikisi de hâlâ baygındı.

"Eğer o ikisine bir şey olursa hangi deliğe girerseniz girin sizi bulup öldürürüm." Bağırarak konuşmamla Alex, "size söz veriyorum. Bir zarar gelmeyecek. Onları bilgi almak için buraya getirmek zorunda kalmıştık ancak artık bunu size sorabilirim." diyerek bakışlarını bir ben de bir Emir ve arkadaki Melek'te gezdirdi. Ewan ve Arthur'un çıkarılışını izlerken, adamlardan biri Melek'in yanına giderek onu kolundan tutup Emir'le yanımıza oturtmuştu. Melek hâlâ giden Ewan'ın arkasından bakıyordu.

Mağaradan çıkarıldıklarında Melek öfkeyle konuştu. "Madem bizden bilgi istiyordunuz en başta gelip bizimle konuşabilirdiniz. Ewan, Arthur veya nöbetçi savaşçıları bu işe karıştırmanıza gerek yoktu. Fiona ve Emily'i kullanmanıza da gerek yoktu. Bizden bu kadar korkuyor olmanız niyetinizin iyi olmadığını da anlamamızı sağladı zaten. Ne öğrenmek istiyorsanız hemen konuşsanız iyi olur." Alex takdir dolu bir ifadeyle Melek'e bakarken tam karşımıza oturup bağdaş kurdu.

"Bir amacımız var ancak bu sizinle ilgili değil. Siz sadece olmayacak bir zamanda ortaya çıkıp işlerimizi baltaladınız, sonuçlara ulaşmama hep engel ooldunuz sizin yüzünüzden McLean daha korunaklı bir krallık merkezi haline geldi. Bu yüzden sizi yakın takibe aldık. O zamanlar Büyük Dougal sadece klan beyiydi. Sizin de onun gibi savaşçı olmanız ve Tuğra'nın Kurt klanı varisi çıkması bizi ilgilendirmeyen meseleler olsa da siz farkında olmadan araştırmamıza hep kötü etkide bulundunuz. Bu sebeple sizi ortadan kaldırmaktan başka çare bulamadık. Evet, dediğin gibi sizden çekindim çünkü savaş becerileriniz alışılmışın dışında. İlk başta suikastçi olduğunuzu düşünmüştüm, hâlâ öyle düşünüyorum. Sizi ortadan kaldırmak için Fiona'dan destek aldık. Gri pelerinliler aracılığıyla sizi öldürecekti ancak siz bir anda ortadan kayboldunuz. İşin ilginç kısmı burada başlıyor." Lord Alex yerinde dikleşip bakışlarını bana sabitleyerek anlatmaya devam etti.

TUĞRA [İNVERNESS 1]Where stories live. Discover now