☁️ Bulutlu ☁️

39.8K 2.1K 332
                                    


Devran Ağaoğlu

Kimsesizlik nedir?
"Kimsesiz" diye kime denir?
En çok hangi kimsesizlik yaralar insanı?
Kimsen kalmadığında ki mi, yoksa kalabalıklar içinde kimsesiz kaldığında ki mi?

Soruların cevabı kişiden kişiye göre değişiklik gösterebilir, lakin Devran Ağaoğlu'na göre can yakan tek bir cevap vardı.

Kalabalıklar içinde kimsesiz kaldığında..

Varlıklı,tanınan bir Ağanın oğluydu Devran. Büyük ve kalabalık bir akraba çevresinde doğmuş ve büyümüştü. Daha erken yaşta hayata atılmak zorunda kalmıştı çünkü o Mehmet Ağaoğlu'nun tek varisi idi.

Annesini henüz çocuk yaşında kaybetmiş ve babasının tekrar evlenmemesi üzerine yengelelerinin zoraki bakımına muhtaç kalmıştı.

Ağrı'nın en varlıklı ağasının oğlu olması ona hiç de rahat bir hayat sağlamamıştı. Yengelerinin yanında adeta sığıntı gibi büyümüştü. Babasının ise istemediği bir evlilikten olan oğlunun durumunu umursadığı pek söylenemezdi. Ama yinede bir oğlunun olmasının memnuniyetini yaşardı.

Annesi hayatta olduğu müddet, çocuktur bir insan, yaşın ne olursa olsun. Anne göçtü mü dünyadan çocukluk biter; baba da alıp başını gitti mi, bir gece de büyürsün. Böyle şeyler...
-alıntı

Büyüyüp de kitap okuma ilgisinin başladığı zamanlarda denk gelmişti bu satırlara. O zamanlar tam manası ile anlayamamıştı lakin sonradan gönlüne kazıya kazıya yazmıştı. O annesini çok hatırlamıyordu, silikti anılarında ama babası alıp başını gitmese de hiç yoktu onun için. Olmamıştı. Belki gitse daha iyi olur diye düşünürdü, en azından daha az kanatırdı gönlünü.

Var olanın eksiklik duygusu, hiç olmayandan çok daha acı veriyordu.

Yirmi bir yaşına geldiğinde artık babası Alım ve satım işleri de dahil bütün tarlalarının hakimiyetini ona vermişti. Ama o bir patron gibi değilde bir çalışan gibi kazma küreğini alır çalışırdı.Toprak ile haşır neşir olmayı severdi. Toprak insanın özüydü. Bir işi yönetmek için evvela ona hakim olmak gerekirdi. Devran da böyle yapıyordu. Babası bir zamandan sonra artık aile şirketlerinin başına geçmesi gerektiğini söylese de Devran kabul etmemiş tarlalar ile ilgilenmeye devam etmişti.

Yine bir akşam üstü tarladan çıkıp arabasına binmiş ve yaşadığı konağa gitmek için yola koyulmuştu. Evin önüne vardığında arabasını park edip inmiş ve onu gören korumalar da hemen konağın büyük tahta kapısını açmışlardı.

Kapıdan içeriye girdiğinde hemen bir duş alıp yatması gerektiğini düşünüyordu. Bugün bir hayli yorucu geçmişti. Lakin konağın avlusunda oturduğunu gördüğü babası onu görünce ayaklanmış ve;

GÜNEŞİN SON IŞIKLARI Where stories live. Discover now