🌌 Samanyolu 🌌

12.7K 1K 307
                                    

Benim için oldukça zor geçen bir buçuk ayın sonunda tekrardan merhaba. Bölüm için uzunca bir zamandır beklediğinizi biliyorum. Ama anca bu zamana yetişti. Anlayışla karşıladığınız için hepinize çok teşekkür ederim. 💖

Keyifli okumalar.

Ahsen Aden Ağaoğlu

Stattan çıktıktan sonra direkt olarak otele döndük. Sabah altıda uçağımız vardı o yüzden hiç oyalanmadan toparlanıp ve bir kaç saatlik uykunun ardından tekrardan Havalimanına gittik.

Uçaktayken daha ne zaman göreceğimi bilmediğim İstanbulun uçsuz bucaksız mavilerine doyasıya baktım.

Gençken de çok severdim denizin karşısında oturup izlemeyi. Evimiz sahile yakın olduğu için sıkıldığımda veya bunaldığımda elime bir kitap alır ve sahil kenarında boş bulduğum banklardan birine oturarak kendimi huzurun kollarına bırakırdım.

Annem veya babam bana ulaşamadıklarında hiç endişelenmez nerede olduğumu bilirlerdi. Çok fazla arkadaş çevreleri ile takılan bir insan olmamıştım çoğu zaman. Ben daha çok sessiz ve yanlız kalmayı seven taraftım. Tabiki arkadaşlarım vardı ama onlar da beni bildiği için bu anlarıma saygı duyar ama arkadaşlıklarını kesmezlerdi.

Hele de akşam üzeri sahil kenarındaysam mutlaka güneşin batarken ahenkle denizin sularına yansımasını izlerdim. Bana göre dünyadaki en huzurlu manzarayı buydu. Ve tabi o esnada kurduğum sayısız hayaller de bu anlarımı eşsiz hale getirirdi.

Güneş denizin ardında yavaşça kaybolurken ona bakar ve söz verirdim.

Bir gün seni sevdiğim adamla izleyeceğim. Sende bulduğum huzur onunla tamam olacak ve ben çok mutlu olacağım. Söz veriyorum.

Olmuştum da. Yaşadığım onca şeye rağmen Üsküdar'da başım Devran'ın göğsüne yaslıyken gülümseyerek batan güneşe bakmış huzurla mırıldanmıştım.
'Çok mutluyum.'

Ve sanki o an göz kamaştıracak şekilde parlamıştı güneş. 'Biliyorum' dercesine..

Tarladaki ağacın altında yine onu izlediğim bir gün kavuşturmuştu beni sevdiğim adama. Ben çok sonra öğrenmiştim ama o en başından beri biliyordu. Ben ona kederlerimi sunarken o hiç fark ettirmeden hayallerimle buluşturmuştu beni.
Ömrüm olacak adama ve oğluna kavuşturmuştu.

"Bu kadar özlemle bakmana gerek yok güzelim. Sen ne zaman istersen geliriz İstanbula."

Daldığım düşüncelerden Devran'ın sesi ile çıktığımda başımı çevirerek elini saçlarımın ucuna dolamış usul usul seven Devran'a baktım.

Benim için açtığı kolunun altına girerek başımı göğsüne yaslandığımda "Geliriz değil mi Devran?" diye mırıldandım.

Eğilip saçlarımı koklayıp öptükten sonra cevap verdi.

"Geliriz tabiki yavrum. Sen nerede mutlu olacaksan biz orada oluruz oğlumla. Bizim her şeyimiz sensin."

Dedikleriyle gülümseyerek kolumu beline sardığımda "Benimde her şeyim sizsiniz Devran, ailemsiniz." diye uykulu bir sesle mırıldandım ve onun saçlarımı okşayan parmaklarıyla derin, huzurlu bir uykuya daldım.

......

Uçaktan inip konağa vardığımızda saat on biri geçiyordu. El ele konaktan içeriye girdiğimizde avluda arabaları ile oynayan Yağız Ali bizi fark edince elindeki arabaları hızla yere atarak dolu gözleriyle koşarak yanımıza geldi.

GÜNEŞİN SON IŞIKLARI Where stories live. Discover now