GÜNEŞİN SON IŞIKLARI

🌩 Gök Gürültülü 🌩

Keyifli okumalar ✨️

Ahsen Aden Alkan

Devran Bey'in bizi izleyen gözlerini gördüğümde düşündüğüm tek şey,
yerin neden yarılıp beni yutmadığıydı.

Hızla olduğum pozisyondan çıkıp toparladım. Elbisemin eteğinin dizlerimin üzerinde olduğunu gördüğümde hemen ellerimle çekiştirip kapattım. Yanaklarımın ne halde olduğunu düşünmek bile istemiyordum.

"Baba, hadi sende bizimle çufçufçuluk oyna." Yağız Ali babasında olan bakışlarını bana çevirdi. "Babama da öğretir misin oyunumuzu, Ahsenciğim?"

Ne diyeceğimi bilemeyerek ona baktım. "Şey... ben, öğretirim tabii" dedim panikle, bir anda. Bu sefer yanaklarımın morardığına emindim artık.

Ahh Ahsen! Dağ gibi adama çufçufçuluk mu öğreteceksin!
Ne kadar daha utanacaktım, Ya Rabbim.

Devran Bey, dediklerimle sırıtarak kafasını önüne eğdi ve kısık bir ses ile güldü. Onun bu haline dalıp gitmek isteyen tarafımı hızlıca susturdum ve sirkelerek kendime geldim.

Yok yok daha fazla kalamazdım artık burda! Yoksa utançtan bayılıp kalacaktım şuraya!

Oturduğum heryden kalktım ve başım önde, kısık bir sesle"B-ben Sultan Ablanın yanına gideyim. Yardıma ihtiyacı vardır belki" dedim ve bir şey demelerine izin vermeden, hızla odayı terk ettim.

Odadan dışarı çıktığımda havanın kararmaya yüz tuttuğunu gördüm. Yürümeye başladığımda Devran Bey'in arkamdan baktığını hissediyordum ve bu kalp atışlarımın kontrol edemeyecek derecede hızlı atmasına sebep oluyordu.

Elim kalbimde, hızlı adımlarla merdivenleri indim ve büyük avluyu da yürüyerek mutfağın kapısının önüne geldim. Kapıyı açarak içeri girdim ve ardımdan kapattım.

Sultan Abla da beni görünce yanıma geldi.

"Hayırdır kızım? Ne oldu böyle? Yanakların al al olmuş." dedi gülerek.

Ellerimi yanaklarıma koydum, sısacaklardı.

"He..şey hava soğuk ya, ondan olmuştur Sultan Abla."

"Peki öyle olsun bakalım."dedi muzip bir sesle. Neden böyle konuştuğunu anlamamıştım.

"Ben Yağız Ali oynuyordum da, babası gelince bende senin yanına geleyim dedim, Sultan Abla."

"Aaa Devran Oğlum mu gelmiş? Hay Allah hiç duymadım geldiğini. Hadi o zaman sen masayı kurmama yardım et kızım. Mehmet Ağa da gelir birazdan."dedi ve bana tabak, kaşıkların yerini gösterdikten sonra ocakta pişmekte olan yemeğin yanına gitti.