"Gürcistana hoşgeldin Beyza"
Demirin rahatca verdiği cevaba delirmiş gibi güldüm.
"Nasıl yani Gürciatan mı?"
"Evet en iyi yer burası."
"Şaka değil mi?" Demir başını sallayınca öfkem yükseldi.
"İstanbul'a en uzaklıkta olan yer burası!" Diye bastırdım
"Ee yani?"
"Bu kadar uzaklaşacağımızı bilmiyordum. Bursa olabilir diye düşünüyordum yada Bolu?"
"Bursa'ya gitsem İstanbul'dan çıkar mıydım sanıyorsun? Ha İstanbul'da kalmışım ha Bursadayım benim için ikiside aynı." Ona hayretle baktım
"Sırf kaçtım diye mi bunu bana yapıyorsun?"
"Evet, düşün artık bir dahaki kaçışın da, dünyanın öbür ucuna mı gideriz."
"S...sen kafayı yemişsin."
"Sayende yedim." Diye mırıldandı ve yanımdan geçti. Buzdolabını açtı
"Uzun zamandır gelmediğim için burada pek bir şey yok. Birazdan çıkalım bir şeyler alalım."
"Oldu olacak akşam olunca da dizi film falan izleyelim?" Diye çemkirdim
"Ben dizi film izlemeyi sevmem." Diye mırıldandı dolabın kapağını kapatırken
"Sen şaka mısın?" durup yüzüme bir süre baktı
"Sen kimsin de benimle böyle konuşuyorsun, çok müsamaha gösterdim sana farkında mısın! Çok konuşma ne dediysem onu yap." Beni baştan aşağıya süzdü
"Hem dışarı çıktığımızda sana bir şeyler alalım, her gün bunu mu giyeceksin."
"Evet zaten çok kalmayacağ-"
"Ona ben karar veririm." Diye kesti sözümü bana yaklaşırken.
"İnan bana senden kurt-"
"Sen artık benimsin anla şunu!" Diye bağırınca korkuyla gözlerimi kaçırdım.
Gözlerim onun karnına doğru değince beyaz tişörtüne kan bulaştığını fark ettimm kaşlarım çatıldı
"Sen kanıyor musun?" baktığım yere baktı
"Sayende Evet. Dün o kadar çok koşturdun ki biraz kanamam var."
Ne ara vurulmuştu peki bu içimi şüphe sardı. Mutfağa doğru ilerleyip ilk yardım çantasını aldı. Kanaması çok vardı. Eyer müdahale etmezsem dahada kötü olcaktı. Onun tepkilerini merak etmeden makasla tişörtünü kesip ellerime eldiven taktım. Yarasını ilk önce temizlemeye başladım.
" Bana neden yardım ediyosun ?"
"Ben sen değilim senin kadar merhametsiz hiç deiğilim. Dikiş atmak zorunda kalıcam yaran derin canın acıyabilir."
Vücudunda hep kurşun ve bıçak izleri vardı. Dikiş atmaya başladığımda endişeliydim. Neden bende bilmiyorum. Dikiş attıkça benim canım acıyordu ve yarasına üflüyodum.
" Acımıyo"
"Ha"
" Yaram diyorum acımıyo. Ama sanki senin acıyo."
"Bitti yeni bir üst giysen iyi olur." Hiç bişi demeden yukarı çıktı buradan kaçmanın bir yolunu bulmalıydım. Ne ara aşağıya indi olm bu
" Gidiyoruz "
"Nereye?"
" Sana üst baş almaya hadi ."
