Bölüm 11

2.4K 114 24
                                    

Elleriyle yüzümü avuçlarının arasına almıştı, göz gözeydik. Ne diyeceğini merakla beklerken bulmuştum kendimi, o ise güzelsin demişti. Güzel miydim harbiden?

"Hayatımda senin kadar güzel hiçbir şey görmedim."

İltifat eden bir Demir , bu bir rüyaysa uyandırmayın beni.

"Demir.."

Ne diyeceğimi bilmeyerek sadece ismi çıkmıştı dudaklarımdan, konuştuktan sonra küçük bir öpücük bıraktı. Hiç zorlanmadan beni yerime geri koyduğunda kalbim hala ağzımda atıyordu, patlamaya benzer bir bomba gibi hissediyordum kendimi.

Kalbim lütfen atmayı bırak.

Tamamıyla değil tabii.

Heyecanlanınca çok fazla saçmaladığımı söylemiş miydim, öylesine garip de saçmalayacağımı.

"İyi akşamlar efendim."

Demir  belimden kavradığında kollarının arasına bayılmamak için teskin ettim kendimi, soluklandım. Yürümeye başladık. Geldiğimiz yer organizasyonların sıkça yapıldığı bir oteldi, oldukça büyük ve kalabalıktı. Böyle yerlerden oldum olası hazetmezdim, gereksiz fazla insan vardı.

Yüzlerce ışıklandırma sistemleri yapılan salona girdiğimiz de çoğu kişinin bakışlarını üstümüzde buldum. Onlara bakmayıp göz göze geldiğim Azraya baktım. Onlara doğru ilerlerken kimseyi ne ben ne de Demir  umursamıyordu. Azra yeşilin koyu tonunda dizlerinin üstünde biten bir elbise giymişti. Saçları elbiseye uygun bir şekilde topuz yapılmıştı, harikaydı. Onunla sarıldıktan sonra masanın etrafında dördümüz durmaya başladık.

Kalbimde ki his büyümüştü. Kötü bir histi, başımı çevirip beni neyin rahatsız ettiğini görmek için inceledim etraftaki insanları. Kalbim anında daha hızlı çarparken bakışlarımı ela gözlerinden ayırmava çalıştım.

Şok olmuştum ve elim ayağıma dolaşmıştı. Gözlerimi kaçırıp başka yöne diktim.

Mert

Göz göze kaldık. Kalbim gereksiz bir heyecanlanma hissetmedi, hareketsizdi hatta. Bakışlarımı ondan çektiğimde ela gözlerinin ben de olduğunun bilinciyle yanımda ki Demire'e baktım. Biliyor muydu emin değilim ama eski sevgilimin bana baktığını görürse eğer hiç hoş olmazdı. Mert ısrarla bakmaya devam etti, ben ise Demire'e baktım. Önünde ki iki kişiyle konuşurken bakışlarımı fark ederek bana baktı, derin bir nefes aldım. Garip bir hisle dolup taştığımda kendimi gülümserken buldum, siyah gözleri gözlerimden dudaklarıma düştü. Üstümüzde ki gözleri umursamadan elini yüzüme çıkartıp elmacık kemiğimin üstünü okşadı.

Dikkatini kendime çekmeyi başarmıştım.

Mert'i görmemesi için bu hallere girmem onun için değildi, aramızda ki garipliğin bozulmasını istemiyordum. Bencilceydi belki de ama onunla aramız düzelmeye başlamışken, en azından bir şeyler yoluna girmişken kavga cıkmasını istemiyordum. Daha fazlasına ne
bedenim, ne de kalbim dayanamazdı. Yorulmuştum.

Bu yakınlığımız çoğu kişinin ilgisini çekmişti, fakat ela gözlerin üstümden gittiğini anlayarak Demir 'den bakışlarımı çektim. Yanımıza ne ara geldiğini bilmediğim bir kız durmuştu, sarı uzun gece elbisesiyle göz alıcı görünüyordu. Bakışları ise yanımdaki adamdaydı. Kaşlarım istemsizce çatıldı. Bu kız bir yerden tanıdık geliyordu, nişana gelen kızdı. İsmini de hatırladığımda boyalı dudaklarını büzerek konuştu.

"Demircim nasılsın?"

Demircim? Demir'in belime sardığı koluna rağmen elimi göğsüne bırakarak kızın bakışlarını kendime çektiğimde beni yeni fark etmiş gibi inceledi.

Mafya'nın EsiriWhere stories live. Discover now