Bölüm12

2.6K 112 24
                                    


Öylece kalakaldım. Hissetmemi sağlıyorsun, o mu demişti bunu? Hissetmiyor gibiydi çoğu zaman, bir kalbi yokmuş gibi duygusuzdu o ve hissetmesini sağlayan cidden ben miydim? Öyle büyük bir etkim mi vardı? Mümkünatı yok, Demir beni aşardı ama şu an da yanımdaydı ve istemesem de . İstemesem..?

"Sana bir şey olmadı değil mi, bir yerin ağrıyor mu?"

Bir şey söylemeden olumsuz mana da salladım kafamı, kalbim ise bakışlarının ağırlığıyla biraz daha şiddetlendi. Duymazdı değil mi? Duymamalıydı bu atışları.

"Yüzünde kan var, bundan hoşlanmadım."

Yutkundum ve gözlerimi kaçırarak bezi bastırdığım gövdesine bakındım.

"Üstünde kan var, bundan hoşlanmadım."

Onu taklit ettiğim için kısa bir süre bana döndü, konuşmayacağını anladığımda yutkunarak o beklettiğim soruyu sordum.

"Alışmam gerekiyor mu seni sürekli bu halde görmeme?"

Görüş açımda ki adem elması hareketlendi.

"Korkma."

Gözlerimi kapattım.

"Soruma cevap ver, bu kana alışmam lazım değil mi?"

"Alışma güzelim, ben sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim."

"Peki ya sana bir şey olursa?"

Yola diktiği bakışlarını üstümde hissettim, hemen dibindeydim. Ona bu kadar yaklaştığımı fark edememiştim. Hala şaşkındı.

"Olmasını ister misin?"

Kasıldım.

"Bu nasıl soru, tabii ki istemiyorum."

Dolu dolu olan gözlerime baktı, ardından yanağımdan süzülen yaşı yere düşmeden parmağıyla yakaladı.

"O zaman izin vermeyeceğim."

Dudağımı bükerek ona biraz daha yaklaştım, başımı omzuna bırakıp gözlerimi kapattım.Ağlamak istemiyordum ama gözyaşlarım durmadan devam ediyordu. İyi gibi görünse de Demir hep böyle görünürdü, canı acısa da söylemeyeceğini o kadar iyi biliyordum ki. Kendimi toparlamam gerek, başımı omzuna biraz daha gömdüm. Dudaklarını hissettim saçlarımda.

"Korkmana gerek yok, kurşun boşluğa denk geldi."

Biraz daha korkarak gözlerimi sımsıkı kapattım.

"Nereden biliyorsun?"

İç çekti.

"Öğrenecek çok zamanım oldu."

Bunu da mı çocukken öğrenmişti, bu haksızlık. Ne diye biliyordu tüm bunları, neden endişe etmek yerine şimdi bir taştan farksızdı? Sana neler oldu?

"Demir.."

Bir koluna sarılarak başımı dayadığım omzunda daha şiddetli ağlamaya başladım, araba durana kadar ağlamaya da devam ettim. Demir bir koluyla etrafıma sarılarak bir  süre öylece kalmamızı sağladı, bencillik yapıyordum yine. Burnumu onun olmasını umursamadan çektim ve geriye çekildim. Evin önünde durmuştuk.

"Doktoru çağırdın mı?"

Kolunu benden ayırmadan alnını alnıma bastırdı.

"Sen eve git, ben de gidip bu kurşundan kurtulacağım."

"Hayır, in arabadan. Doktor buraya gelecek Demir , itiraz istemiyorum."

Açtığı ağzını parmağımla durdurduğumda bir bana bir de parmağıma baktı, pes edercesine nefeslendi. Başını salladığında gülümsedim, dudaklarının üzerinde ki parmağımı öptüğünde anında geri çektim. Arabadan olabildiğince hızlı çıkarak yanına ulaştığımda elimi beline atarak destek olmaya çalıştım, o ise kaşlarını yeniden çattı. Hoş geldin Demir, biz de seni ne zamandır görmüyorduk. Birkaç dakika önce falandı ama neyse.

Mafya'nın EsiriWhere stories live. Discover now