Bölüm 7

4.5K 167 30
                                    

Kollarının arasından sıyrılıp gitmek için hareketlensem de Demir  bana daha çok yaklaşmıştı. Beni duvara yaslayıp başını boynuma gömdü, yutkundum. Dudaklarını boynumda gezdirdi, başımı istemsizce yana yatırdım. Hiç beklemediğim bir şey yapıp dişlerini boynuma geçirince inledim, dudaklarımın arasından çıkan inilti kulaklarıma ulaştığında kıpkırmızı kesildim.

Bacaklarım titrediği için ayakta durmakta zorlanıyordum, Demir'in koluna tutundum. Dilini gezdirdi tenimde, kötü hissediyordum.

"Demir dur.."

Duraksadı, çekip gideceğini düşünsem de bir süre öylece durdu. Öptü sonra, gözlerimi kapatım. Noluyo bana neden karşı çıkamıyorum. Karnım da sanki kelebekler uçuştu Neden yaptığını soramıyorum ?!

"Geçen günkü gece için özür dilerim. Bu gece bir yere davetliyiz git hazırlan."

Mutfaktan çıkışını izledim, garip hissediyordum .

Tekrar o anları düşününce heyecandan kalbim daha da hızlı çarpmaya başlamıştı. Elimi kalbimin üzerine yerleştirip giyinmeye gittim. Sakinleşmem uzun sürmedi ama o etkisini üstümden hala aramamıştım. Üzerimi   giydim.

Demir önemli bir yer değilmiş gibi demişti, umarım öyledir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Demir önemli bir yer değilmiş gibi demişti, umarım öyledir. Bugün yeterince elbise giymiştim, daha fazlasına gerek yoktu. Bluzu mun  ilk üç düğmesini açıp saçlarımı da doğal su dalgası yaptım. Yüzüme renk gelmesi için hafif bir makyaj yaptıktan sonra çantamı alarak odamdan  çıktım. Aşağıya indiğim de korumalardan  biri Demir'in benidışarıda beklediğini söylemişti.

Kapıyı açtığımda soğuk bir rüzgar yüzüme çarptı, soğukluğu hiç hesaba katmadığım için kapıyı daha kapatmadan içeriye geri döndüm. Montumu aldıktan sonra dışarıya çıktığım gibi ardımdan kapıyı kapattım, birkaç adım attıktan sonra bakışlarımı çevre de gezdirmeme gerek kalmadan onu görmüştüm. Kalçasını arabaya yaslamış elinde ki sigarayı içiyordu, onu gördüğüm de duraksayıp yutkundum. Orada olduğumu hissetmiş gibi göz göze geldik, ciğerlerine sigaradan bir nefes daha çektikten sonra gözlerini hiç çekmeden dumanı üfledi dudaklarının arasından. Durduğum yere doğru gelmeye başladı, yavaş adımlarını saydım içimden.

Bir,

İki,

Üç,

Dört...

Yanımdaydı şimdi, hiçbir şey söylemeden sigaradan bir nefes daha çektikten sonra bakışlarını benden çekip üfledi yine dumanı. Sigarayı yere atıp söndürdü ayakkabısıyla, derin bir nefes alıp kolumdan tutarak bedenimin bedenine çarpmasını sağladı. Dudaklarıma buse kondurduğunde dilini tadını almak istercesine alt dudağımda gezdirdi.
Geriye hafifçe çekildi, aramızda hala santimler vardı. O keskin odunsu kokusunu sigara gölgelemeye çalışmıştı ama kokusunu duyumsadım.

"Napmaya çalışıyosun eyer derdin oysa evet başardın!"

" Artık birbirimize alışmamız lazım. Hem sen bana bir şans verdin izin verde o şansı kullanayım."

Demire kızdığım için  yüzüm istemsizce kızarmıştı. Yüzüme kısa bir an baktı, dudaklarında belli belirsiz bir tebessüm vardı. Ya da ben öyle sanıyordum. Demir beni belimden tutarak arabaya doğru yönlendirdiğinde bakışlarımı arabaya çevirdim, kapı açtı ve bindim

"Kemerini tak."

Yüzüne bakmadan dediğini yaptım, bir türlü yerine yerleştiremediğim aptal kemerim sinirimi daha çok bozarken Demir ellerimi tutarak kemeri yerine yerleştirdi. Yola çıktığımız anda hızını arttırmaya başladı,  etkilemeyeceğini düşünsem de nefesim kesilmeye başlamıştı. Sanırım araba o anda yaşadığım her şeyi bana tekrar tekrar yaşanacaktı Demiri de Ailemi kaybettiğim  trafik kazasında kaybet istemiyordum . Artık hiç bir şeyi hızdan dolayı görmezken gözlerimi kapatıp sessizce konuştum, boğazıma bir şey baskı yapıyordu ve ben nefes almakta güclük cekiyordum.

"Yavaşla biraz."

Demir in bakışları üstüme düştükten sonra gaz pedalına biraz daha bastı.

"Demir yavaşla."

Beni tekrardan önemsemediğini belirten bir ses daha duyuldu arabadan. Sesim çığlıktan farksız çıkmıştı ve Demir bakışları gözlerimi buldu.

"Nefes alamıyorum, yavaşla-"

"Korkmayı bırak."

Bakışları hala bendeydi ve araba hızından hiçbir şey kaybetmeden devam ediyordu. Gözlerimi yola çevirdiğimde bir ya da iki dakika sonra varacağımız viraja baktım.

"Demir önüne bak!"

"Bana güveniyor musun?"

Yüzüne hayretçe baktım. Manyak yemin ederim manyak!

"Demir bak-"

"Bana güveniyor musun?"

Sesi daha sert ve ciddiydi.

Araba birkaç saniye içinde yolun ortasında durdu, gözlerim dolu dolu çevreme baktım. Ellerim titriyordu hala. Hızlıca  aradan indim oda benim peşimden geldi. Gözyaşlarımı  tutamıyordum

"O gün tekrar yaşanacak gibi hissetim ailemide böyle kaybettim seni kaybetmek istemiyorum anlıyomusn sana durr dedim ama durmadın!"

Hıçkıra hıçkıra ağlamaya  başladım. Demir bana yaklaşarak aramızdaki  mesafeyi dahada azaltmıştı burun burunaydık.

"Senden nefret ediyorum Demir"

" Bende seni seviyorum güzelim "

  Bana oy vererek veya takip ederek destek olursanız  çook mutlu olurum iyi okumalar :)

Mafya'nın EsiriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin