Bölüm 10

2.5K 117 17
                                    

Demir dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı, yeniden gözlerime baktığında bayılacakmış gibiydim. Gülümsedi. Şaşkınca izledim gülümseyen dudaklarını, parmak uçlarım sızladı. Dudaklarına dokunmak istiyorum.

"Şey, gidelim mi?"

Cevap vermek yerine başını yavaşça salladı, öldürecekti bu adam beni. Önüme dönerek yürümeye başladığımda Demir  ile yan yanaydık, kolunu omzuma atarak beni biraz daha çekti kendine. Yönlendirdiği yere vardığımız da önümüzde ki kapı açıktı, içeriden bizden önce giden ikilinin sesleri geliyordu. Azra ve Duman yan yana bir şeyler konuşuyorlardı, Azra'nın kıkırdayarak Duman'ın dudaklarına öpücük bıraktığını gördüğüm de gözlerim fal taşı gibi açıldı. Yalancı bir öksürük boğazımdan firar ettiğinde Azra utanarak bakışlarını başka yöne çevirdi. Duman da her zaman ki gibi sırıtıyordu.

Demir yüzümde gezdirdiği parmağıyla dikkatimi çekti.

"Şimdi güzelim, bu oyun-"

Bir kısımdan sonrasını dinlememiştim, çünkü beynim inatla dinlemeyi reddediyordu. Bir şeyleri dikkatle ve ciddiyetle anlatmaya devam etti, ben de hiç değişmeyen mimikleri, hareket ettikçe daha dolgun görünen dudaklarını izledim.

"Anladın mı?"

Birkaç saniye yüzüne aval aval baktım. Dinlemiyor olmama rağmen başımı salladım, yüzümü dikkatle süzüp diliyle dudaklarını islattı.

"Peki bunun adı ne?"

Bilardo masasından aldığı ince uzun çubuğu iki parmağının arasına alıp onu iyice görmemi sağladı. Bunun ismi neydi Allah aşkına, söylemiş miydi? Dudağımı büzdüm.

"O kısmı kaçırmışım."

"Istaka."

Gözlerimi kırpıştırdım.

"Ne?"

Dili bir kez daha dudaklarını gezdi. Yutkundum.

"Bunun ismi, istaka. Anladın mı?"

Sesim içime kaçmıştı, başımı salladım. Beni kollarının arasında çevirerek göğsünü sırtıma yasladı, bilardo masasının önünde duruyorduk. Masada üçgen şeklinde dizilen toplar vardı, isminin ıstaka olduğunu öğrendiğim sopayı elleriyle ellerimin arasına yerleştirdi. Kendi kendine ayarlamayı yaptıktan sonra ona baktım, dikkatle toplara bakıyordu.

"Abime değil, toplara bakacaksın yenge."

Kızardım hızla. Demir toplara bakmayı bırakıp Duman'a baktı.

"Seni o toplarla döverim Duman, kes sesini."

Duman omuz silkip Azra'yı kollarının arasına çekti, Demir'in dibimde ki sesiyle yeniden ona baktım. Bana bakıyordu.

"Bana bakmanda sakınca yok, sikerim toplarını."

Kaşlarımı çattım.

"Küfür etme."

Kaşları havalandı, önüme dönerek toplara odaklandım. Nefesini hemen önümümede bırakıyordu. Önde ki siyah ama çevresini beyaz bir çizgiyle saran topa vurduğunda tüm toplar masada dağıldı. Aynı an da üç topu deliklere sokmuştu, dikkatimi kısık sesle anlattıklarına verdim. Biraz daha anlamaya başladığım oyunu yeterince anladığıma emin olduklarında oynamaya başladık. İlk atışı yapan Azra oldu, onu dikkatle izlediğimi gördüğünde önce öpücük attı ardından göz kırptı. Kıkırdadım. Azra iki topu aynı an da deliğe sokmayı başardı, ıstakayı doğrultup silahın ucunu üflüyormuş gibi yaptı. Yeniden güldüm. Sıra bize geçtiğinde Demir kullanmamı istese de onu izleyip daha iyi atacağımı söyleyerek ikna ettim. Azra gibi iki topu halletti.

Mafya'nın EsiriWhere stories live. Discover now