3.Bölüm

30 4 0
                                    

  Yetimhaneye döndüğümüzde çok bitkin bir haldeydim. Fiziksel bitkinlik değil bu, ruhen çok bitkindim. Yarının cumartesi olması şuanda bana bahşedilen bir ödül gibi geliyordu. Aslında direk uyumak istiyordum ama önce duş almam gerekiyordu. Hızlıca bir duşun ardından Gayenin en son doğum günümde aldığı pijama mı giydim. Üzerinde beyaz kuzu ve koyunların bulunduğu siyah bir pijamaydı. Aslında ben böyle şeyleri sevmezdim ama bu pijamayı Gaye aldığından olacak çok seviyordum.
  Yatağıma uzanıp ne kadar boş bir gün geçirdiğimi düşündüm. Okula gitsem daha çok eğlenirdim. Aslında gezi güzel olabilirdi. Eğer Güney denen züppe olmasaydı. Gerçi ne  bekliyordum. Çocuk hem para sıçıyordu, hem müdürün oğluydu, hem okul başkanıydı, hemde hiçbir şey yapmadan herkesin dikkatini çekecek biriydi hatta bahse varım okulun tüm kızları okul başkanı seçiminde ona oy vermiştir. Acaba gerçekten el kaldırır mıydı bana? Eğer misafir olmasaydım? Yapardı. Beklenirdi. Ama bende de vardı. Ne diye misafir olduğum okulun müdürünün oğluyla kavga başlatıyordum? Ben su katılmamış bir salaktım. Hemde ne biçim salak.
   Bütün bunları düşünürken uyuya kalmıştım. Her zaman ki gibi.

  Sabah Gaye yine Gaye liğini yaparak bildiğin tepinerek beni uyandırdığında içimde bir küfür savurmadan edemedim. Ve dışımdan da:
- Ne yapıyorsun Gaye. Siktir git başımdan yaa.

- Aaaa ama ağzına hiç yakışıyor mu bu küfürler? Kalk hadi. Bu gün matematik ödevini yapacak tık hani birlikte. Kalk Doğu eksi almak istemiyorum.

- Bırak uyuyayım biraz Gaye saat daha kaç ki?

- Saat öğleden sonra bir Doğu.

Hızlıca yerimden doğruldum bir miydi? Tanrım kahvaltıyı kaçırdığım yetmez miş gibi öğle yemeğinide kaçırmıştım. Canan Hanım çok kızmış olmalıydı. Tam tamına 12 saatir uyuyordum.

- Ah tanrım Gaye özür dilerim. Canan Hanım çok kızdı mı?

- Özrün kabul edildi. Ve hayır Canan Hanım çok kızmadı. Dün seni baya yorgun görmüş. Bu seferlik kıyak geçti.

Canan Hanımın anlam veremediğim
davranışlarından biride buydu. Yorgun olduğumu gördüğü an bana her şeyi kıyak geçiyor du. Ve bunu sadece bana yapıyordu. Neden bilmiyorum ama hasta olduğumda, moralim bozuk olduğun da, yorgun olduğumda, bana çok hassas davranıyor üzerime titriyordu.

- Ah tamam. Peki yemek yiyebiliyor muyum?

-Şaka mısın Doğu? Sanki cevabı bilmiyorsun?Canan Hanım özellikle yemek yemeni tembihledi.

Evet cevabı biliyordum ama emin olmakta yarar vardı.

- Ha peki tamam. İzninle ben duşa girip geliyor um. Yemekten sonra matematik ödevini yaparız olur mu?

Ellerini heyecanla çırptı. Bu hareketi yapınca çok tatlı oluyordu.

- Tamam ben seni yemek hanede bekliyorum. Çabuk gel yeterince geciktik zaten. Duydun dimi Doğu.

- Evet evet tamam hızlıca girer çıkarım. Yemek hanede görüşürüz.

   Gayeye dediğim gibi hızlıca banyoya girdim ve çıktım. Yatağımı toparlayarak hızlıca yemekhaneye indim. Gayenin bulunduğu masaya oturup yemeğimi yemeye başladım. Tabi bu arada deli gibi merak ettiğim Boaç meselesinide sormadan edemedim.

- Eee. Anlat mayacak mısın?

- Neyi?

- O çocuğu. Boaçı.

Önce anlam veremiyormuş gibi yüzüme aval aval baktı. Sonra birden gözleri parladı. Tanrım bana umarım ondan hoşlandığını söylemezdi.

- Ha sen kolejdeki çocuğu diyorsun.
Hoş çocuk havadan sudan konuştuk.

GüneyDoğuWhere stories live. Discover now