four

1.7K 200 13
                                    

-

"Merhaba, Gabrielle." dedim içeri giren Gabrielle'i izlerken. Yüz ifadesi her zamanki gibi boştu, sessizce yürüyüp koltuğa oturdu.

"Merhaba, Doktor Callahan."

"Nasılsın?" diye sorduğumda omuz silkti.

"İyi değilim. Siz nasılsınız?" dedi neredeyse umursamaz bir şekilde. Gözlerinin altı kararmıştı, uzun zamandır uyumamış gibi görünüyordu.

"Sorun nedir?" diye sordum. Elbette onu çok tanımıyordum ama şimdiye kadarki hiçbir seansımızda bu kadar ruhsuz değildi, bir şey olmuş olmalıydı.

"Annem haplarımı buldu." dedi göz göze geldiğimizde.

"Hap mı?" dedim şaşkınca.

"Opioid. K-pex. Ayıkken anneme katlanmak çok zor." dedi tekrar omuz silktiğinde. "Hepsini aldı. Onlarla ne yapacak bilmiyorum ama elimde hiçbir şey kalmadı."

"Uyuşturucu kullandığını söylememiştin." dedim kaşlarımı çatarken. Bu çok önemli bir şeydi. Gabrielle annesine katlanabilmek için uyuşturucu kullandığını düşünüyor olabilirdi ama kullandığı haplar bağımlılık yapıcıydı.

"Ne fark eder ki?" dedi hararetle. Ani çıkışı yüzünden şaşırsam da sakinliğimi korudum. "Zaten annem hepsini aldı ve harçlık vermeyi de keseceğini söyledi! Beni öldürmeye çalışıyor!"

"Hayır, Gabrielle." dedim öne doğru eğilirken. "Annen, kendince, seni korumaya çalışıyor. Ona göre, senin için tüm kuralları yıkıyor olabilir. Onu savunmuyorum, sadece anlamladırmaya çalışıyorum. Yaptığı şeyler doğru değil, ama hapları senden almasına hak veriyorum. Ne olursa olsun sen onun çocuğusun ve göz göze göre kendini öldürmeni izleyemez."

"Ben kendimi öldürmüyorum, beni o öldürüyor! Uyuşturucuyu onun yüzünden kullanıyorum çünkü o çocuğunu olduğu gibi kabul edemeyen korkunç bir anne ve hayatımı cehenneme çevirmekten başka hiçbir şey yapmıyor!" dedi Gabrielle. Öfkelenmişti ve içindeki her şeyi dökmesi onun için iyiydi, bu yüzden devam etmesine izin verdim. "Neden bu kadar zor? Beni olduğum gibi kabul etmek? Ben kötü biri değilim. Uyuşturucu kullanmak beni kötü biri mi yapar? Bir kere ona saygısızlık yaptığımı hatırlamıyorum, o bana yapmadığını bırakmadı oysaki. Ben... Hiçbir zaman Gabriel olmadım. Bana başmeleğin ismini verirken ne düşünüyorlardı merak ediyorum, papaz falan olmamı mı bekliyorlardı? Annem okul haricinde evden çıkmama izin vermiyor, benden utanıyor. Ben onun utanmasını gerektirecek hiçbir şey yapmamış olmama rağmen."

"Hiç ona sordun mu?"

"Neyi?"

"Seni neden bu şekilde kabul etmediğini. Neden bir erkek olduğun konusunda ısrar ettiğini." dedim anlamasını kolaylaştırmak için.

"Hayır, sormadım. Ama cevabını tahmin edebiliyorum. "Eğer bir erkek olmasaydın tanrı sana bir penis vermezdi, canım." Bir gün o penisi kesip kafasına atacağım ve o zaman görecek." dediğinde gülmemek için sertçe alt dudağımı ısırdım ama kendime hakim olamadım. Gabrielle ilk önce anlamsız bir şekilde gülerken kıvrılan dudaklarıma baktı, ardından o da gülmeye başladı.

Kahkahası odayı doldurduğunda ve kulaklarıma ulaştığında, ona yardım etmek için elimden gelen her şeyi yapacağıma yemin ettim.

-

"driving down the coast again. the pills are kicking in, the pills are kicking in. she said i love you till i don't."
|
"yine sahile doğru sürüyorum. haplar etkisini gösteriyor, haplar etkisini gösteriyor. "seni sevmemeye başlayana kadar seviyorum." dedi."
|
-fall out boy, sunshine riptide

merhabalar! hikayeyi beğeniyor musunuz? hiçbir zaman oy peşinde koşan bir yazar olmamış olmama rağmen yorumlara bayılıyorum ve eleştirilerinizi, iyi ya da kötü, yorum olarak bırakırsanız çok güzel olur!! böylece hatalarım varsa düzeltebilir ve kurguyu düzgünce şekillendirebilirim, teşekkür ederim!!

sunshine riptide |gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin