5| Ressam Hoseok

17K 1.5K 1K
                                    

Hatalarım varsa affola. İyi okumalar!

Yaz ayı sıcaklığının termometrelerin derecelerini tavan yaptırdığı bir günde gözlerini araladı Hoseok. Kirpikleri kahverengi saçlarının altından hafifçe kalkarken dudaklarını açarak ağırca esnedi. Yarı kapalı gözleriyle karşı yatakta yatan Jungkook'u görünce sessiz olmayı kafasına yazıp ağır hareketlerle yataktan kalkmıştı. Paytak adımlarla odadan çıkıp koridorun sonundaki lavaboya yürüdüğünde saatin henüz erken olduğunu anlamıştı.

Lavaboya girip küçük işlerini halledip hızlıca dışarıya çıktı. Dağılan uykusu nedeniyle gözleri ayrı bir canlılıkla parıldıyordu. Hoseok, güzel yüzündeki sevimli gülümsemeyle Kim malikanesine ışık saçarken hâlâ uyanmayan ev halkı yüzünden sessizce aşağı kata inerek salona girmişti. Hemencecik televizyonu açıp kumadayı eline aldığında küçük kardeşlerinin olmamasının rahatlığıyla kanalları zapladı. En sonunda çizgi film kanallarında sevdiği filmleri bulamayınca dudaklarını bükerek televizyonu kapatıp oturduğu yerden kalktı. Sabahları erken uyanmayı sevmiyordu, çünkü kardeşleri uyuyordu ve onunla oynayacak kimse yoktu.

Çıplak ayaklarıyla parkeye basarak mutfağa gittiğinde kendine çeşmeden su doldurup içti, boğazının kuruduğunu o zamana kadar fark etmemişti bile. Kendi kendine dudaklarından dünyayı daha güzel kılmak adına şarkı mırıldanırken mutfağa dolan küçük bir sesle irkildi. Ses hem çok tiz, hem de aşırı tanıdıktı. Çünkü bu ses yan komşularının sevimli mi sevimli, fakat aynı zamanda çirkef çocuğu olan Yugyeom'a aitti.

Hoseok sonunda sıkıntısını giderecek bir şey bulmanın sevinciyle yavaş ve çok sessiz adımlarla evden çıktığında kapıyı ardından yavaşça kapatmıştı. Yugyeom'um sesi şimdi daha yakından ve canlı geliyordu. Küçük çocuk bağırarak annesine bir şeyler anlatıyor olmalıydı, küçük boyuna göre sesi epey gelişmişti.

"Anne, ben büyüyünce astyonot oyacağım." dedi küçük çocuk, annesi o sırada babasının arabanın bagajından çıkardığı küçük valizi eve götürmekle uğraşıyordu. "Öyle mi tatlım, niye?" dedi güzel kadın, çocuğunun bazen bu kadar çok konuşkan olması ona garip geliyordu.

"Evet, astyonot oyuysam, uzaydaki uzayyıyayı yakayayım." Yugyeom can sıkıntısıyla konuştuğunda minik bacaklarını sallayıp oturduğu kaldırıma yayıldı biraz daha. Annesi ise bu sırada çoktan eve girmişti. Yugyeom bu sefer babasına sataşmaya karar verdiğinde hemen yan evin kapısı açılmış ve kızıl saçlarıyla bir adet Hoseok gözükmüştü. Yugyeom güzel kirpiklerini kırpıştırıp rüya mı, yoksa gerçek mi olduğunu anlamadığı Hoseok'a bakakaldı.

"Yugyeom!" diye şakıdı güneşten bile daha güzel gülümsemesi olan Hoseok. Yugyeom kalbinin bir anda pır pır etmesiyle yerinden aceleyle kalkıp paytak adımlarla en yakın arkadaşının, Jungkook'un, abisine koşturdu. Hoseok kendisine doğru koşan bu güzel çocuğu bir sarılmaya çekerken Yugyeom'a göre büyük kollarının arasına haps etti minik bedeni.

"Hoseokie! Seni şok özledim şanım benim!" Yugyeom'un adete tüm sokağa yayılan şakımasıyla birlikte Hoseok hafifçe kıkırdadı. "Bende seni özledim Yugyeom." Yugyeom, Hoseok'un boynuna sardığı kollarını çözerek yumuşak dudaklarını aynı kar kadar beyaz yanağa bastırdı. Hoseok'sa bu öpücüğe memnuniyetle gülümseyip Yugyeom'dan kollarını çekmişti.

"Haydi oyun oynayalım!" Hoseok, Yugyeom'un minik parmaklı ellerinden tutarak evlerine doğru çekiştirdiğinde Yugyeom kendini geri çekmişti. Hoseok aldığı bu tepkiyle küçük çocuğa döndüğünde Yugyeom dudaklarını büzdü. "Annemgiye habey veymem yazım."

"Oh, onu unuttum." Hoseok, tatilden dönen Bay Kim'in yorgun suratına baktığında Yugyeom'u götürmekle onlara biraz olsun nefes aldıracağının farkında değildi. "Bay Kim! Yugyeom'la bizim evde oynayabilir miyiz?" Son bavulu da bagajdan çıkarıp onlara dönen adam gülümseyerek kafa sallamış ve bavulu peşinden sürükleyerek evlerine girmişti.

Family |Bangtan|Where stories live. Discover now