6| Sevgi Paylaşımı

15K 1.3K 1.1K
                                    

Hatalarım varsa affola. İyi okumalar!

Yoongi elindeki resime bakarken kardeşinin cidden yetenekli olduğunu düşünüyordu. Şu son günlerde vaktini, her zaman ki gibi, uyumaya harcadığı için kendinden bir yaş küçük kardeşi Hoseok'la ilgilenemiyordu. Uyumak onun için nefes almak gibi bir şeydi nasıl olsa.

"Nasıl hyung?" dedi Hoseok ellerini kenetleyip çenesinin altına dayadı ve sevimlice hyunguna baktığında Yoongi resimde gördüğü, fakat anlamadığı detayı işaret parmağı ile gösterdi. "Bu ne?"

"Ah, o sensin hyung!" Hoseok öğle uykusunda uyuyan Jungkook'u umursamayıp cıvıldadığında Yoongi kaşlarını çatıp kağıda daha dikkatli bakmaya başladı. "Neden beni yuvarlak bir top olarak çizdin Hoseok?" Yoongi baktığı resmi anlamayacağına ikna olunca yavaşça bıraktı kağıdı yatağa.

"Ya hyung! O top değil ki, sen bir kurabiyesin!" Hoseok'un sesi odanın ahşap kapısından süzülüp koridorda koşturan ikilinin kulağına çalındı, Jimin bir anda koşmayı bırakıp doğru duyup duymadığını kontrol etti. "Ne oldu Jiminie?" Taehyung'ta kardeşinin yanına geldiğinde onun kaşları çatık bir vaziyette yeri izlediğini gördü. Jimin'se daha da dikkat kesilerek seslere odaklanmaya başladığında duyduğu kıkırtılarla Taehyung'un sorusunu görmezden gelip Jungkook ve Hoseok'un paylaştığı odaya yöneldi sert adımlarla.

"H-hyung! Yalvarırım yapma!" Bu sırada Hoseok Yoongi'nin ellerinden delicesine kaçıp gülmeye başlıyordu. Jimin'in tam da bu anda onlara dolu ve çatık kaşlarla baktığının farkında değillerdi. Taehyung'ta Jimin'in arkasından gelip odaya baktığında yutkunmadan edemedi, Jimin kesinlikle bir katliam çıkartacaktı. Yoongi yatakta altına aldığı Hoseok'un karnını gıdıklarken üzerinde hissettiği gözlerle durup kafasını çevirmiş ve kendisine dolu gözlerle bakan Jimin'i görmüştü. Hoseok'ta bir problem olduğunu anlayınca Yoongi'nin altından kalkıp yatakta oturur hale gelmişti hızlıca.

"J-jimine?" dedi korkak bakışlarla Taehyung, bu sırada gülüşme seslerinden dolayı uyanan Jungkook yatakta doğrulmuş ve yarı kapalı gözlerle etrafı seyreder hâle gelmişti. "Buyada neyey oyuyoy?" diye mırıldandı kısık bir sesle, tek istediği biraz daha uyumaktı, zira dün gece sokak lambasının odaya vurmasıyla tavandaki arabalı avizenin gölgesinden korkup tüm geceyi Jin ve Namjoon babalarının arasında dönerek harcamıştı. Evet, Jungkook'un minik kalbi için çok zor bir durumdu bu.

"Yoongi!" Jimin'in oldukça tiz sesi yankılandığında odada nefes alan her canlı yerinde sıçramıştı. Yoongi'de yatağa oturmaktan vazgeçip ayağa kalktığında arkasına bile bakmadan kaçıp giden Jimin'in peşinden koştu. Bu sırada Taehyung yatakta kendine büyük gözlerle bakan minik tavşanını gördüğünde içini kaplayan bu anlamsız mutlulukla ona baktı fakat hemen sonra bakışları yatakta büktüğü dudaklarıyla oturan Hoseok'a kaydığında az önceki mutluluğun kanatlanıp uçtuğunu anladı.

"Hobie-ah, ne oldu?" diye sordu hyungunun yatağına oturup ona sarıldığında, Jungkook'ta paytak adımlarla kalkıp hyunglarının yanına geldi. Ne olduğunu anlamasada Hoseok'un üzüldüğünü anlayabiliyordu. "Hyung, ne oydu?" diye soran bu sefer Jungkook'tu. Yatağa çıkıp Hoseok'un diğer boş yanına oturup kollarını, Taehyung'un kollarının üzerinden hyunguna sUfa. Hoseok küçük bir çocuk gibi omuz silkti. "Ben sadece Yoongi hyungla oyun oynamak istiyorum ama Jimin buna hiç izin vermiyor."

"Of, o salağı takma diye sana kaç kez diyeceğim hyung ya." Taehyung ne kadar Jimin'i sevsede onun bu kıskançlık sınırlarına dayanamıyordu. Fakat onu anlayabiliyordu, çünkü kendisi de Jungkook'u delicesine sahiplenirken Jimin'in işi daha zordu. Zira Jungkook küçük ve kandırılması kolay biriydi ama Yoongi on yaşındaydı.

"Yimin hyunga şayak deme." dedi Jungkook dudak büzerek. Ne olduğunu anlamak için henüz daha küçük olduğundan herkese objektif yaklaşmaya çalışıyordu. "Ben onu şeviyoyum."

Family |Bangtan|Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon