14| Aşk Şarabı

9.8K 944 277
                                    

Hatalarım varsa affola. İyi okumalar!

Yaz ayının bitimine günler kala Namjoon derin sıkıntılar içine girmişti, bir yandan işiyle ilgilenirken, diğer yandan sevgilisi için planlar yapıyordu. Bu yüzden evdeki çalışma odasında dalgın dalgın düşünüyor, planlar kuruyordu ve tam o sırada dışarıdan gelen gürültüyle irkilerek yerinde sıçradı. "Ah! Babacığım düştüm!" Jimin'in boğuk sesi kulaklarına ulaşır ulaşmaz konforlu sandalyesinden kalkıp hışımla odasından çıktığında merdivenin dibinde kolunu tutmuş inceleyen oğluna ilerledi. "Jimin, bir şeyin var mı?"

Küçük çocuk kafasını yukarı kaldırıp uzamış saçlarının arasından kendisine endişeyle bakan babasını izlemiş ve aniden ağlamaya başlamıştı. Namjoon gelen şoku çabucak savuşturup yerde oturan miniğini bir çırpıda kucağına aldı ve büyük adımlarla salona gitti. "Ağlama birtanem," Jimin babasının yatıştırıcı sesiyle birlikte sustuğunda tombul parmaklarını babasının gamzeli yanağına değdirip dudaklarını büzdü. "Ağlamıyordum ki babacığım, sadece beni kucağına al diye numara yapıyordum." Karşısında tüm sevimliliğini kulanan dolgun yanaklı oğlunun sözlerine kıkırdayıp sağ yanağını hafifçe ısırdı. "Numaracı Kim Jimin, sana kim öğretiyor bunları?"

Minik oğlan kahkaha atarak babasının kucağında çırpınırken nefeslerinin arasından, "Y-yongi hyung," dedi, fakat Namjoon çocuklarını o kadar iyi tanıyordu ki neredeyse kucağından düşecek olan çocuğu tutup yavaşça halıya yatırdı ve gıdıklamaya devam etti. "Yalan söyleme Jimin-ah," Namjoon oğlunun tatlı yanaklarını öperken gülmekten yanakları ağrıyan Jimin, "T-tamam tamam, kendim buluyorum bu numaraları," diyerek babasının ellerini engellemeye çalıştı.

"Bu sesler de ne?" Kapıda beliren Hoseok ellerindeki kurumuş boyaları umursamadan içeriye girdiğinde merdivenlerden inen başka ayak sesi duyuldu. Basamakları kucağında Jungkook'la yavaşça adımlayan Taehyung oldukça zorlanıyordu ancak kucağındaki çocuk ona hayranlıkla bakarken tek istediği kollarının ağrıdığını belli etmemekti. "Şonya bende dedim ki, hyungum beni koyuy aptallay," Açıkçası Taehyung o an küçük Kook'un neden bahsettiğini bile bilmiyordu. "Ama yine de eyimden aydılay ayabamı, pis kokaycalay," Fakat o sihirli kelime, kokarcalar, kulaklarında çınladığı zaman merdivenden inmeyi bırakan Taehyung küçüğüne kaşlarını çatarak baktı. "Küfür etmek yok Kookie, sen çok terbiyesiz oldun."

"Senden öğyeniyoyum," Jungkook dudaklarını büzerek omuz silkti ve hyungunun boynundaki kollarını sıklaştırarak minik dudaklarını yumuşak yanağa bastırdı. "Hem sen şok güçyüsün, kötü sözley söylüyoysun, Yiminie hyungu kızdıyıyoysun. Bende senin gibi oymak iştiyoyum." Taehyung daha fazla dayanamadığını anlayıp Jungkook'u yavaşça indirdi ve küçüğünün kafasını karnına yaslayarak ona sarıldı, tabi Jungkook nefes alamıyordu ama neyse ki uzun süreli bir sarılma değildi. "Hyungunu gururlandırıyorsun Kookie, şimdi hyungun seninle sevgi paylaşacak."

Jungkook sevinçle yerinde zıpladığında vücudunu saran sıcaklığa anlam vermek yerine yerinde tepindi ve hyungunun dudaklarını bekledi. Taehyung'sa önünde gözlerini kapatmış, elindeki oyuncak tavşanı sıkan minik çocuğu seyrederken kalbinin atmayı unuttuğunu fark etmişti. Zamanın daha fazla geçmesine izin vermeden minik dudaklara kendi dudaklarını bastırıp çekildi, Jungkook'un gözleri ışıltılı bir hâl aldığında Taehyung'un boynuna kollarını sararak hyunguna büyük bir sarılma bahşetti.

Bu sırada içeriden gelen boğuşma sesleri ve kahkahaları duyan iki küçük neredeyse koşarak merdivenleri inip salona girdiklerinde gördükleri manzarayla yerlerinde zıplamışlardı. "Savaş vakti!" Taehyung neredeyse çığlık çığlıya koşarak babasının sırtına atladığında Namjoon'un gıdıklayan ellerinden kaçmaya çalışan Jimin ve Hoseok'un kahkahaları salonun duvarlarını süslüyordu. Jungkook da daha fazla durmadan hyunglarını kurtarmak için babasının tek koluna yapıştığında bağırmaya başladı. "Kaçın Yimin ve Hobie hyung! Tuttum onu!"

Family |Bangtan|حيث تعيش القصص. اكتشف الآن