6🔥

2.1K 137 47
                                    

Bu kısmı çoğunuz okumuyorsunuz ama bu defa LÜTFEN OKUYUN!

Biliyorsunuz ki birçok ülkede yaşamı durma noktasına getiren virüs maalesef ki ülkemize de geldi. Oldukça iyi önlemler alınmış olsa da ne yazık ki bir çok vakaya sahibiz. SİZDEN RİCAM; LÜTFEN 14 GÜN KURALINA UYALIM. Her birimiz zor zamanlardan geçiyoruz. Eminim benim olduğu gibi sizin de hastanelerde çalışan sağlıkçı yakınlarınız vardır. Benim en yakınım annem. Eğer bulunduğum şehirde testi pozitif biri ortaya çıkarsa onu uzun süre göremeyeceğiz. Aynı zamanda gecemi gündüzüme katıp çalıştığım onca konunun sınavda çıkmama ihtimali var. Onca çabam, uykusuz kalışlarım, iyice öğrenene kadar hocalarıma defalarca kez anlattırmalarım, çözdüğüm testler... Hepsi boşa gidecek. Açıkça söylemem gerekirse sitresli, endişeli ve üzgünüm. Maalesef sıkılmaya bile vaktim olmuyor. Yine de bu duyguların beni ele geçirmesine izin vermiyorum. Aynı şekilde siz de bu duygulara karşı koyun.

Aklınızda hep birlikte yapabileceğimiz bir aktivite fikri varsa bana yazabilirsiniz. Birbirimize destek verebiliriz :)

Önerilerinizin ardından Instagram'da yaptığım anket sonucunda 'Zümra' medyada

Instagram; blackmavi.ms

Seviliyorsunuz 💜

🕸

Babamın gidişi en derin yaralarımın ilkiydi. Yokluğu, sonrasında açılan yaralarımı daha da derinleştirdi. Yaralar kabuk tutuyordu ama en ufak baskıda oluk oluk kanıyordu. O yaralar yalnızca kanamakla da yetinmiyordu. Zaman zaman peşimi bırakmayan kabuslara dönüşüyorlardı.

En zayıf noktamdı kabuslarım. Saatlerce etkisinden çıkamamamla birlikte tüm gün belli aralıklarla zihnime sızarak kendilerini hatırlatırlardı. O zamanlarda deli gibi ağlamak, canlı canlı kafamı yarıp beynimi ezmek isterdim. Tıpkı şu anda olduğu gibi.

Herkes akşama hazırlık için evin farklı köşelerine dağılırken ben, oturduğum yerde kalmayı tercih etmiştim. Taki önümdeki manzara o bataklığa dönüşene kadar. Abim, o bataklıkta defalarca kez battı ve ben her seferinde onu kurtaramadım. Görüntüler tekrar tekrar gözlerimin önüne düşerken onu kurtarmak adına farklı yollar denemiş, yeniden ve yeniden çırpınışlarım boşa çıkmıştı.

"Sevda?"

Omzuma değen uzun, kemikli parmaklarla oturduğum yerde irkildim. Kuru dallara sahip ağaçlar, susuzluktan çatlamış topraklar ve ölüm kokan bataklık yavaşca yok olurken yemyeşil çimenlerin ardındaki, içinde yaşam barındırdığı buradan bile belli olan orman yerine geçti.

Karşımdaki manzaradan gözlerimi çekmemi sağlayan kişiyi görebilmek için başımı kaldırarak Arsal'ın kirli sakallı yüze baktım. Verdiğim tepki sonucunda yeşil gözlerini gözlerimden kaçırarak boşta kalan elinin avucunu ensesine koydu ve mahcup bir tavır takındı.

Sanırım herkes hazırdı. Zümra'ya evime gitmek istediğimi, oradaki eşyalarımı ve telefonumu almak istediğimi söylediğimde Yade halanın her şeyi hallettiğini, eşyalarımın hazır olduğunu ve artık telefon kullanamayacağımı belirtmişti. Nedenini sorduğumdaysa Varis ve Yandaşların dikkatlerinin dağılmaması için telefon kullanmalarının yasak olduğunu, birini aramak istediğimde kendi telefonunu kullanmam gerektiğini söylemişti. O zamandan bu zamana, bu koltukta oturmuş onların hazırlanmasını bekliyordum.

"Korkutmak istememiştim, üzgünüm."

Gözlerimi kırpıştırırken dudaklarımı aralanmış olsam da konuşamamıştım. Arsal'ın tavırları hala garibime gidiyordu. Karşımdaki genç adamın sert tavırları, kaba davranışları olması gerekirken o, oldukça naif ve düşünceliydi. Çok mu önyargılıydım yoksa neredeyse karşılaştığım her adam öyle olduğu için miydi onu garip bulmam, bilmiyordum.

SEVDA | BİR YANGININ BAŞLANGICI -Ara Verildi-Where stories live. Discover now