|57| Final

15.9K 644 46
                                    


Pelin'den

Ciddiydik. Hem de hiç olmadığımız kadar. İki gün önce en yakın güne çekmiştik tarihi. Bugünse nikah günüydü. Sabahın köründe heyecandan terlerken havanın soğuğuna inat beyaz bir elbise gitmiştim. Boğazlı ve uzun kolluydu. Tamam, yaptığımız bir delilikti belki ama zaten bizim hikayemiz normal başlamamıştı ki. Bir gece arkadaşlarımla eskaza denk geldiğim adamı kıskanıp mesaj atmam ne kadar mantıklıysa şu an onunla nikah dairesine gitmek için hazırlanmam o kadar mantıklıydı.

Saçlarımı hafif dalgalandırıp iki yanından birer tutamı arkadan kıskaç tokayla tutturdum. Yüzümü hafifçe renklendirdikten sonra elimi yüzümü yıkarken çıkardığım yüzüklerimi tekrar taktım. Ayaklarıma havanın her an yağmasına karşın beyaz topuklu botlarımı giydikten sonra siyah kabanımı giydim ve çantamı da taktım.

Nikah saati on birdi. Bu yüzden erkenden kalkıp kahvaltımı yapmıştım. Sabah annem üzerimdeki gerginliği ve heyecanı fark edip beni sıkıştırmıştı biraz ama onu da Polat'ın bana bir sürprizi varmış diyerek geçiştirmiştim.

Odadan çıktıktan sonra etrafa göz attım. Ortam sakindi. Hızla evden çıkmam, merdivenleri inmem yüreğim ağzımda gerçekleşti ve ben sonunda kendimi arabanın kaportasına yaslanmış beni bekleyen Polat'ın yanında buldum. Aceleyle yanağını öptükten sonra kafamı kaldırıp bizim dairenin pencerelerine kısa bir göz attım.

"Bakıyorum bana kaçmaya pek meraklısın?" dedi alayla kapımı açarken. Onun bu espritüel haline yalancıktan gülüp arabaya bindim ve yutkundum. Peşim sıra kendi yerine geçip hareketlerini sırf beni gıcık etmek için ağırdan ala ala kemerini taktı. En sonunda dayanamayıp "Uyuşukluğun biraz daha sürerse bizimkilerden biri bizi fark edecek ve sen evliliği unutacaksın Polat."

Dediklerime birkaç saniye duraksadı ve anahtarı çevirip gaza bastı. Araba aniden öne atılırken kahkahama engel olamadım. "Bakıyorum beni kaçırmaya pek bir meraklısın?"

Az önce yaptığı imayı ona iade ettiğimi anladığında gülümsedi ve elimi tutup dudaklarına götürdü. "Konu sensen, meraklıyım."

Tebessüm ettim ve arkama yaslandım. Onunla yazışırken zerre utanç duymayan ben onu ilk kez üniversitenin çıkışında gördüğümde bayılacak hale gelmiştim. Görmeden yazdığım onca şeyden sonra bugün burada yanyana olmak, hatta birazdan hayatımızın geri kalanını beraber geçirmek için adım atmamız ve birazda ailemizin tüm hayallerine kafa atmamız hala bir mucize gibi geliyordu.

Bir gün uyanacaktım ve her şey hayal olacak diye korkmuyor değildim.

"Evlendiğimizi kolay kabullenmeyecek her ikimizin ailesi de." diye mırıldandı düşünceli düşünceli. Çoktan mahalleden çıkmış ve ana yola sapmıştık. Yaklaşık on dakika sonra belediyeye varacaktık.

"Ama evlenmiş olacağız." dedim omuz silkerek. "Ellerinden bir şey gelmeyecek."

Biraz bencilceydi yaptığımız iş, farkında olsak da geri adım atmayacaktım. Bize anca böyle kaçık bir son yakışırdı. Ailelerimiz de en fazla bir ay sonra affederdi bizi. Zira birazda onlar korkutmuştu ya zaten gözümüzü. Çıkardıkları onca iş, babamın resmen ev bulmamızı baltalaması, annemin uzattıkça uzattığı hava atma listesi... Evlenenin biz olduğumuzu unutup kendi planlarını uygulamaları ne kadar sağlıklı bir davranıştı ki?

"Üzülmeyecek misin?" diye sordu merakla.

Gülümsedim ve omuz silktim. "Ben üzülmeyi uzun süre önce göze almıştım. Sana kavuşmanın zahmetsiz yolunu bulmuşum, nesine üzüleceğim?"

Ufak bir kahkaha attı. Bende nasıl bir potansiyel gördü bilmiyorum ama iyi eğlendiği kesindi.

"Balayına nereye gitmek istersin?" diye sordu. Sanki çok normal bir iş yapıyorduk yarab!

"Sen izin aldın mı işten?" diye sordum bir anda. Benim okulum, onun işi derken ayağımıza takılacaktı tüm bunlar. Balayını yaza ertelesekte olurdu zannımca.

"Daha almadım. İlk önce tatili ayarlayalım, sonrasında alacağım."

Mantıklıydı.

"Yaza mı alsan?" diye sordum düşünceli bir şekilde.

Yüzünü buruşturdu. "Kızım sıcakta nereye gideceğiz? Güney ateş alıyor, kuzey kafasına göre." dediğinde güldüm. Sanırım bu konuda anlaşamayacaktık ama ben onu tatile çıkarmasını da bilirdim. "Bence seninle Türkiye'yi gezelim. Ne dersin?"

Ama buna da hayır denir mi?

"Egeden başlarız, güneyden devam edip doğuya doğru." dedi keyiflice. Gözlerimde şehirler bir bir canlanırken heyecanlandım. Buna hayır demeyecektim. "Olabilir. Rota belirleriz kendimize."

"Birde karavan kiralayalım diyorum." dedi sırıtarak. "Aksiyon olur."

Güldüm ve başımı salladım. Kesinlikle keyifli bir yolculuk olurdu. İleride beş çocuğumuza anlatacağımız sayısız delilik biriktirecek olmak o kadar da kötü gelmiyordu kulağa. Annelerinin ne kadar kaçık bir insan olduğunu, babalarının ne kadar aksiyonsever olduğunu bilmek onlarında hakkıydı canım.

Araba belediyenin halka ait otoparkına girdiğinde derin bir nefes aldım. Kanıma karışan heyecan nefesimi keserken benden pek bir farkı olmayan Polat'la birbirimize baktık. Dudaklarını yalayıp "Hayatımızın en büyük aksiyonunu az sonra yaşayacağız." dediğinde başımı belli belirsiz salladım. Kimse kusura bakmasın, her gün evlenmiyoruz sonuçta!

Arabadan inmemiz, belediyeye girip nikah salonuna geçmeden önce iki kişiyi çevirip nikah şahidimiz olmaya ikna etmemiz, nikah masasına oturmamız ve o imzaları atmamız hayatımızda yaşayacağımız en büyük aksiyondu aslında. Nikah memuru "Mutluluklar dilerim." diyip tuttuğu defteri bana uzattığımda titreyen bacaklarımın beni taşımayacağından emin Polat'a tutunmuştum.

Ben Polat'la evlenmiştim.

"Gelini öpebilirsiniz." diyen nikah memuru gülümsediğinde tanımadığımız şahitlerle alkış tutmuşlardı.

Polat bana doğru dönüp belimden kavradığında hala üzerimde biraz şok vardı. Ben az önce cidden evlenmiştim ve bu farkındalık daha yeni düşüyordu aklıma.

"Artık öpmek serbest mi?" diye fısıldadı dudaklarıma nefesi çarparken. Kalbimin sesini duyacakları kadar büyük bir heyecanın içinde olsam da gülümsedim ve bu zamana kadar bir kere olsun dudaklarıma değmeyen dudaklarına bir an bakarak "Serbest." diye fısıldadım.

Ben hayatımın en büyük aksiyonuna onunla başladım ve bu aksiyon bir ömür sürecekti bizim için. En az beş çocukla!

|Son|

Şimdiiiiiiiiiiğğ! Hepimiz buradayız, güzel okuduk vesellam. Ne oldu lan falan demeyin hiç. Ben bu hikayeye saçmalayarak başladım, saçmalayarak bitirmesem içimde kalırdı vallahi! Bu sebeple çiftimize rahat battı, onlarda izin verilmesine rağmen kaçarak evlendi.

Hikayemiz burada son buldu. En az beş çocuk yaparak çekirdek ailelerini kocaman bir aile yapacaklar ama henüz onlarla ilgili özel bölüm yazsam mı emin değilim. Belki yazarım, eğlenceli olabilir. Ama yine de bir süre özel bölüm beklemeyelim. Belki haftaya yazmaya başlarım, zira şu ara kafamı toparlamaya ihtiyacım var.

Sizi diğer hikayelerime de beklerim! Destek olan herkese çok teşekkür ederim. Sizi seviyorum. ❤️

Çocuklarımın Babası | Texting ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin