Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
***
Kenan, ağlayarak giden kızının ardından baktı bir süre.
Babalığını; yaptığı, yaptıkları hataları sorguladı.
En büyük oğlu Yekta, "Gelmeyin siz," diyerek kızının peşinden gittiğinde o da salondan çıktı ve kendini kış bahçesine attı. Hasır sandalyeye oturdu ve eğilip başını ellerinin arasına aldı.
Ağlamak istiyordu. Kızına bunları yaşattığı, yaşattıkları için. Mayıs henüz on yedi yaşındaydı. Küçücüktü. Mutlu olması, etrafa şen kahkahalarını yayması gerekirken geldiğinden beri hüzün eksik olmamıştı yüzünde.
"Allah beni kahretsin," diye mırıldandı kendi kendine ve yanağına süzülen yaşı sildi hemen. Şimdi ağlamanın değil düşünmenin zamanıydı.
Bir süre öylece düşündü. Kızı gitmek istiyordu ve bu çok doğaldı. Ama onu bırakmayı katiyen düşünmüyordu.
Fakat, bir süre uzaklaşmasına izin verebilirdi zor da olsa.
Telefonunu çıkardı ve rehbere girdi hemen. Kıs bir süre sonra aradığını buldu.
'Mehmet Doğan' aranıyor...
Mehmet , Mayıs gittikten sonra uzunca bir sorgulama sürecine girmişti. Kızıyla geçirdiği on yedi yılını düşünmüştü gece gündüz. Mayıs'ı çok, çok seviyordu. Evladıydı Mayıs onun, nasıl sevmezdi? Fakat bunu hiçbir zaman ona gösterememişti. Karısı, Aysun, evlilikleri süresince öyle boğmuştu ki onu, bu durumu kızına yansıtmak zorunda kalmıştı.
Kızına hiçbir zaman şiddet uygulamamıştı, aklından bile geçmemişti. Öyle bir hata yapsaydı kendini asla affetmezdi de zaten. Ama sevgisini de gösterememişti.
Mayıs gittikten sonra bir şeylerin farkına vardığı ilk an yaptığı şey, karısından boşanmak olmuştu. Aysun, Mayıs'ı gerçekten bir anne gibi sevmiyordu.
Kendini toparlamaya başladıktan sonra ise Kenan'la irtibata geçmiş ve Mayıs'la ilgili bilgiler almıştı sürekli olarak. Uzaktan uzağa kızını da izlemişti ara ara.
Onu arayacak cesareti henüz yoktu, utanıyordu fakat işler biraz yoluna girdiğinde elbette onu karşısına alıp konuşacak ve gerekirse af dileyecekti.
Kaybolan on yedi yılın, geçip giden bir çocukluğun telafisini yapamazdı, kendi de farkındaydı. Ama hiç olmazsa, bundan sonraki zamanlarda ömrü yettiğince kızına hak ettiği sevgiyi vermek istiyordu.
Kenan, tüm bunları biliyordu ve bu yüzden Mehmet'i aramıştı.
Mehmet aramayı saniyeler içinde yanıtladığında, Kenan direkt olarak konuya girdi ve her şeyi utana sıkıla anlattı.
