SERÇELER AĞLADIĞINDA

101K 4.7K 8.2K
                                    




SERÇELER AĞLADIĞINDA




yarayı deş—
iyileştiremediğin yarayı.
ağzından çıkartamadığın her bir sözcük için bir gözyaşı dök sadece.
sessizce ağla.
sessizce gül.
kalacaksan gürültü yapma, sessizce git.
başkalarının yüküne yardım et ama kendininkinin altında ezil—
terk edil.

işlemediğin günahın bedelini boynuna,
bedenini ihanetin koynuna assınlar.
izin ver.

senden alacak bir şeyleri kalmayana—
tükenene,
en karanlık gününe dek.

ışık yakmayacaklar.

bırak yanında gölge yapsınlar.
sonra gölgeni bile tanımasınlar.
omuzlarına asılıp üstüne çıksınlar
uzandığında dalın olmasınlar.
kalabalığın içinde elinden tutsunlar—
karanlıkta kapıları kapatsınlar.

ardında kal o kapıların.
altında kal yalanlarının—
kendine söylediğin yalanlarının.
"sırtını dönebilirsin, korkmana gerek yok"
—tu değil mi?
"ama o benim en yakınım, bu oyunun kaybedeni yok"
—tu değil mi?

kalesini inşa et,
seni savaş alanında yalnız bıraksın
muharebe vakti seni önden gönderenin
söyle en çok hangi lafına inandın?

soytarı.

ne dostu, ne de diğer yarısıydın.
cepheyi terk eden her askerin,
düşman topraklarına koştu.

verdiğin her bir sır,
oturmak istedikleri masalarda yer buldurdu.

şimdi boş kalan o ellerin
ihanetin acısıyla sarıldı göğsüne—
mezarı olmayacak hiçbirinin göğsünde.

kuşlar için göç, serçeler için ölüm vakti.






gözlerinde bir şey gördüm
kara bir çift delik,
parlak, kendinden emin ve özgür
kirpiklerinin arasındaydı dünya.

ödüm koptu göreceksin diye
içimdeki hiçsizliği
kimsesizliği
bitkinliği
bitmişliği.

"anlamıyorlar!"
"yaşım daha kaç ki—"

sustum bu yüzden.
tek kelime etmedim.
sandım ki—
belli etmedim.
sakladım aklımı içime
o yarım aklımı içime
ses etmesin diye.

ya rahatsız ederse?

kalmak istedim.

mayın tarlasıydın sen bitiş çizgisine kadar güle oynaya koştuğum.
uslu bir hayalettim ben.

belki yolumu uzatıp evinin önünden geçtiğimden
belki gölgeni asfalttan izlediğimden
sadece senin sokağındaki kedileri beslediğimden
izlediğini bildiğim dizileri ezberlediğimden
aynı köşede görürüm diye mekan değiştirdiğimden belki
her gece kafamın içinde kavga ettiğimizden
köpeğini aradığımdan yakınlarda yürürken belki—
tuvalet saatini beklediğimden.
belki kollarımdaki pati izlerini sevdiğimden.
belki yeniden attığından kalbim,
belki midemdeki kelebekleri özlettiğinden.
daha iyi bir insan olduğumdan her gördüğümde seni
belki çatıda yıldızları saymaya kalktığımdan—

SERÇELER AĞLADIĞINDAWhere stories live. Discover now