Ailesinin güven veren kanatlarının altı yerine soğuk bir köşede kendi başına büyüyen kuşlara gökyüzü özgürlük değil; kafestir.
Talya Vasilyev, 19 yaşında nakilini Safir Okulları'na aldırdığında tek istediği bir hayalet gibi sessizce son yılını tama...
Selamlar, oy vermek ve yorum bırakmak unutulmasın! Yakında Instagram/vaenoctis hesabına kurgu ağı postları gelecek, ayrıca Instagram hesabımızın kullanıcı adı serceleragladiginda Yakın zamanda yaptığımız soru & cevap storylerine bakabilirsiniz, sabitledim :)
Tüm poster ve video çalışmalarınız için, ilginiz için teşekkür ederim. İyi ki varsınız. İyi okumalar diliyorum! Saat şu an sabahın 6'sı ve ben bu bölümü yayımlıyorum evet...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
❧
Ramsey, Where Did You Sleep Last Night?
❧
Kuzenlerimin hiçbiri benimle oynamazdı çocukken.
Bir odaya götürürlerdi ve kapının kilidi bozulurdu, ben çıkamazdım içeriden.
Pikniklerde en küçük pasta dilimi bana kalırdı ve birisi illa ki çelme takar ya da omuz atardı.
Üstelik konuşabiliyordum da ben küçükken.
Çok, çok küçükken.
En küçükleri, en cılızları, en güçsüzleri olduğumdan mıdır bilinmez; dedem beni kalabalıklardan alır, dizine oturtur, bir oyun uydururdu her defasında. Dedemi çok sevdiğimi bahane eden ailem beni vakit buldukça dedemin evine bırakır ve kendileri yurtdışı seyahatlerine giderlerdi. Dedemi kıskandıklarından mıdır yine bilinmez, belki de bu yüzden bütün kuzenlerim benden nefret ederlerdi.
En çok da Tayga.
"Monopoly falan oynayabiliriz isterseniz?" diye bir fikir attı ortaya Meri, geldiği gibi sanki oturacak başka yer bulamamış gibi Gazel'in koltuğunun kol kısmına oturmuştu. Üzerinde bir kot ve beli açık, pofuduk bir boğazlı bir kazak vardı.
"Ay çocuk muyuz?" diye söylendi Ukte, pencereden bakmayı kesip orta sehpaya doğru yürüyerek. Elinde küçük bir kova patlamış mısır vardı ve sinirden sürekli içine tuz döküp çiğniyordu.
Elektrikler gideli yarım saat oluyordu ve çocuklar bu yüzden Apex oynayamıyorlardı. Ukte, Tayga'yla restleşip onunla oynamak istemişti ve kaybetmişti. Tayga da dalga geçme konusunda çizgiyi aşınca Ukte, Tayga'nın oyun oynadığı kolu alıp pencereden, dışarıdaki gölete fırlatmıştı. Yaklaşık on beş dakika önce de öğrenmiştik ki, Tayga, muhtemelen Ukte'yle uğraşsınlar diye ikizleri eve çağırmıştı.
Sorun şuydu ki ikizler yalnızca Ukte'yle uğraşmıyordu.
"Cidden saçlarını kesmelisin, kezban gibi uzatmışsın," dedi ne zaman ayağa kalktığını bile fark etmediğim Meri, masanın üzerinden bir su şişesi kaparken kendine. Kolunu koltuğun sırtına yaslayıp bana doğru dönerek bacak bacak üstüne atmıştı. "Annem modacı, bu sene kısa küt saçların popüler olacağını söyledi. İstersen seni çok iyi bir kuaförle—"
